14 Ekim 2012 tarihinde Avusturyalı Felix Baumgartner 39 bin metreden kendini dünyaya bırakmış, 10 dakika süren atlayışı ve ses duvarını aşarak yeryüzüne doğru hızla düşüşü, ardından da paraşütünü açarak gökyüzünde salınışı, iniş için planlanan yere doğru yönelişi ve sanki 4 bin metreden atlamış ve yeryüzüne 800 metre kala paraşütünü açmış bir paraşütçü edasıyla, hiç sendelemeden toprağa yürüyerek ayak basışıyla tarihe geçmişti. Ve atlayışın tüm anları bütün dünyadan canlı canlı izlenmişti.
Her çıkışın bir inişi vardı elbet...
Tarihler 6 Şubat 2018'i gösterdiğinde Elon Musk'ın SpaceX adlı uzay şirketi, Falcon Heavy roketi için başarılı bir fırlatma denemesi gerçekleştirdi. Kennedy Uzay Merkezi’nden fırlatılan ve tepesinde bir Tesla Roadster taşıyan Falcon Heavy dünyanın en güçlü roketi unvanını kazandı.
Elektrikli spor arabanın sürücü koltuğunda uzay giysisi giymiş bir manken vardı. Starman adı verilen bu manken yolculuk sırasında David Bowie’nin Space Oddity adlı şarkısını dinledi ve Starman’in görüntüleri canlı yayınla paylaşıldı.
Gerçekleştirilen başarılı fırlatmanın ardından bir fırlatma daha yapılabileceğini belirten Musk, "Eğer Falcon Heavy kalkış esnasında beklenmeyen bir patlama yaşasaydı 4 milyon Pound ağırlığında TNT’nin patlamasına eşit bir etki yaşanırdı." dedi.
Uh! Neler yazıyorum ben böyle?
Falcon Heavy ile ben de uzaya uçtum galiba. Çok fazla havalanmamam lazım, malum her çıkışın bir inişi var. Benim inişim Felix gibi ya da Falcon Heavy'den ayrılan iki kapsülün dünyaya inişi gibi başarılı olmayabilir. Sert bir düşüş yaşayabilirim.
Yeryüzünden yükseldikçe yeryüzündeki her şey anlamsızlaşmaya başlar, sesler duyulmaz, suratlar görülmez. Kim mutlu kim değil, kim güzel kim çirkin, kim akıllı kim deli, kim siyah kim beyaz, kim zengin kim fakir, kim kadın kim erkek, kim çocuk kim yaşlı fark edilmez.
Aşağıdaysa kavga tüm hızıyla sürmektedir.
Ne garip yerdir şu dünya.
Ne gariptir dünya üzerinde yaşayan şu insanlar.
Dünya kendileri ile var olmuş ve kendilerinin gidişiyle yok olacak zannederler neredeyse.
Ayrıntılarda boğulurken bütünü göremezler.
Dünyadan biraz yükselseler, olaylara biraz dışarıdan bakmayı bilseler, uzaya çıkmak bir yana, en azından çevrelerindeki en yüksek yere çıkıp da oradan baksalar aşağıya.
Dağların zirvelerinde koyunlarını otlatan bir çobanın bilgeliğine erişirler belki o zaman.
Eti, sütü, otu, doğada ne varsa hepsi emrindedir çobanın. Kangal gibi güçlü bir koruyucuya sahiptir üstelik.
Dünya onundur, dağlar onundur, gökyüzü, ay güneş yıldızlar, hepsi onundur.
Güneşi o doğurur her sabah, semada ay doğarken güneşi o yolcu eder her akşam. Elini uzatsa yıldızlara dokunur belki tek tek.
Lakin köye inince dünyanın sahibi çoban değil, üç beş koyunu güden bir çoban oluverir birden.
Düşüş serttir.
Ancak çoban deyip geçmeyin, memlekette üniversite memurundan çok bir şey olmadığından köydeki üç beş koyunu güdecek çoban yoktur. Gazete ilanıyla çoban aranır. Maaş dolgun, iş kebaptır.
Dağlardan inip insanların arasına karıştıkça yaşanır esas sert düşüş.
İnsanından hayvanına, kendisinden güçsüz ne bulduysa ona taciz uygulayan vahşi insanların arasında bulur kendini birden. İşkence, hıyanet, ahlâksızlık, hırsızlık, dolandırıcılık, cehalet, aklınıza gelebilecek her türlü melanetle yaşamak zorundadır orada.
Sabahattin Ali'nin "Benim meskenim dağlardır dağlar" dizeleriyle kaçmak ister dağlarına tekrar...
Dağı çobanı bir kenara bırakıp Falcon'a çevirelim gözlerimizi yine.
Elon Musk gazetecilere yaptığı açıklamada "Roketteki araba dünyadan 400 milyon kilometre uzağa gidecek ve saniyede 11 kilometre yapıyor olacak. Yörüngede birkaç yüz milyon hatta milyarca yıl kalacağını tahmin ediyoruz" demiş.
Aman Allahım! Milyarlarca yıl mı?
Niye şaşırdım ki? Dünya benimle mi kuruldu sandım yoksa ben de?
Milyarlarca yıl "insanlık için büyük, evren için küçük" bir zaman değil miydi?
Bırakın milyar yılı, birkaç yüz milyon yıl sonra bile neler olacak hayal edemiyoruz şimdiden.
Birkaç on yıl sonra pek çoğumuz, yüz yıl sonra ise hepimiz ölmüş olacağız. Lakin Roadster'in pilotu Starman hepimizden çok yaşayacak ve hepimizden çok şey görecek.
Yapay zeka şimdiden 1-0 önde.
Of! Kıskansam mı bilemedim...
Kıskanma ne olur, çalış senin de olur
Elon Musk Tesla Roadster aracının arkasına bu sözleri yazmış mıdır bilinmez ama formül budur.
"Adamlar yapmış abi!" deyip dolaşmak yerine adam olup çalışmak gereklidir.
Abuk subuk hurafelerle insanları bilimden uzaklaştırmak, ufak hesaplarla insanları kontrol altında tutmaya çalışmak ve ufak çıkarlar için insanları harcamak ufaklıktır.
Büyüklük büyük düşünmeyi gerektirir. Büyük düşünce öngörülüdür, tuzağa düşmez, sele kapılmaz, her söylenene aldanmaz.
Kısacası;
Roadster'ı alan Üsküdar'ı geçti, daha da uyunmaz...
Her çıkışın bir inişi vardı elbet...
Tarihler 6 Şubat 2018'i gösterdiğinde Elon Musk'ın SpaceX adlı uzay şirketi, Falcon Heavy roketi için başarılı bir fırlatma denemesi gerçekleştirdi. Kennedy Uzay Merkezi’nden fırlatılan ve tepesinde bir Tesla Roadster taşıyan Falcon Heavy dünyanın en güçlü roketi unvanını kazandı.
Elektrikli spor arabanın sürücü koltuğunda uzay giysisi giymiş bir manken vardı. Starman adı verilen bu manken yolculuk sırasında David Bowie’nin Space Oddity adlı şarkısını dinledi ve Starman’in görüntüleri canlı yayınla paylaşıldı.
Gerçekleştirilen başarılı fırlatmanın ardından bir fırlatma daha yapılabileceğini belirten Musk, "Eğer Falcon Heavy kalkış esnasında beklenmeyen bir patlama yaşasaydı 4 milyon Pound ağırlığında TNT’nin patlamasına eşit bir etki yaşanırdı." dedi.
Uh! Neler yazıyorum ben böyle?
Falcon Heavy ile ben de uzaya uçtum galiba. Çok fazla havalanmamam lazım, malum her çıkışın bir inişi var. Benim inişim Felix gibi ya da Falcon Heavy'den ayrılan iki kapsülün dünyaya inişi gibi başarılı olmayabilir. Sert bir düşüş yaşayabilirim.
Yeryüzünden yükseldikçe yeryüzündeki her şey anlamsızlaşmaya başlar, sesler duyulmaz, suratlar görülmez. Kim mutlu kim değil, kim güzel kim çirkin, kim akıllı kim deli, kim siyah kim beyaz, kim zengin kim fakir, kim kadın kim erkek, kim çocuk kim yaşlı fark edilmez.
Aşağıdaysa kavga tüm hızıyla sürmektedir.
Ne garip yerdir şu dünya.
Ne gariptir dünya üzerinde yaşayan şu insanlar.
Dünya kendileri ile var olmuş ve kendilerinin gidişiyle yok olacak zannederler neredeyse.
Ayrıntılarda boğulurken bütünü göremezler.
Dünyadan biraz yükselseler, olaylara biraz dışarıdan bakmayı bilseler, uzaya çıkmak bir yana, en azından çevrelerindeki en yüksek yere çıkıp da oradan baksalar aşağıya.
Dağların zirvelerinde koyunlarını otlatan bir çobanın bilgeliğine erişirler belki o zaman.
Eti, sütü, otu, doğada ne varsa hepsi emrindedir çobanın. Kangal gibi güçlü bir koruyucuya sahiptir üstelik.
Dünya onundur, dağlar onundur, gökyüzü, ay güneş yıldızlar, hepsi onundur.
Güneşi o doğurur her sabah, semada ay doğarken güneşi o yolcu eder her akşam. Elini uzatsa yıldızlara dokunur belki tek tek.
Lakin köye inince dünyanın sahibi çoban değil, üç beş koyunu güden bir çoban oluverir birden.
Düşüş serttir.
Ancak çoban deyip geçmeyin, memlekette üniversite memurundan çok bir şey olmadığından köydeki üç beş koyunu güdecek çoban yoktur. Gazete ilanıyla çoban aranır. Maaş dolgun, iş kebaptır.
Dağlardan inip insanların arasına karıştıkça yaşanır esas sert düşüş.
İnsanından hayvanına, kendisinden güçsüz ne bulduysa ona taciz uygulayan vahşi insanların arasında bulur kendini birden. İşkence, hıyanet, ahlâksızlık, hırsızlık, dolandırıcılık, cehalet, aklınıza gelebilecek her türlü melanetle yaşamak zorundadır orada.
Sabahattin Ali'nin "Benim meskenim dağlardır dağlar" dizeleriyle kaçmak ister dağlarına tekrar...
Dağı çobanı bir kenara bırakıp Falcon'a çevirelim gözlerimizi yine.
Elon Musk gazetecilere yaptığı açıklamada "Roketteki araba dünyadan 400 milyon kilometre uzağa gidecek ve saniyede 11 kilometre yapıyor olacak. Yörüngede birkaç yüz milyon hatta milyarca yıl kalacağını tahmin ediyoruz" demiş.
Aman Allahım! Milyarlarca yıl mı?
Niye şaşırdım ki? Dünya benimle mi kuruldu sandım yoksa ben de?
Milyarlarca yıl "insanlık için büyük, evren için küçük" bir zaman değil miydi?
Bırakın milyar yılı, birkaç yüz milyon yıl sonra bile neler olacak hayal edemiyoruz şimdiden.
Birkaç on yıl sonra pek çoğumuz, yüz yıl sonra ise hepimiz ölmüş olacağız. Lakin Roadster'in pilotu Starman hepimizden çok yaşayacak ve hepimizden çok şey görecek.
Yapay zeka şimdiden 1-0 önde.
Of! Kıskansam mı bilemedim...
Kıskanma ne olur, çalış senin de olur
Elon Musk Tesla Roadster aracının arkasına bu sözleri yazmış mıdır bilinmez ama formül budur.
"Adamlar yapmış abi!" deyip dolaşmak yerine adam olup çalışmak gereklidir.
Abuk subuk hurafelerle insanları bilimden uzaklaştırmak, ufak hesaplarla insanları kontrol altında tutmaya çalışmak ve ufak çıkarlar için insanları harcamak ufaklıktır.
Büyüklük büyük düşünmeyi gerektirir. Büyük düşünce öngörülüdür, tuzağa düşmez, sele kapılmaz, her söylenene aldanmaz.
Kısacası;
Roadster'ı alan Üsküdar'ı geçti, daha da uyunmaz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder