Ah Sezar ah, sen koskoca Roma İmparatorluğu’na imparator ol, zaferden zafere koş, Kleopatra gibi bir sevgilin olsun, dünyaya hükmet, sonra da gel 2 bin küsur yıl sonra tiyatro sahnesinde bizleri gülmekten öldür…
Hani oyun esnasında bir canlanıp geliversen belki hakikaten öldürürdün hepimizi ya neyse.
Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz uleynnnn! deyip deyip keserdin kıtır kıtır.
Ya da bu kadınların muhteşem oyunlarına tav olup seyirciler arasına karışır, sen de basardın kahkahayı.
İnsan ömrüne göre uzun, dünya ömrüne göreyse kısa bir zaman önce yaşamışsın.
Yaşadığın döneme imzanı atmışsın, her göze batan insan gibi en yakınındaki tarafından cezalandırılmışsın.
N'apalım artık, olan olmuş…
Biz gelelim “Ha Romalı, Ha Aromalı” diyerek Sezar’ı şimdiki zamanla içiçe geçiren Aromalı Sezaryan oyununa.
Erdinç Aydın’ın yazdığı, Erdal Gülver’in yönettiği ve Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Tiyatro Grubu tarafından hazırlanan oyun 27 Eylül Cuma günü Uğur Mumcu Sahnesinde ikinci kez buluştu izleyiciyle.
Oyunun yönetmeni Erdal Gülver’in açılış konuşması ve aynı gün yitirdiğimiz Tuncel Kurtiz için yapılan saygı duruşunun ardından oyun başladı.
Bütün oyuncularının kadın olduğu grupta erkek rolleri de kadınlar tarafından başarıyla canlandırıldı.
Oyunculardan pek çoğunun Nilüfer Kadın Korosu’nda yer alması, müzikal-komedi olan oyunda gür seslerini kullanmaları bakımından sahne performanslarında epey etkiliydi.
Oyunda Sezaryan ve Sezaryaniçe’nin klasik evlilik hallerini, Kleopatra ile Sezar’ın klasik yasak aşk hallerini, Sezar ve Brütüs’ün klasik devlet adamı hallerini, Aroma ve Salyalılar’ın klasik düşman-savaş hallerini ve en çok da iktidarın klasik ‘halkından bihaber’ hallerini izledik.
Kâh kendimizi gördük oyunda, kâh memleketimizi.
Ara ara sahneye girip aklıselim laflar eden Ebe Korkutus’u gördükçe de her dönemde böyle karakterlere ihtiyaç olduğunu düşündük.
Hele de bugünlerde…
Oyunda rol alan kadınların pek çoğu ilk kez tiyatro yapıyorlardı.
Buna rağmen sahne üzerinde rahatlıkları hayat ipini göğüslemiş kadınlar olmalarının öz güveni ileydi belki de.
Aralarında en dikkat çeken kişi başrol oyuncusuydu.
Oda Tiyatrosu Sanatçısı ve Bursa’nın Kadın Yüzleri’nden Binay Çelenk Yücel’in Sezaryan performansına hayran kaldık.
Sezar’ı canlandırırken kadın olduğuna dair en ufak bir açık vermiyordu. Vücut dilinden mimiklerine, ses renginden ünlemelerine kadar her şeyi ile o bir imparatordu.
Üstelik kadınları ve dalkavukları arasına sıkışmış bir imparator.
Buna rağmen sahne üzerinde rahatlıkları hayat ipini göğüslemiş kadınlar olmalarının öz güveni ileydi belki de.
Aralarında en dikkat çeken kişi başrol oyuncusuydu.
Oda Tiyatrosu Sanatçısı ve Bursa’nın Kadın Yüzleri’nden Binay Çelenk Yücel’in Sezaryan performansına hayran kaldık.
Sezar’ı canlandırırken kadın olduğuna dair en ufak bir açık vermiyordu. Vücut dilinden mimiklerine, ses renginden ünlemelerine kadar her şeyi ile o bir imparatordu.
Üstelik kadınları ve dalkavukları arasına sıkışmış bir imparator.
Oyun başladığından beri kendisine aşık Apollon’u peşinden koşturan Defne’nin fazla naz aşık usandırır misali defne ağacına dönüşerek dallarına çaput bağlanması, Apollon’un da oyun başladığından beri kendi peşinden koşan Sezaryan’ın kız kardeşiyle kaçması, o kadar fazla kaçmanın pek de iyi bir şey olmadığına işaret etti.
Kaçan kovalanır tamam da, sonsuza kadar da değil, Apollon da olsak, Apo da olsak sabrımızın da bir sonu var dendi.
Oyundaki tekerlemeler hepimizi hem güldürdü, hem düşündürdü.
Oyun arasında kulise girdiğimde repliklerini unutanlar kendilerine kızgındı. Lâkin boşunaydı kızgınlıkları.
Ufak tefek o teklemeler biz izleyiciler tarafından zerre kadar dert edilmiyordu.
Oyundaki tekerlemeler hepimizi hem güldürdü, hem düşündürdü.
Oyun arasında kulise girdiğimde repliklerini unutanlar kendilerine kızgındı. Lâkin boşunaydı kızgınlıkları.
Ufak tefek o teklemeler biz izleyiciler tarafından zerre kadar dert edilmiyordu.
Hatta hoşumuza bile gidiyordu.
Her şey doğal akışındaydı ve gayet de başarılıydı.
Her şey doğal akışındaydı ve gayet de başarılıydı.
Oyunun yönetmeni Erdal Gülver oyuncularından ziyadesiyle memnundu. Bunu daha önceki sohbetlerimizde de dile getiriyordu, bu gece de farklı bir şey söylemedi.
Bazıları benim de yakinen tanıdıklarımdı. Ama sahnede hepsi bambaşkaydı.
Oyunun bitiminde oyuncularıyla birlikte seyirciyi selamlayan Erdal Gülver’e Nilüfer Belediye Başkan yardımcısı tarafından çiçek takdim edildi.
Bunca anlattığıma bakıp da oyunu kaçırdık diye üzülmeyin sakın.
Onlar bu oyunlarını belli aralıklarla farklı sahnelerde oynayacaklar.
Yakaladığınız anda kendilerini izleyin.
Onlar bu oyunlarını belli aralıklarla farklı sahnelerde oynayacaklar.
Yakaladığınız anda kendilerini izleyin.
Hem siz keyifli vakit geçireceksiniz.
Hem de fırsat tanındığı anda kaşık düşmanı denilen kadınların neler başarabildiklerine şahitlik edeceksiniz…
Hem de fırsat tanındığı anda kaşık düşmanı denilen kadınların neler başarabildiklerine şahitlik edeceksiniz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder