Normal yoldan ölmek yok demiştim ya “Bir başkadır benim memleketim’de ölmek” yazımda;
Bu yazıya her gün bir, hatta bir kaç vak’a ekleniyor durmadan.
İnsan hiç evlenme teklifini ret ettiği için öldürülür mü?
Öldürülür işte. Bu memlekette isen öldürülür.
Hani hep laf ettiğimiz doğuda da değil, memleketin kalbinin attığı yerde, Başkent’te üstelik…
Birkaç yıl önce bir trafik kazasında eşini kaybeden ve 5 yaşındaki kızıyla yaşayan 33 yaşındaki TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz, evlilik teklifini reddedince 15 yerinden bıçaklanarak öldürülmüş.
Öldürülme bahanesi ne töre, ne namus ne bilmem ne! Sadece ret!
Hatice’nin evlilik teklifini reddedmesinin gerekçesi de “Kızımın üvey babayla büyümesini istemiyorum”.
Demek ki teklifi yapana hiç ama hiç güvenmemiş.
Reddinin sonucunda yaşadıklarıyla da güvenmemekte ne kadar haklı olduğu ortada.
Katilin geçmişi zaten bu konuda epey zengin.
Aynı mahallede oturuyor olmuş olmaları kadının bu olaya olan bütün katkısı…
Arkada kalan küçük kızı, anası, babası, kardeşi, sevdikleri…
Hepsini acılar içinde bırak, kopar al daha gencecik bir fidanı…
Rahat mısın şimdi? Oldu mu gönlün…..
Birinin birini sevmesinin, diğerinin onu sevmesini gerektirmeyeceğini ne zaman anlayacak bu millet!
Hani Nazım “Sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevmesi şart mı?” der ya Tahir ile Zühre şiirinde..
Şart! der kaba kuvvet…
Ben sevdim ya, daha ne!
‘O kim ki beni sevmeyecekmiş’ tir o sözün açılımı…
Sevmenin özü saygıdır beyefendi.
Sorarım sana, saymadığı birini nasıl sever insan?
Nasıl ‘istemiyorum’ diyen birini zorla kendine kadın yapmak ister…
Evlilik dediğin hem ruhta, hem tende uyumla beslenir…
Saygıyla yoğrulmuş bir sevgiyle güçlenir…
Sen seviyorum diyorsun ya hani, işte o senin sevgin ‘sevgi’ değil…
Bil istedim…
O sadece hastalıklı bir ruh halinin en yakınındaki bir hedefe, daha doğrusu bir kurbana tezahürü…
Bu yazıya her gün bir, hatta bir kaç vak’a ekleniyor durmadan.
İnsan hiç evlenme teklifini ret ettiği için öldürülür mü?
Öldürülür işte. Bu memlekette isen öldürülür.
Hani hep laf ettiğimiz doğuda da değil, memleketin kalbinin attığı yerde, Başkent’te üstelik…
Birkaç yıl önce bir trafik kazasında eşini kaybeden ve 5 yaşındaki kızıyla yaşayan 33 yaşındaki TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz, evlilik teklifini reddedince 15 yerinden bıçaklanarak öldürülmüş.
Öldürülme bahanesi ne töre, ne namus ne bilmem ne! Sadece ret!
Hatice’nin evlilik teklifini reddedmesinin gerekçesi de “Kızımın üvey babayla büyümesini istemiyorum”.
Demek ki teklifi yapana hiç ama hiç güvenmemiş.
Reddinin sonucunda yaşadıklarıyla da güvenmemekte ne kadar haklı olduğu ortada.
Katilin geçmişi zaten bu konuda epey zengin.
Aynı mahallede oturuyor olmuş olmaları kadının bu olaya olan bütün katkısı…
Arkada kalan küçük kızı, anası, babası, kardeşi, sevdikleri…
Hepsini acılar içinde bırak, kopar al daha gencecik bir fidanı…
Rahat mısın şimdi? Oldu mu gönlün…..
Birinin birini sevmesinin, diğerinin onu sevmesini gerektirmeyeceğini ne zaman anlayacak bu millet!
Hani Nazım “Sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevmesi şart mı?” der ya Tahir ile Zühre şiirinde..
Şart! der kaba kuvvet…
Ben sevdim ya, daha ne!
‘O kim ki beni sevmeyecekmiş’ tir o sözün açılımı…
Sevmenin özü saygıdır beyefendi.
Sorarım sana, saymadığı birini nasıl sever insan?
Nasıl ‘istemiyorum’ diyen birini zorla kendine kadın yapmak ister…
Evlilik dediğin hem ruhta, hem tende uyumla beslenir…
Saygıyla yoğrulmuş bir sevgiyle güçlenir…
Sen seviyorum diyorsun ya hani, işte o senin sevgin ‘sevgi’ değil…
Bil istedim…
O sadece hastalıklı bir ruh halinin en yakınındaki bir hedefe, daha doğrusu bir kurbana tezahürü…
Tedavi edilmeliydin.
Ya da izole edilmeliydin.
Ortalık yerlerde böyle elini kolu sallayarak gezmemeliydin…
Umarım İYİ HALDEN salınıvermezsin yine.
En acısı da;
Sen bir tane değilsin.
ÇOKSUN ve HER YERDESİN..!
Ya da izole edilmeliydin.
Ortalık yerlerde böyle elini kolu sallayarak gezmemeliydin…
Umarım İYİ HALDEN salınıvermezsin yine.
En acısı da;
Sen bir tane değilsin.
ÇOKSUN ve HER YERDESİN..!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder