Yani bu fikre ne desem, neresinden evirip çevirsem, neresine denk getirsem tutup bir yerlere sığdıramadım.
Hani çocukların zekası gelişsin diye oyuncaklar vardır; küp, üçgen prizma, küre gibi şekilli objeleri, oyuncak üzerindeki aynı şekilli oyuk yerlere koyma oyunu. Hah işte o oyunun ortasına sanki oyuna dahil olmayan altıgen bir obje atılmış da, onu hiçbir yere sığdıramıyormuşsun gibi. Üçgene koysan olmuyor, daireye denesen sığmıyor.
Altı köşenin en az üç köşesi hep dışarıda.
Bir yerlere sığmayan ve yeni olmayıp eski olan bu fikir nedir derseniz;
Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı karar ile uygulamaya koyduğu "İçki satılan yerlerde BESAŞ ekmeği satılmayacak fikri".
Belediye'den gelen açıklama şöyle:
"Vatandaşların talep ve önerilerine değer veren BESAŞ bünyesinde alınan karar doğrultusunda, 2016 yılından bu yana alkollü içecek satışı yapan marketlerin bayilik talepleri kabul edilmiyor. Vatandaşların ekmek almaya gönderdiği çocuklarının marketlerde alkolle tanışmanın önüne geçilmesini amaçlayan uygulama halktan yoğun destek buluyor."
Vatandaşlardan talep geldi ve meselenin özü de çocukların korunması diyor yazıda.
Yahu gülmeyin, vallahi öyle diyor.
Çocuklar alkolle tanışmasınlar diyeymiş bu uygulama.
Açıklamanın devamında da şöyle yazıyor:
"Devlet tarafından sağlığa zararlı uygulamalara yönelik yapılan düzenlemeler ve sosyal hassasiyetler dolayısıyla konuya titizlikle yaklaşan BESAŞ, yeni bayilik başvurularında da 2 yıldır uygulanan hassasiyeti, mevcutta alkol satışı yapan bayilerine de ulaştırdı. Bu kapsamda alkol satışı da yaptığı tespit edilen mevcut bayilere tebligat yapıldı ve yeni uygulamaya uyum sağlamaları için süre tanındı. İlgili sürenin sonunda alkol satışına devam eden bayilere ekmek sevkiyatının durdurulacağına yönelik işlemlere başlanacağı kaydedildi."
Ekmek satacaksan içki satmayacaksın. İçki satıyorsan ekmek satamayacaksın diyor yani. (Sigarayı unutmuşlar bak!)
Uyumlu ol canımı, pardon ekmeğimi ye, ekmeğimi yedir diyor.
Satıcı bu durumda bir ekmeğe bakacak bir de elindeki şişeye, yapacak hesabını, verecek kararını.
Her aile günde en az 2 ekmek alsa, ki herkes mecbur ekmek alacak, günde şu kadardan şu kadar eder.
Her aile günde bir şişe rakı, şarap ya da viski alsa. Nerdeee, bu fiyatlarla hangi aile her gün bir şişe bir şey alabilecek?
"Ben en iyisi ekmeğimle oynamayayım da ekmeği seçeyim diyecek" diye düşünüldü herhalde. Böylece de bahaneyle alkol satışının önüne geçilecek.
Bursa'da BESAŞ'tan başka ekmek yok mu diye soracaksınız şimdi, olmaz mı, tonla...
Şeytan boş durmuyor işte, çocuğun markette alkol ile tanışmasını hayal ettim bir an;
Hem alkol hem ekmek satan markete ekmek almaya giden bir çocuk alkol bölümünün önünden geçerken bir an önce büyüyeyim de şuradan bir büyük kapıvereyim diyecek ihtimal. Bugün gözü alışınca büyüdüğü zaman kendisi daha kolay alışır. Eskisi gibi ekmek almaya giden çocuk da kalmadı ya neyse.
Zinhar yasaklayın, gidenler de görmesin.
Çocuk önce bir sağlıklı büyüyebilse
O yüzden bırakın şimdi çocuğun büyüdüğü zaman oluşabilecek ihtimaller üzerinden yürümeyi bir kenara ve önce marketlerde satılan, içinde ne menem bir yağ, ne biçim bir şeker, ne çeşit bir tuz olduğu bilinmeyen ürünleri market raflarından kaldırın.
Artık çocukların pek çoğunun karaciğerinde yağlanma var, pek çoğu şimdiden şeker hastası, obezite desen çocuklar arasında hızla yayılıyor, kalp krizi hiç olmadık bir anda kapıyı çalıyor, kanser bir çocuğun yaşlanmasını beklemiyor.
Çocuk alkol alma çağına gelene kadar zaten alkolün verdiği zararlardan beter zararlarla savaşıp duruyor.
İşlenmiş gıdalar, dondurulmuş gıdalar, hormonlu gıdalar, boyalı gıdalar...
Hangi birini saysam ki?
30 dakikada kapıya gelmezse parası ödenmeyen pizzalar, nasıl etlerden yapıldığı bilinmeyen hamburgerler, hangi yağlarda kızartıldığı bilinmeyen patatesler, gazlı içecekler, meyve suları, cipsler, bisküviler, içinde palm yağından mısır şurubuna kadar zararlı ne varsa barındıran tüm ürünler.
Hadi bir iyilik yapın da bunları kaldırtın ortadan.
Çocuklarımızı henüz daha bebekliklerinden, çocukluklarından koruyun.
Elimizde bir ekmek var, ki Canan Karatay hocayı dinleyecek olursak ekmeğin kendisi tümden zararlı, biz de oradan yürüdük deyip, yürüyüşün başına da (çocuklarımızı bu kadar koruyamazken) "çocuk koruma" gerekçesini koyuyorsanız,
Cıks, biz size inanmadık...
Derdimiz alkol satışı derseniz,
Unutmayın ki alkolün yasaklandığı her yerde alkol daha çok tüketilir, işin daha kötüsü ise alkol 'merdivenaltında' üretilir.
Siz elinizdeki ekmeği en doğal haliyle üretmeye bakın. Ürettiğiniz "iyi" ekmekleri halkın alabileceği makul fiyatlarda tutmaya çalışın. Bakkal market alkol satıyor mu satmıyor mu meselesini bir kenara bırakıp, ekmeklerin Bursa'nın en ücra köşesine kadar ulaşmasını sağlayın.
Ondan sonrasını ise bize bırakın...
Hani çocukların zekası gelişsin diye oyuncaklar vardır; küp, üçgen prizma, küre gibi şekilli objeleri, oyuncak üzerindeki aynı şekilli oyuk yerlere koyma oyunu. Hah işte o oyunun ortasına sanki oyuna dahil olmayan altıgen bir obje atılmış da, onu hiçbir yere sığdıramıyormuşsun gibi. Üçgene koysan olmuyor, daireye denesen sığmıyor.
Altı köşenin en az üç köşesi hep dışarıda.
Bir yerlere sığmayan ve yeni olmayıp eski olan bu fikir nedir derseniz;
Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı karar ile uygulamaya koyduğu "İçki satılan yerlerde BESAŞ ekmeği satılmayacak fikri".
Belediye'den gelen açıklama şöyle:
"Vatandaşların talep ve önerilerine değer veren BESAŞ bünyesinde alınan karar doğrultusunda, 2016 yılından bu yana alkollü içecek satışı yapan marketlerin bayilik talepleri kabul edilmiyor. Vatandaşların ekmek almaya gönderdiği çocuklarının marketlerde alkolle tanışmanın önüne geçilmesini amaçlayan uygulama halktan yoğun destek buluyor."
Vatandaşlardan talep geldi ve meselenin özü de çocukların korunması diyor yazıda.
Yahu gülmeyin, vallahi öyle diyor.
Çocuklar alkolle tanışmasınlar diyeymiş bu uygulama.
Açıklamanın devamında da şöyle yazıyor:
"Devlet tarafından sağlığa zararlı uygulamalara yönelik yapılan düzenlemeler ve sosyal hassasiyetler dolayısıyla konuya titizlikle yaklaşan BESAŞ, yeni bayilik başvurularında da 2 yıldır uygulanan hassasiyeti, mevcutta alkol satışı yapan bayilerine de ulaştırdı. Bu kapsamda alkol satışı da yaptığı tespit edilen mevcut bayilere tebligat yapıldı ve yeni uygulamaya uyum sağlamaları için süre tanındı. İlgili sürenin sonunda alkol satışına devam eden bayilere ekmek sevkiyatının durdurulacağına yönelik işlemlere başlanacağı kaydedildi."
Ekmek satacaksan içki satmayacaksın. İçki satıyorsan ekmek satamayacaksın diyor yani. (Sigarayı unutmuşlar bak!)
Uyumlu ol canımı, pardon ekmeğimi ye, ekmeğimi yedir diyor.
Satıcı bu durumda bir ekmeğe bakacak bir de elindeki şişeye, yapacak hesabını, verecek kararını.
Her aile günde en az 2 ekmek alsa, ki herkes mecbur ekmek alacak, günde şu kadardan şu kadar eder.
Her aile günde bir şişe rakı, şarap ya da viski alsa. Nerdeee, bu fiyatlarla hangi aile her gün bir şişe bir şey alabilecek?
"Ben en iyisi ekmeğimle oynamayayım da ekmeği seçeyim diyecek" diye düşünüldü herhalde. Böylece de bahaneyle alkol satışının önüne geçilecek.
Bursa'da BESAŞ'tan başka ekmek yok mu diye soracaksınız şimdi, olmaz mı, tonla...
Şeytan boş durmuyor işte, çocuğun markette alkol ile tanışmasını hayal ettim bir an;
Hem alkol hem ekmek satan markete ekmek almaya giden bir çocuk alkol bölümünün önünden geçerken bir an önce büyüyeyim de şuradan bir büyük kapıvereyim diyecek ihtimal. Bugün gözü alışınca büyüdüğü zaman kendisi daha kolay alışır. Eskisi gibi ekmek almaya giden çocuk da kalmadı ya neyse.
Zinhar yasaklayın, gidenler de görmesin.
Çocuk önce bir sağlıklı büyüyebilse
O yüzden bırakın şimdi çocuğun büyüdüğü zaman oluşabilecek ihtimaller üzerinden yürümeyi bir kenara ve önce marketlerde satılan, içinde ne menem bir yağ, ne biçim bir şeker, ne çeşit bir tuz olduğu bilinmeyen ürünleri market raflarından kaldırın.
Artık çocukların pek çoğunun karaciğerinde yağlanma var, pek çoğu şimdiden şeker hastası, obezite desen çocuklar arasında hızla yayılıyor, kalp krizi hiç olmadık bir anda kapıyı çalıyor, kanser bir çocuğun yaşlanmasını beklemiyor.
Çocuk alkol alma çağına gelene kadar zaten alkolün verdiği zararlardan beter zararlarla savaşıp duruyor.
İşlenmiş gıdalar, dondurulmuş gıdalar, hormonlu gıdalar, boyalı gıdalar...
Hangi birini saysam ki?
30 dakikada kapıya gelmezse parası ödenmeyen pizzalar, nasıl etlerden yapıldığı bilinmeyen hamburgerler, hangi yağlarda kızartıldığı bilinmeyen patatesler, gazlı içecekler, meyve suları, cipsler, bisküviler, içinde palm yağından mısır şurubuna kadar zararlı ne varsa barındıran tüm ürünler.
Hadi bir iyilik yapın da bunları kaldırtın ortadan.
Çocuklarımızı henüz daha bebekliklerinden, çocukluklarından koruyun.
Elimizde bir ekmek var, ki Canan Karatay hocayı dinleyecek olursak ekmeğin kendisi tümden zararlı, biz de oradan yürüdük deyip, yürüyüşün başına da (çocuklarımızı bu kadar koruyamazken) "çocuk koruma" gerekçesini koyuyorsanız,
Cıks, biz size inanmadık...
Derdimiz alkol satışı derseniz,
Unutmayın ki alkolün yasaklandığı her yerde alkol daha çok tüketilir, işin daha kötüsü ise alkol 'merdivenaltında' üretilir.
Siz elinizdeki ekmeği en doğal haliyle üretmeye bakın. Ürettiğiniz "iyi" ekmekleri halkın alabileceği makul fiyatlarda tutmaya çalışın. Bakkal market alkol satıyor mu satmıyor mu meselesini bir kenara bırakıp, ekmeklerin Bursa'nın en ücra köşesine kadar ulaşmasını sağlayın.
Ondan sonrasını ise bize bırakın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder