3 Haziran 2015 Çarşamba

‘Oraya geri dönemem!’

Bir müzik çalar. 
Bir çığlık yükselir. 
O çığlık yüreğinin ta orta yerine çöreklenir.
Gün olur bambaşka bir yerde bir proje şekillenir, önüne gelir. Yıllar önce dinlediğin müzik saklandığı yerden çıkar, proje ile birleşir.
Bir film halini alır ve kısacık zaman diliminde binlerce kelimenin anlatamayacağı kadar çok duyguyu dile getirir.
İzleyenlere ayna tutar, belki birkaçının zihinlerinde bir soru işareti belirir.
"Şiddetin bahanesi nedir?"

İşte böyle bir film izledim ben. Dediğim gibi; kısacık.
İçinde erkek olmayan, erkek sesi, erkek nefesi, erkek görseli olmayan, lakin erkek şiddetiyle dopdolu bir film.
Ne ağzı yüzü dağılmış bir kadın vardı filmde, ne ağlak bir duruş.
Kadın sesleriydi şiddeti yapan.
Erkeklerin icat ettiği ve uygulamaları için başına kadınları asker ettiği kuralları en sertinden uyguluyordu kadınlar.
Ağlayan bir kadının iç sesi konuşuyordu kendi kendine. Kendisine şiddet uygulayan erkeğini haklı, kendisini ise haksız görüyordu. Ortada bir suçlu varsa o da kendisi olmalıydı. Evet evet öyle olmalıydı. Teselli veriyordu bir yandan kendine. "Seviyor beni, kıskanıyor, seven adam kıskanır, zorladım onu, benim de hatalı olduğum yerler var...."
Sonra kendine geliyordu bir anda.
"Oraya geri dönemem!"
Devreye yine erkeğin maşası kadınlar giriyordu;
"Biraz metanetli ol, sağlam dur, böyle şeyler olur canım, gayet normal, hepimizin hayatı çok mu kolay?"
Şiddet gördüğü eve dönmek istemeyen kadın çırpınıp yardım istedikçe kadınların sesi onu boğuyor, ardından da erkek gelip son noktayı koyuyordu.
İki el ateş!
İşte yine ne ailenin, ne de devletin koruyamadığı, hatta korumadığı bir kadın cinayeti daha...

Kime gitsindi bu kadın? Ne yapsındı? Kime duyursundu sesini? Kimden istesindi yardımı?
"Ne yardımı?" mı dediniz...
Susup otursaydı öyle mi?
Değil işte. Öyle değil.
Vurmaya alışmış bir erkeğe teslim edilmeyecek artık o kadın.
Kan kusup kızılcık şerbeti içtim demesi istenmeyecek.
Bir el uzanacak, "Yalnız Değilsin" diyerek çekip çıkartacak onu kurtulmak için çırpındıkça battığı o bataktan.
Hani çok zaman adına "Kutsal Evlilik" denilen gayya kuyusundan...
Artık;
Her insan öğrenecek ki; kendinden zayıfa el kalkamayacak.
Her insan öğrenecek ki; şu dünyada herkesin yaşama hakkı bir diğerinden fazla değil.
Her insan öğrenecek ki; yüreklere korku salan insan gün gelir korkutamaz, gün gelir kimse ondan korkmaz.
Her insan öğrenecek ki; korkuda değil sevgide, sevgiyle birlikte saygıdadır hayat.
Önce "var olma" hakkına saygıda...

Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği şiddet hattına ve derneğe ulaşılması ve hattın yaygınlaştırılması amacıyla 1.5 dakika süren bir kısa film çalışması gerçekleştirdi geçtiğimiz günlerde. Ben de filmin Nilüfer Dernekler Yerleşkesi'nde düzenlenen tanıtım toplantısındaydım.
Filmden detay notlar;
Misi Köyü'nde gerçekleşen çekimlerde Daim Aydoğan'ın tarihi evi kullanılmış. Kısacık filmdeki anneyi İclay Polat, küçük kızı Nesil Uzun oynamış.
Filmin oluşmasına katkı sağlayanlar ise; filme maddi manevi destek veren Prusa Halk Oyunları Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Ahmet Aydemir, aynı destek ile senaryoyu yazan ve filmi çeken Musical Tailor ekibi / Hakan Kaplan ve Orkun Karaburun, filme sesiyle can veren de Deniz Kaptan imiş.

Film izlenmeye başlamadan önce kısa bir konuşma yapan Dernek Başkanı Dilek Üzümcüler, filmin izlenmesinin ardından gelecek tepkileri heyecanla bekliyordu.
RTÜK'ten geçerse tüm kanallarda kamu spotu olarak gösterilecek olan film, RTÜK'ten geçmediği takdirde reklam olarak yayınlanacakmış.
Filmin izlenmesinin ardından gelen alkışlar ve yorumlar emeklerin boşa gitmediğinin göstergesiydi.
****
Bilindiği üzre 2012 yılında kurulan Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Bursa ilindeki tek iletişim derneği ve Valilik Şiddet Önleme Üst Kuruılu'nda yer alan tek STK.
7 gün 24 saat hizmet veren dernek şiddet mağdurlarına yol gösteren bir Şiddet Hattı'na sahip.
Ki kuruluşundan itibaren 1300 telefon gelmiş bu hatta. Sponsorların desteğiyle faaliyet gösteren dernek şimdiye dek sığınma evinden çıkan 978 kadın ve 520 çocuğa destek vermiş. Vermeye de devam ediyor.
****
Mor Salkım'ı ve bu anlamlı filmin hazırlanmasına el veren tüm gönüllülerü kutlarken film ekibiyle ve Başkan Üzümcüler ile bir karede ölümsüzleşiyoruz.

Kadına Şiddet ve Kadın Cinayetleri Yazılarım

Nerde kalmıştık? / 4 Ocak 2011
Öyle bir ceza ki! / 1 Şubat 2011
Diğerleri’nin meraklıları / 8 Şubat 2011
Aşkım için yaptım Hakim Bey! / 18 Şubat 2011
Bugün kutlayacaksınız, ya yarın? / 8 Mart 2011
Meclis’te Kadın Olmak / 19 Nisan 2011
At — Avrat — Silah / 27 Mayıs 2011
Katil Kadınlar / 28 Haziran 2011
Şafak’ın Eteği / 5 Temmuz 2011
8 bin 372 / 12 Temmuz 2011
Taammüden / 26 Temmuz 2011
Gitmek mi zor, kalmak mı? / 6 Eylül 2011
İsyan bu, haykırış… / 16 Eylül 2011
O kadın bir kez de o manşette öldürüldü / 11 Ekim 2011
Suçlu, ayağa kalk! / 3 Kasım 2011
Tecavüzcüden koca olur mu? / 4 Kasım 2011
Son karar: Kendi rızası ile! / 18 Kasım 2011
Aklından bile geçirme! / 29 Aralık 2011
Hırsızın hiç mi suçu yok! / 2 Şubat 2012
Şiddete şiddetle karşıyım! / 18 Şubat 2012
Benden artık bu kadar… / 3 Mart 2012
Siz hiç dayak yediniz mi? / 24 Mayıs 2012
Şeytan da bir Melek ise… / 15 Haziran 2012
Tabancamın sapinu gülle donatacağum / 3 Aralık 2012
Toplumsal Cinsiyet Bilinci / 8 Aralık 2012
Onlar, toplu tecavüzcüler / 15 Aralık 2012
Anlayan anladı Bakan Bey, anlayan anladı! / 15 Nisan 2013
Kan Kırmızı, Ruj Beyaz / 30 Nisan 2013
Eline, beline, en çok da diline… / 13 Temmuz 2013
Göbek değil, bebek bebek! / 25 Temmuz 2013
4 parmakla değil, 5 parmakla STOP! / 22 Ağustos 2013
Kanla yıkanınca temizlenen namusumuz var bizim / 15 Eylül 2013
Ajda’yı sahneden kovan paralı adam… / 16 Eylül 2013
Anne 9 günlük tatilde, 2 aylık bebek evde! / 21 Ekim 2013
Şeytan bu işin neresinde? / 5 Kasım 2013
Allah da sizi güldürsün e mi! / 23 Ocak 2014
Bu kadar günahın vebali öte tarafta mı ödenecek? / 7 Mart 2014
Bu kez neyi kutluyoruz? / 8 Mart 2014
Kıyım kıyım kıyıyorlar hiç acımadan / 18 Nisan 2014
Anlaman için her gün sana ‘çüş’ mü dememiz gerek? / 23 Nisan 2014
Dişe diş, kana kan, hattâ idamsa idam! / 2 Mayıs 2014
Bırakınız gülelim, bırakınız sevelim / 1 Ağustos 2014
Susturamadığından korkar insan / 23 Ağustos 2014
Sen kimsin be adam! / 22 Eylül 2014
Duvağın altındasın, SOBE! / 14 Ekim 2014
Gelenekler binlerce olsa da gerçek tektir! / 15 Ekim 2014
Dünya’nın derdi ‘KADIN’ olmuş / 26 Kasım 2014
Her şeyin müsebbibi kadın! / 10 Aralık 2014
O kadınlar hep Anan, Bacın, Avradın! / 7 Ocak 2015
Bir 14 Şubat’a daha ulaştık sürünerek / 14 Şubat 2015
Soysuzun soyu kurusun, çoğalmasın / 15 Şubat 2015,
Artık utanan taraf kadın olmayacak! / 16 Şubat 2015
Kadın Doğdum Ben / 10 Mart 2015
Savaşın öteki yüzü… / 11 Mart 2015
Biz mi gidelim, siz mi gidersiniz? / 7 Mayıs 2015
‘Topuklularımı hiç çıkartmadım’ / 15 Mayıs 2015
Hoşgörüsüzleri hoş görmüyorum / 29 Mayıs 2015
"Oraya geri dönemem!" / 3 Haziran 2015
Bir insan olarak sus! / 1 Ağustos 2015
Sizin olsun bu dünya / 7 Kasım 2015
Bitmeyen savaş yapmışlar / 13 Aralık 2015
Çocuklar İYİYMİŞ! / 26 Aralık 2015
Hodri Meydan / 4 Ocak 2016
Namussuz! / 26 Ocak 2016
Beleşçisin arkadaş! / 29 Ocak 2016
Bu kadar günahın vebali kimin boynunadır? / 30 Ocak 2016
Benimle Dans Eder Misin? / 1 Şubat 2016
Kadın yiyen canavar / 24 Şubat 2016
Katil oldum ben… / 10 Mart 2016
“İffetli kadın olmak istemiyoruz!” / 16 Mart 2016
Zevk alıyor muyuz? / 31 Mart 2016
Çocuk sayını söyle bana porsiyonunu söyleyeyim sana / 6 Haziran 2016
Neye güldün arkadaş? / 28 Ekim 2016
Hesapta biz de varız! / 5 Aralık 2016
Ben erkek olsaydım / 9 Aralık 2016
Buz yanığı yürekler / 30 Aralık 2016
Eşitlik Berekettir / 7 Mart 2017
Seçmece bunlar! / 22 Eylül 2017
Bir kızım olsaydı eğer / 11 Ekim 2017
Ne nikâh bağlar bizi, ne mahkeme ayırır / 18 Ekim 2017
Yazık, çok yazık… / 15 Aralık 2017
Şeytan üflemekle kalmamış / 26 Aralık 2017
İzin verme, BEKLET! / 4 Ocak 2018
Fırsatçı yağmacılar / 9 Ocak 2018
Cennet-i âlâ / 18 Ocak 2018
Son Perde inmeden / 29 Ocak 2018
Tüyden Elbiseli Kadınlar / 25 Şubat 2018
Koş koş, asansörcü ağabeyi getir! / 28 Şubat 2018
Umutsuz değil, Umut Dolu Kadınlar / 6 Mart 2018
10 güncelleme onay gerektiriyor / 11 Mart 2018
Kadının Peşinde Şiir / 16 Mart 2018
Sahnedeyiz, İnmeyiz / 27 Mart 2018
Büyük Gözler Bizi İzler / 22 Ağustos 2018 
Kaç Çocuk Yedin? 2 Temmuz 2018
Kadın, Şiddet, Medya ve dahası / 30 Ekim 2018
Çocukları kanatmayın / 20 Kasım 2018
Perperişan! / 4 Ocak 2019
Kadınlar Burada, Erkekler Nerede? / 3 Mart 2019
Türk Kadınının Savaşı Başka / 19 Mart 2019
Yasalarımız Var, Evet! / 25 Mart 2019
Kırmızı Başlıklı Kız da Değişti / 25 Haziran 2019
Sistem Hata Veriyor / 2 Temmuz 2019
Tekdîri geçelim, tokmağa gelelim! / 23 Ağustos 2019
Ben Kendimi Anlayamıyorum! / 5 Aralık 2019
Yapabilirim, Yapabilirsin, Yapabiliriz / 12 Aralık 2019
Kapı / 20 Aralık 2019
Şiirin Peşinde Kadın / 9 Mart 2020
Cinsiyetçi Dilden Yılanlar! / 15 Haziran 2020
Trafikte Kadın Olmak / 14 Ağustos 2020
Madalyonun Üç Yüzü / 23 Kasım 2020
Kadının Adı Mezar Taşında / 30 Aralık 2020
Katil Kadınlar / 9 Ocak 2021
Baldan Tatlı Zehirli Öfke! / 7 Mart 2021
Kraliçe olmak mı, ASLA! / 11 Mart 2021

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder