7 Mayıs 2015 Perşembe

Biz mi gidelim, siz mi gidersiniz?

Muhlis Akarsu’dan bir dörtlükle başlayalım bu yazımıza:
“Karnı büyük koca dünya
Keder dolu acı dünya
Ne gül koydun ne de gonca
Yedin yine doymadın mı…”
Ard arda öldürülen kadınları gördükçe büyük ustanın bu dizeleri düştü aklıma…
Fani dünyaya seslenmiş dörtlüklerinde Akarsu. Karnı büyük koca dünyaya seslenmiş. Pir Sultan Abdal’dan Yunus’a, Koca Mustafa Kemal’den kendine ayrım yapmaksızın herkesi yutan koca dünyaya.
Dünya bu, dediği gibi fani.
Geleni bol, gideni bol…
Ya yine kendisi de bir fani olan insanın oğlunun aldığı canlara ne demeli? Kadın Yiyen Canavar hiç hız kesmeden can almaya devam ediyor gördüğümüz gibi. Doymak bilmiyor. Durmak bilmiyor…
Ahlâktı namustu, eğriydi doğruydu, açıktı kapalıydı, dediydi demediydi, olduydu olmadıydı gibi bir sürü ‘makul ve mantıklı(!)’ sebepler yüzünden çatır çatır öldürülüyorlar insan kızlarını.
Can alma hakkı kendilerine verilmiş zannediyorlar.
Birisi de demiyor ki; “Sen kimsin be adam!
Demişim ben koyu renge boyadığım cümlenin içindeki yazımda. Demişim de; görüldüğü gibi kimse duymamış….
Hatta yazımın sonunda “Umarım İYİ HALDEN salınıvermezsin yine. En acısı da; Sen bir tane değilsin. ÇOKSUN ve HER YERDESİN..!” demişim.
İşte size o ÇOK’lardan üç örnek.
1- “Yalova’da özel bir dershanenin Halkla İlişkiler Bölümü’nde çalışan, 2 çocuk annesi 31 yaşındaki Seda Camgöz, eski eşi Bülent Diler tarafından yol ortasında 9 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Yalova’da bir süredir eski eşi Bülent Diler tarafından rahatsız edildiği iddia edilen Seda Camgöz, bu sabah çalıştığı dershaneye gitmek üzere evden çıktı. Seda Camgöz’ün önü, bir süre sonra eski eşi Bülent Diler tarafından kesildi. İkili arasında başlayan tartışma büyüdü. Bir şirketin bölge müdürü olan Bülent Diler, tartışma sırasında üzerindeki bıçağı çekerek eski eşine defalarca sapladı. Vücuduna 9 bıçak darbesi alan ve aşırı kan kaybeden Seda Camgöz için çevredeki esnaf, ambulans çağırdı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapıldıktan sonra hastaneye kaldırılan Camgöz, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı.”
2- Beyoğlu’nda müzisyen Değer Deniz (39) evinde, elleri bağlanıp boğularak öldürülmüş olarak bulundu. Yapılan ilk incelemede, Değer Deniz’in ellerinin telefon şarj kablosu ile bağlandığı ve bir çanta kayışı yardımıyla boğulduğu tespit edildi. Boğuşma izlerine de rastlayan polis katil ya da katillerin yakalanması için çalışmalara başladı. Değer’in arkadaşı Semra Altınel, Değer Deniz için “Çok mantıksız bir olay, içkisi, sigarası, gece hayatı olmayan, kimseyle problemi bulunmayan bir insandı. Küçük bir arkadaş çevresi vardı. Son derece mantıksız, çok üzgünüz” diye konuştu.
3- 27 yaşındaki öğretmen adayı Farkhunda, 19 Mart 2015 tarihinde bir caminin önünde muska satan bir molla ile tartışmasının bedelini linç edilerek ödedi. Kur’an yaktığı iddiasıyla feci şekilde dövüldü, taşlandı yerlerde sürüklendi, bir çatıdan aşağı atıldı, arabayla çiğnendi ve benzinle yakıldı… Korkunç cinayetin ardından ülkede kadınlara yönelik yaklaşım büyük gösterilerle protesto edilmişti. Kur’an yaktığı iddiası görgü tanıkları tarafından yalanlandı, savcı da genç kadının Kur’an yaktığını gösteren hiçbir kanıt bulunmadığını belirtti… Genç kadının öldürülmesine müdahale etmeyen polisler, daha sonra dört kişiyi gözaltına aldı. Yaşananların tüm dünyada duyulmasının ardından olay sırasında çekilen video kayıtları incelendi ve tutuklamaların sayısını arttı.”
Bu pazartesi günü görülmeye başlanan davada karar açıklandı.
Farkhunda’yı linç eden sanıklardan 4’ü idam cezasına çarptırılırken, 8’i 16 yıl hapis cezasına mahkum edildi, 18 kişiyse delil yetersizliğinden suçsuz bulundu…
Tuğrul Ersan “Farkhunda’nın farkında mısınız?” diye bir yazı kalem almış Farkhunda ile ilgili.
Okumak için tıklayın:
****
Haberler böyle…

Derin bir nefes aldınız değil mi?
Belki kendi başınıza böyle bir şeyin gelmemişliğinin rahatlığıyla ya da yarın gelebilecek olmasının korkusuyla…
Soralım o zaman;
Daha kaç Özgecan vereceğiz daha özgür yaşamak için, daha kaç Deniz kurban edeceğiz değerlerimizi korumak için, daha kaç Farkhunda yakacağız aydınlığa çıkmak için?
Daha kaçımızın ölmesi gerek?
Ne istiyorsunuz siz?
Erkek erkeğe mi yaşamak istiyorsunuz?
Kadınsız bir dünya mı, yoksa ortalarda kadının dolaşmadığı bir dünya mı istiyorsunuz?
Açıkça söyleyin de biz de bilelim…
İstemiyorsanız da alıp kendimizi gidelim…
Ya da rahatsız olan sizsiniz madem, siz gidin…
Tüm seçenekleri sundum işte.
Daha ne diyeyim…
Bir de kadınları anlamak zor derler yahu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder