Tiyatro izlemeyi sever misiniz, fırsat bulup tiyatroya gider misiniz, gitseniz de keyif alır mısınız?
Ya da, bir tiyatro oyununu izlerken o oyunun hazırlık aşamalarını ve "Ve perde!" diyene kadar sahne arkasında neler yaşandığını düşünür müsünüz?
Oyun seçimi, rollerin dağılımı, kostüm belirlenmesi ve provaları, dekor uygulamaları ve dekor malzemeleri, günlerce ve gecelerce süren sahne tekrarları, oyunun yazılı metni ve tabii ki ezberler...
"Ben ezber yapamam!" diyenler için minik bir tüyo;
Hangi oyunun oynanacağından başlayarak, oyunun seyirciyle buluşmasına kadar bir oyunun o kadar çok kez provası olur ki; sadece kendi rolünüzü değil, diğer bütün rollerin repliklerini ezberlersiniz.
Nereden mi biliyorum,
Tabii ki üç yıl art arda tiyatroda rol almamdan...
****
Lise yıllarımızın en gözde etkinliklerinden birisi de tiyatroydu.
O zamanlar şimdiki gibi dershaneden dershaneye koşturma modası olmadığından olsa gerek, spordan sanata her türlü etkinliğe ayırabilecek vaktimiz oluyordu.
Bizden önceki devirlerden başlayıp bizimle devam eden lisemizdeki tiyatro geleneği daha sonra ne kadar sürdü bilmiyorum.
Küçük bir kasabanın, küçük bir lisesindeki küçük bir tiyatro etkinliğinin ne kadar özverili ve büyük bir çalışmanın sonucunda gerçekleştiğini belki hayal edemezsiniz.
Belki sadece müsamere der geçersiniz.
Lakin bizim sahnelediğimiz oyunlar pek de müsamere tadında değildi.
Bildiğimiz tiyatro oyunuydu.
Evden getirilen bardak çanaklar, konu-komşudan bulunan kıyafetler, çay yerine çay bardağına doldurulan kolalar, dekorların yenmemesi-içilmemesi için edilen tembihler, dilimize ve sesimize hakim olabilmemiz için doğru konuşma dersleri vermeye gelen tiyatrocu eğitmenler.
Ve ezberlememiz için elimize tutuşturduğu tekerlemelerle dolu kâğıtlar...
En önemlisi de; sahnede iken seyirciyle göz teması kurmama ve oyun esnasında gülmeme talimatları.
Suflöründen ışıkçısına dek, gerçek bir tiyatro ortamı.
Ya da, bir tiyatro oyununu izlerken o oyunun hazırlık aşamalarını ve "Ve perde!" diyene kadar sahne arkasında neler yaşandığını düşünür müsünüz?
Oyun seçimi, rollerin dağılımı, kostüm belirlenmesi ve provaları, dekor uygulamaları ve dekor malzemeleri, günlerce ve gecelerce süren sahne tekrarları, oyunun yazılı metni ve tabii ki ezberler...
"Ben ezber yapamam!" diyenler için minik bir tüyo;
Hangi oyunun oynanacağından başlayarak, oyunun seyirciyle buluşmasına kadar bir oyunun o kadar çok kez provası olur ki; sadece kendi rolünüzü değil, diğer bütün rollerin repliklerini ezberlersiniz.
Nereden mi biliyorum,
Tabii ki üç yıl art arda tiyatroda rol almamdan...
****
Lise yıllarımızın en gözde etkinliklerinden birisi de tiyatroydu.
O zamanlar şimdiki gibi dershaneden dershaneye koşturma modası olmadığından olsa gerek, spordan sanata her türlü etkinliğe ayırabilecek vaktimiz oluyordu.
Bizden önceki devirlerden başlayıp bizimle devam eden lisemizdeki tiyatro geleneği daha sonra ne kadar sürdü bilmiyorum.
Küçük bir kasabanın, küçük bir lisesindeki küçük bir tiyatro etkinliğinin ne kadar özverili ve büyük bir çalışmanın sonucunda gerçekleştiğini belki hayal edemezsiniz.
Belki sadece müsamere der geçersiniz.
Lakin bizim sahnelediğimiz oyunlar pek de müsamere tadında değildi.
Bildiğimiz tiyatro oyunuydu.
Evden getirilen bardak çanaklar, konu-komşudan bulunan kıyafetler, çay yerine çay bardağına doldurulan kolalar, dekorların yenmemesi-içilmemesi için edilen tembihler, dilimize ve sesimize hakim olabilmemiz için doğru konuşma dersleri vermeye gelen tiyatrocu eğitmenler.
Ve ezberlememiz için elimize tutuşturduğu tekerlemelerle dolu kâğıtlar...
En önemlisi de; sahnede iken seyirciyle göz teması kurmama ve oyun esnasında gülmeme talimatları.
Suflöründen ışıkçısına dek, gerçek bir tiyatro ortamı.
Gülmek yasak denmemiş miydi? |
Okullardaki sanat ve spor etkinliklerinin bir insanın temeline oldukça sağlam yapı taşları koyduğunu düşünürüm.
Sanatın olmadığı yerde her türlü melanetin daha kolay yaşanabileceğini düşünürüm.
Sanatçının, sanatını icra ederken geçim derdine düşmemesi gerektiğine inanırım.
Geçim derdine düşerek akıntıya kapılmasını ve sadece o akıntı yönünde ürünler vermesini değil de; kendi akımını yaratmasını, kendi akımıyla insanları yönlendirmesini beklerim.
Kendisine bahşedilen bir yeteneği özgürce kullanmasını ve insanlığa yenilikler sunmasını isterim.
Sınırlandırılan ve sıkıştırılan sanatın, sanat olmaktan başka her şeye benzediğini; sanatçının da sanatçılığından gittikçe uzaklaşarak sıradanlaştığını görürüm.
****
Şimdilerde bırakın sanatın özgürleşmesini, sanatın ve sanatçının anlamının farkında olmayan, kadını hem sanat hem de hayat sahnesinden gittikçe uzaklaştıran, akıllarınca hem sanatı hem de kadını ortadan kaldırmaya çalışan bir akıl var.
Baleyi ve operayı gereksiz bulan, resim ve heykelin ahlâka aykırılığından yakınarak eserlerin zedelenmesine teşvik çıkartan, bir müzedeki paha biçilmez resimlere soba boyası bulaştıranlara ses çıkartmayan bir akıl...
Ey akıllı akıl,
Bilmez misin ki sanatın kadını erkeği olmaz.
Bilmez misin ki yaradılış var, ruha üflenen nefes var.
Bilmez misin ki insan içine üflenen o nefesle doğar, onunla nefes alır, onsuz yaşayamaz.
Bilmez misin ki bir kadın bugün sahneden indirilirse yarın insanoğlu nefes alamaz.
Ey akıllı akıl,
Gel sen sahnedeki kadından bu kadar korkma.
Gel sen sokaktaki kadından bu kadar korkma.
Gel sen seni doğuran kadından bu kadar korkma.
Gel sen erkeği-dişiyi ayrı ayrı yaratan, yarattığı her ruha ayrı ayrı üfleyen nefesin sahibine tüm benliğinle inan.
İnan ve aklını kalbindeki şeytana kaptırma...
Biz her zaman SAHNEDEYİZ, İNMEYİZ, bunu unutma...
Sanatın olmadığı yerde her türlü melanetin daha kolay yaşanabileceğini düşünürüm.
Sanatçının, sanatını icra ederken geçim derdine düşmemesi gerektiğine inanırım.
Geçim derdine düşerek akıntıya kapılmasını ve sadece o akıntı yönünde ürünler vermesini değil de; kendi akımını yaratmasını, kendi akımıyla insanları yönlendirmesini beklerim.
Kendisine bahşedilen bir yeteneği özgürce kullanmasını ve insanlığa yenilikler sunmasını isterim.
Sınırlandırılan ve sıkıştırılan sanatın, sanat olmaktan başka her şeye benzediğini; sanatçının da sanatçılığından gittikçe uzaklaşarak sıradanlaştığını görürüm.
****
Şimdilerde bırakın sanatın özgürleşmesini, sanatın ve sanatçının anlamının farkında olmayan, kadını hem sanat hem de hayat sahnesinden gittikçe uzaklaştıran, akıllarınca hem sanatı hem de kadını ortadan kaldırmaya çalışan bir akıl var.
Baleyi ve operayı gereksiz bulan, resim ve heykelin ahlâka aykırılığından yakınarak eserlerin zedelenmesine teşvik çıkartan, bir müzedeki paha biçilmez resimlere soba boyası bulaştıranlara ses çıkartmayan bir akıl...
Ey akıllı akıl,
Bilmez misin ki sanatın kadını erkeği olmaz.
Bilmez misin ki yaradılış var, ruha üflenen nefes var.
Bilmez misin ki insan içine üflenen o nefesle doğar, onunla nefes alır, onsuz yaşayamaz.
Bilmez misin ki bir kadın bugün sahneden indirilirse yarın insanoğlu nefes alamaz.
Ey akıllı akıl,
Gel sen sahnedeki kadından bu kadar korkma.
Gel sen sokaktaki kadından bu kadar korkma.
Gel sen seni doğuran kadından bu kadar korkma.
Gel sen erkeği-dişiyi ayrı ayrı yaratan, yarattığı her ruha ayrı ayrı üfleyen nefesin sahibine tüm benliğinle inan.
İnan ve aklını kalbindeki şeytana kaptırma...
Biz her zaman SAHNEDEYİZ, İNMEYİZ, bunu unutma...
Kapak fotoğrafı "Bir Yol" oyunundan. Tarih: 22 Mayıs 1976
Ara fotoğraf ise "Topuzlu" oyunundan. Tarih: 19 Nisan 1975
Tiyatro Yazılarım:
Siyaset Sahnesi ve Sanat Sahnesi / 27 Mart 2012
Çalıkuşu Balesi Bursa'ya kondu / 17 Ocak 2013
Ha Romalı, Ha Aromalı / 29 Eylül 2013
O kadınlar hep Anan, Bacın, Avradın! / 7 Ocak 2015
Savaşın öteki yüzü / 11 Mart 2015
Babaanneler unutmasın / 11 Mart 2016
Puntila Ağa ve Uşağı Matti / 5 Ekim 2017
Gogol'un Palto'sundan çıkanlar / 7 Kasım 2017
Zübükzâdelerden misiniz, Zübükzede misiniz? / 6 Ocak 2018
Kadının Peşinde Şiir / 16 Mart 2018
Sahnedeyiz, İnmeyiz / 27 Mart 2018
Hiç yaşamamışlar gibi, hiç ölmemişler gibi / 17 Nisan 2018
Aşk mı, Kalori mi? / 25 Şubat 2019
Orada Duruverdi Zaman / 6 Mart 2019
Aşk Varsa Sanat Var / 21 Mart 2019
Bir Dünya Tiyatro / 29 Mart 2019
Anlatılan Bizim Hikâyemizdir / 23 Nisan 2019
Hora Hora Barışa / 20 Haziran 2019
Topuklu terlik süt yapar mı? / 6 Aralık 2019
Reşat sevin, bir tiyatro daha açıldı! / 8 Aralık 2019
Şiirin Peşinde Kadın / 9 Mart 2020
ÇEK Çıldırmış Olmalı! / 11 Ekim 2020
Kraliçe olmak mı, ASLA! / 11 Mart 2021
ZAMAN SANATI
YanıtlaSilZamanın sanatı hangisidir?
http://www.facebook.com/groups/232028053547873
"Lise yıllarımızın en gözde etkinliklerinden birisi de tiyatro idi.
O zamanlar şimdiki gibi dershaneden dershaneye koşturma modası olmadığından olsa gerek, spordan sanata her türlü etkinliğe ayırabilecek vaktimiz oluyordu."
Canan Ekinci Yılmaz