25 Aralık 2012 Salı

Onlar, toplu tecavüzcüler

Tecavüz vakalarının ardı arkası kesilmiyor değil mi?
Basında sürekli izliyorum ama bugün internette yaptığım kısa bir araştırma sonucunda neredeyse her güne 2-3 tecavüz vakasının düştüğünü bir kez daha tüylerim ürpererek gördüm.
Benim yazarken dahi yüzümün kızardığı bu vakaların failleri nedense vukuatlarından hiç utanmıyorlar. Galiba böyle bir kavramın varlığını dahi bilmiyorlar.
Utanmak ne kelime, tecavüz edilebilir birinin varlığını haber aldılar mı bir de birbirlerine haber edip organize oluyorlar, sıraya giriyorlar, hâttâ belki de kapıda kuyruk oluyorlar.
Kuyrukta bekleşirken birbirleriyle konuşuyorlar mı, yoksa susup sıralarını mı bekliyorlar?
Ya da mesela işini bitirip çıkan kişi, giderken kuyrukta bekleşen diğerlerine selam ediyor mu? E ne de olsa hepsi eşi-dostu-tanışı. Etmeden geçmek olmaz.
Belki de kuyruğun sonuna tekrar takılıyordur.
Nasılsa beleş…
****
Bu yazıda tecavüz edilenin mağduriyetinden bahsetmeyeceğim.
Nasılsa onun “rızası” vardır.
Ya da ne bileyim, anası-babası boşanmış, ortada kalmış, gelenin gidenin vurmasına müstahak hale gelmiş, her türlü tacizi hak etmiş birisidir.
Zaten eninde sonunda hep o suçludur.
Toplum içinde mimlenir, yaşayamaz hale gelinceye kadar çemberi daraltılır, çok zaman da nefessiz bırakılarak boğulur.
Peki ya bu vukuatı gerçekleştiren vatandaşlar? Onlar bu işin neresindelerdir?
Bir küçücük bedene tasallut edebilmek için işini gücünü bırakarak tecavüze koşturan bu insanlar kimlerdir?
Kim bilir, o kişilerden birisi belki de mahalledeki bakkalın kendisidir. Belki de çalışanlarından birisi. Ya da belki tanıdığımız saygın bir iş adamı, belki her gün selamlaşılan efendi görünümlü bir komşu, belki çocuğumuzun öğretmeni, belki apartman kapıcısı, belki köşebaşındaki simitçi, belki kahvehanedeki oyun arkadaşı, belki de yakın akrabalardan birisi…
Hâttâ ve hâttâ ağabey, kardeş ya da baba…
****
Kim olduğu ortaya çıktıktan sonra diğerleri için o kişiyle olan iletişim artık neye benzeyecektir?
Bilmezden gelinerek hiçbir şey olmamış gibi görüşülmeye devam mı edilecektir?
Reşit olmayan bir çocukla, çocuğun rızası olsa dahi (ki genelde “rıza” konusu uydurmadır) ilişkiye girebilen bir kişiyle aynı ortamda bulunmak, komşuluk ya da alışveriş etmek, yüz yüze bakmak, yan yana oturmak kabil olabilecek midir?
En yakınındaki kişi olarak, kendine malik olmayan bir kişinin zaafından yararlanabilen bir fırsatçının karısı olmaya devam etmek tecavüzcünün karısına neler hissettirecektir?
Hoş; belki de o bu durumları çoktan kanıksamış bir kadındır. Belki de bunun dik alası aile içinde yaşanıyor ve “susuluyor” dur…
O yüzden de o kadına, kendi çocuklarına musallat olabilen kocasının başkasının çocuğuna musallat olması o kadar da garip gelmiyordur.
****
Bu olaylarda suçlu ile mağdurun yerlerinin değişmesi an meselesidir. Sanki mağdur olayı tek başına gerçekleştirmiş gibi bütün suç onun üzerine yıkılıverir.
Ki aslında olay tamamen -en az- iki kişiliktir.
Maalesef ki etken ve edilgen olan taraflardan etken olan zeytinyağ gibi suyun yüzüne çıkarken, edilgen olan her türlü kara çalınmasını hak eder.
Ve edilgen taraf ulu orta ifşa edilirken, etken tarafın gizli kalıyor olması toplum için en büyük tehlikedir.
****
Sokaklarda kayıt dışı çalışan fahişeler ve travestiler yakalanıp her türlü şiddete maruz kalırken, bu olayın diğer tarafındakilerin görmezden gelinmesi ve suçun tek tarafa yüklenmesi de gönüllü alış-verişin bir başka boyutu.
Buradaki mesele toplumun ahlâkını korumakta mı, yoksa kayıt dışı yapılan bu alış-verişin vergisinin tahsil edilememesinde mi bilmem.
Bu mantıkla, eğer ki ahlâk mevzu bahis olsaydı devlet eliyle çalıştırılan genelevler olmazdı değil mi?
Sonuçta hepsi hizmet sektörü….
****
Demem o ki; herkes özel hayatını dilediği gibi yaşamakta özgür.
Yeter ki, arada gerçek anlamda bir rıza olsun. Yeter ki zorlama ve şiddet olmasın.
Yeter ki, yaşanacak her ne varsa aklına ve bedenine mukayyet olabilecek çağa gelmiş insanların arasında yaşansın.
Yeter ki, kendi inisiyatifini elinde tutamayan insanlarla her türlü rezillik yaşanıp da, sonrasında da “Kendi rızası ile” palavrasının arkasına saklanılmasın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder