9 Ocak 2017 Pazartesi

Ey inananlar, korkmayın!

İnançlar hep korkulardan doğuyor olmalı ki insanoğlu inanılmaması gereken ne varsa hepsine delice inanıyor. 
Cehennemde yanma korkusundan tut da sosyal medya paylaşımları sebebiyle başının derde girme korkusuna kadar kendince önlem alıyor.
İnsan bu; günaha girmeyeyim demiyor, olur da günaha girersem girdiğim günahtan nasıl sıyırırım diyor.

Derinlere inmeyin; bahsettiğim sosyal medyada dönüp duran "blok mesajlar"
"Resmileşti Dikkat"ten sonra yeni yılın yeni paylaşımı "Yarın teslim tarihi!" 
Sayfanda paylaşmazsan hani cehennemi boylayacaklarından birisi daha. 
(Üstelik bu yeni paylaşım yazım yanlışlarıyla dolu bir metin. Daha doğrusu ne dediği anlaşılmayan bir garip sözcükler topluluğu.)

Korku dağları bekler malum,
İnanmak için böyle etkili bir kavram olduğu sürece beynin devre dışı kalıp bloke olması normal.

Tedirgin günlerden geçtiğimiz bugünlerde, ettiği iki kelamdan ötürü başına gelmeyen kalmayan insanları gördükçe içimize doğan korkularımız da yersiz değil hani.
Lakin bunun çaresi "blok mesaj" paylaşmaktan geçmiyor.
Siz o mesajları sayfanızda paylaşınca her şey yoluna girmiyor. 

Üstelik yarın artık bugündür.
Peki ya o paylaşımın dünü ne gündü?

Neyse, çok düşünmeye gerek yok, nasılsa yapılması gereken şey çok kolay ve zahmetsiz.
"Ctrl+C","Ctrl+V" ve bittiiiii.
Oh, çok şükür, yarın olmadan bu işi de hallettik...

Ya paylaşmazsak ne olurdu? Bir şey olmazdı...
Ya paylaşınca ne oldu? Şu oldu:
Sosyal medya sayfanız sizin aynanızdır malum;
Karşınıza çıkan her paylaşımı paylaştığınızda biz sizin akıntıya kolayca kapılıverdiğinizi, tüm o "cesur" paylaşımlarınıza rağmen için için tedirginliğinizi, genel olarak detaylı ve mantıklı düşünmediğinizi, aslında paylaştıklarınıza göz dahi gezdirmediğinizi ve yazıların başlıklarına kapılıp içine girmediğinizi anladık.
Yani bir çeşit profil tespiti.
****
Diyeceğim odur ki;
Ey inananlar, korkmayın!
Bu korkuyla Roma Tüzüğü'nün ardına saklanıp, Mark Zuckerberg'e atar yapmayın.
İlahi adalete nasıl inanıyorsanız, Emniyet'te Siber Suçlar denilen bir birim var ve siz esas ona inanın. Paylaşımlarınızı ona göre yapın.
Ve "Bilişim Kaçıyor Hukuk Kovalıyor" yazımda anlattığım gibi, bilişim her ne kadar daha hızlı koşsa da, hukukun hep onun peşinde olduğunu hiç unutmayın...

Sosyal Medya ve Dijital Dünya Yazılarım
Teknoloji / 16 Ekim 2010
İnternet Çocukları / 10 Mayıs 2011
Kaset sardı! / 3 Ağustos 2011
Doğuştan Dijitalgillerden misiniz?
 / 7 Nisan 2012
Her çıkışın var inişi / 16 Ekim 2012
Dijital Teşhir Çağı / 19 Ekim 2012
İnternet Çocukları ‘TIK’ladı / 2 Haziran 2013
Star Wars ‘OUT’, Siber Wars ‘IN’ / 28 Eylül 2013
İnterneti değil elektriği yasaklayın, rahatlayın!
 / 17 Ocak 2014
Ey ahali, bir bakın buraya!
 / 30 Ocak 2014
Yasaklara uyalım, uymayanları sallandıralım! / 8 Şubat 2014
Sosyal Medya Çöplüğü / 29 Mart 2015
Örgüden ayakkabı, kumaştan kaporta, ağdan bahçe / 12 Nisan 2015
X, Y ve Z’nin değerlerini bulunuz
 / 24 Mayıs 2015
Facebook Mezarlığı / 22 Temmuz 2015
Duyarsız Duyarlı / 12 Eylül 2015
Takdir alsan ne yazar / 27 Ocak 2016
Like and Share
 / 2 Şubat 2016
Zaytung dükkânı kapatsın! / 3 Mart 2016
Bilişim kaçıyor, hukuk kovalıyor
 / 23 Mart 2016
1. Robot Kaynakları Zirvesi ne zaman abi? / 1 Haziran 2016
Ne çektin be dostum!
 / 3 Haziran 2016
Dış çekim şeysi / 2 Ekim 2016
Çuvaldız Lazım Çuvaldız!
 / 24 Aralık 2016
Ey inananlar, korkmayın!
 / 9 Ocak 2017
İnternetime dokunanı buldum! / 25 Ağustos 2017
Roadster’ı alan Üsküdar’ı geçti / 7 Şubat 2018
Dijitalleşmeye Mecburuz! / 14 Kasım 2018
Bugünün Ötesi Neresi? / 31 Ekim 2018
Öğretmenler, dünya koptu gidiyor! / 22 Kasım 2018
‘Misinformation’larınızı kendinize saklayınız / 2 Aralık 2018
Kozan Demircan ile Geçmişten Geleceğe / 13 Aralık 2018
ZOOM’dan ZONK’a / 13 Mayıs 2020
Eyyy Sosyal Medya! / 2 Temmuz 2020

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder