Tencere yemeği sever bir milletizdir malum. Şöyle ekmeği yemeğin suyuna bandıra bandıra, değil mi?
Bir yandan da mangalcıyızdır. Cızır cızır etler, balıklar, tavuklar...
Yap yanına da salatayı. Dök üzerine limonunu, yağını...
Yağ demişken, zeytinyağlılarla arası hoş olanlarımız, olmayanlarımız, zeytinyağlıyı meze dışına çıkartmayıp yemekten saymayanlarımız.
Ha bir de; hamur işlerinden vazgeçemeyip kilo üzerine kilo koyanlarımız.
Dönerdi, kebaptı, acılısı, acısızı derken yemek kültürümüz epey bir karışık açıkçası.
Bu karışıklık hem coğrafyada hangi ürünün daha çok yetişmesinden, hem de o coğrafyadan gelmiş geçmiş medeniyetlerin bıraktığı izlerden...
Yokluk zamanlarının yaratıcılığı dahi yemek kültürü üzerinde etkili...
****
Yazının başında bahsettiğim ve hem haz, hem de karın doyurmak üzerine yapılan ev yemekleri kendi yerlerini korusa da, globalleşen dünyada aşçılık farklı bir boyut kazanarak adeta sadece haz ve sunum üzerine evrilmeye başladı.
Bırakın çok yıldızlı otelleri, ev davetlerinde dahi özel hazırlanmış yemekler şık sofralarda yerlerini alıyor.
Aşçılık okulları bir yandan, bir yandan da televizyon programları derken insanlar gurmelik konusunda gittikçe gelişiyor.
Bu gelişmeye katkı sağlayan ve bu açığı kapatan profesyonel kurumlar da ortaya çıkıyor elbet.
Ve o kurum neyi nasıl yapacağını insanlara enine boyuna anlatıyor.
Akademi oluyor kısacası.
Akademi Gastronomi üzerine olunca da adı, "Gastro Akademi" oluyor.
****
Bursa'nın ilk ve tek Profesyonel Aşçılık Akademisi olan Gastro Akademi, 28 Mayıs Perşembe günü yapacağı resmî açılışının öncesinde basın tanıtımı için davet etti bizleri.
İzmir Yolu üzerinde bulunan Akademi, Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ziya'nın ev sahipliğinde ince ince anlatıldı bizlere.
Akademi'nin alt katında en küçük mutfaktan en büyük mutfağa hitap edecek her ürünü bulmak mümkündü. Ocaklar, fırınlar, buzdolapları, tencere, tava, kaşık, çatal, bıçak, servis alet edevatı ve elektrikli elektriksiz bilumum küçük ev aletleri.
İster evine tek bir çatal al, ister otelinin mutfağını tepeden tırnağa donat...
Alt katta hal böyleyken üst kattaki Akademi'de durum görsellikte göz dolduruyordu.
Şık ve donanımlı bir mutfak, akademi öğrencilerine özel ocaklar, ocak üzerlerinde LCD ekranlar, mutfağı çevreleyen bar, açık mutfağın dışında on kişilik doğal ahşap bir masa, toplantı odası ve Başkan Hakan Ziya'nın caddeyi gören geniş odası.
Bursa Tüm Aşçılar Derneği (BUTAD) Başkanı Bülent Çalışkan şefliğinde ve ekibinin misafirperverliğinde aşçılığın inceliklerini öğrendik kısaca.
Ardından da önlükleri takıp, başımıza aşçıbaşı takkelerimizi geçirdik.
Ondan sonra da oturduk yaptıklarımızı yedik.
Bir yandan da Başkan Ziya bize hedeflerini ve buraya varan yolculuklarını anlattı.
Kısaca aktarayım:
Gastro Akademi, yiyecek içecek sektörüne fayda ve farkındalık oluşturmak üzere kurulmuş Bursa'nın ilk ve tek Profesyonel Aşçılık Akademisi imiş. "Uzun Dönem Profesyonel Aşçılık, Pastacılık Eğitimleri"nin yanı sıra; "Kısa Dönem Temel Aşçılık ve Pastacılık Eğitimleri" ile hayatın yeni lezzetlerini keşfedeceğiniz programlarımızdan birisi mutlaka size hitap edecektir diyor Başkan Kaya. Hobi Kulüplerinde yer alan Günlük Workshop-Etkinliklerini mutfak gönüllülerine göre planlayabilmekte imişler.
Bu eğitimler; Klasik, Modern, Yöresel Türk Mutfağı ve Uluslararası Dünya Mutfak Kültürlerine merak duyan ve kendisini geliştirmek isteyen bireysel olsun, işletmeci olsun tüm katılımcılara açıkmış.
Gıda sektöründe faaliyet göstermekte olan şirketler için kullandıkları demo mutfak, hem kurumsal ürün lansmanları, hem de nihai tüketici ile buluşma noktası olarak sektöre hizmet veriyormuş.
Sanayi işletmeleri ve özel sektör şirketleri için özel projelendirilmiş mutfak etkinlikleri, şirket eğitimleri, motivasyon toplantıları, bayii toplantıları, özel gün davet ve kutlamalarının yanı sıra, 'event catering' hizmetleri de varmış.
Kök yapılanmasını Bursa'da tamamlamış olan Gastro Akademi; 25 yılı aşkın süredir gastronomi ve endüstriyel yemek sektöründe otel ve restoran ekipmanları satış, proje taahhüt, satış sonrası yetkili servis destek ağı ile hizmet veren deneyimli bir ekip tarafından koordine edilmekte imiş.
Amaçları ne derseniz, sıralayalım;
* Meslek Liselerinin Yiyecek-İçecek/Turizm bölümlerinde eğitim gören öğrencilerin, endüstriyel ekipmanların tamamını güncel olarak tanımalarını sağlamak ve kullanmalarını etkinleştirmek;
* Mezun olan öğrencilerin aktif iş hayatına başladıklarında mutfağı yönlendirebilecek, hatta şeflerini asiste edebilecek konumda pratik bilgiyle donanımlı olmalarına imkan sağlamak;
İşverenlerin iş görenden talep ettikleri "mesleki yeterlilik" statüsünün gereklerini yeni mezun gençlere entegre edileceği programlarla kariyerlerini mesleki anlamda geliştirmeleri yönünden desteklemek;
* Aktif iş gücüne katılan yeni mezun bireylerin sektörde var olan endüstriyel temel üretim ve tüketim markalarını tanımalarına olanak sağlayarak yeni ve gelişmekte olan iş gücü ekibinde marka bilinci sayesinde ürün satın almalarında markanın tercih edilme oranına katkı sağlamak;
* Profesyonel iş hayatında mesleğini icra etmeye devam eden aşçı ve şefler için de; sektörde öncü markalara kolay ulaşma, yeni ürünleri takip edebilme, marka tercihini yönlendirme ve konumlandırmaları için uygun bir platform sağlamak...
Gastro Akademi verdikleri akademik eğitimi bir çeşit Sosyal Sorumluluk Değerlemesi olarak da görüyor.
Yeni nesillerin sağlıklı beslenme kurallarını öğrenmelerini sağlayacak projeler geliştirmek ve dolayısıyla bu kişilerin aktif iş hayatına atıldıklarında hizmet vermeye başladıkları işletmelerde, yemeğin satın alma aşamalarından, servis aşamalarına kadar, hatta gıda güvenliği ve hijyen koşullarının yerine getirilmesi zorunluluklarına kadar tüm etapları titizlikle takip edeceklerini söylüyor.
****
Renkli geçen sabah saatlerinin ardından mutfakta gösterdiğimiz üstün(!) performansa karşılık hepimiz birer sertifika alıyoruz.
Evin ya da işletmenin mutfağına hakim olmak neyse, işin mutfağına hakim olmak da o.
Hakan Ziya'nın işin mutfağından geliyor olması yazımda yansıtmaya çalıştığım detaylarda ortaya çıkmış.
Ve son söz;
Yemek yemek bir zevkse eğer, yemek yapmak da bir zevk.
Şef Çalışkan'ın da dediği gibi; hele de yaptığın yemeğin beğeniyle yenildiğini izlemek;
İşte o hepsinden büyük bir zevk.
En çok da; verdikleri vaatlerin arkasında duracak cesur liderlere ve o liderleri başına getirecek akil bireylere...
Malum, akılsız başın cezasını onu kendisine baş seçenler çeker...
Eğri oturup doğru düşünme zamanıdır.
Biliniz ki;
Mevzu bahis vatansa, ötesi teferruattır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder