9 Haziran 2015 Salı

Sandık dediniz gittik, oy dediniz verdik!


N’oldu şimdi?
Ya da n’olacak şimdi?
Biz üzerimize düşen vazifeyi paşa paşa yerine getirdik.
Siz de sandıklar açıldıkça bir sevindiniz bir sevindiniz.
OKS ya da LYS sınavlarının ardından her okul sınav birincisinin kendisinden çıktığının reklamını yapar ya billboardlarda; aynen de öyleydiniz!
Sonra hepiniz birden havaya girdiniz.
“Ben onunla koalisyon yapmam!”

Yurt dışından parti getirtsek sizlere efendim, hangisini isterdiniz?
İtalyan Demokratik Partisi’ni mesela…
Ya da Fransız Komünist Partisi’ni…
Olmaz mı? Onları da mı istemezsiniz?
Hay Allah, vallahi kaldık biz böyle naçar.
Cem Yılmaz gibi diyelim o zaman; “Ne vereyim abime?”

Beyler, sandıktan birinci parti olarak çıkamayacağınızı ve koalisyon kuracağınızı hepiniz biliyordunuz değil mi?
Şimdi bu neyin kafası, bu neyin şımarıklığı, bu neyin mızıkçılığı?
Oturup kalkıp aritmetik hesaplar yapıyorsunuz. Ordan alıp buraya koyuyorsunuz.
Yok efendim kime kimden ne kadar oy kaydı? Kim azaldı, kim çoğaldı?
Azalan da çoğalan da bizim cenahtan net görünüyor.
Siz neyin peşindesiniz?

Şöyle bir hayal geliyor benim gözümün önüne mesela.
U şeklindeki bir şeffaf hortumun içindeki suyun hareketini izliyorum sanki.
Hani hortumun bir ucunu bir taraftan kaldırınca su diğer tarafa nasıl akar ve nasıl o tarafta çoğalır.
Ya da Carrefour arkasındaki şu binayı düşünüyorum.
Bir tarafı Ak Parti. Diğer tarafı HDP.
Bir tarafı yüksek, diğer tarafı daha az yüksek.
Şimdi HDP’nin yükselen katları AK Parti’den mi geldi, CHP’den mi geldi, MHP’den mi geldi bilmem.
HDP kaçak kat çıkamayacağına göre; karşıdan görünen o ki birinin katları azalırken, diğerinin katları artmış, ötekilerin ise ortada durağan kalmış.

Hiç kimse alıp başını semaya uzanamamış, başlı başına bir gökdelen olamamış.

O zaman şimdi yapılacak olan, şapkaları önünüze koyup çıkan sonucu değerlendirmek.
İşin kolayına kaçıp da “erken seçim” istememek.
‘Erken seçim yapıldığında manzaranın değişeceğini beklemek’ fikriyle boş boş iştigal etmemek…

Biz halk olarak bir seçim tıngırtısı daha istemiyoruz.
Onca masraf edilmesini, onca tantana ile tepemizde tepinilmesini, onca vaatler ile umutlarımızla adeta dalga geçilmesini istemiyoruz.

Yazımın başlığında da dediğim gibi;
Sandık dediniz gittik, oy dediniz verdik.
Ve sizi başımıza vekil tayin ettik. Bundan sonrası sizin…
Hükümeti kurmayı beceremeyip de mızıkçılık ederseniz daha da sandığa gitmeyiz, zırnık kadar da oy vermeyiz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder