22 Temmuz 2015 Çarşamba

Facebook Mezarlığı

2007 yılında Facebook camiasına katıldığımdan beri binlerce paylaşım yapmışımdır herhalde.
Sayısını hatırlayamayacağım kadar çok fotoğraf, bir o kadar müzik parçası ve video yüklemişimdir duvarıma.
Kendime ait o duvarı adeta bir günlüğe çevirmişimdir kısacası.
O günkü memleketin ya da dünyanın durumuna göre şekillenmiştir hep ruh halim ve dolayısıyla sayfam.
Bazen neşeli, bazen hüzünlü...
Bazen yaramaz kediler cirit atmıştır sayfamda, bazen içli şarkılar söylenmiştir usul usul...
İsyanlar dile gelmiştir, özlemler ona keza...
Şehit haberleriyle yanıp kavrulurken, kan damlamıştır hep sayfamdan.
Yaptığım paylaşımlar kadar yazdığım yazılar da Facebook'ta yaşadığım şu kısa döneme ait bir çeşit arşiv oluşturmuştur.
****
Bakıyorum da; geçen bu altı yılda ne düğünler oldu burada.
Nice çocuk doğdu, nice çocuk büyüdü gözlerimizin önünde.
Doğumlar kadar hastalıklar da oldu, ölümler de.
Kutlamalarla taziyeler birbirine karıştı çok zaman.
Doğanların sayfaları gün be gün gelişirken, ölenlerin sayfaları dondu kaldı arkalarında öylece.
Bazılarını yakınları kullanıyor, bazılarıysa kapandı.
Ufak ufak büyüyen bir Facebook Mezarlığımız var artık kısacası...

Zaman zaman bu mezarlığın sakinlerinin açık sayfalarına bakarım uzun uzun.
Paylaşımlarına, yaptıkları yorumlara, fotoğraflarına...
Yaşıyorlarmış gibi sanki. Sanki hiç ölmemişler gibi..
Yitip giden tanıdıklarıma, akrabalarıma.
Nasıl öldüğü hala muamma olan diyetisyen Yelda Kahvecioğlu'na.
Dünden beri Suruç'ta ölen gençlerin sayfalarına.
Ve yine dün bir trafik kazasında hayatını kaybeden O Bar'ın sahibesi Esen Yeşilırmak'ın ve ortağı Abdullah Hilmi Özmelek'in, oğlu Mehmet Ali Açılmış'ın ve yaralı kurtulan oğlu Ali Açılmış'ın sayfalarına...
Çekilen her karede, yazılan her kelimede daha bir tanışırım hiç tanımadığım bu insanlarla.
Arkalarından yazılanları gördükçe kendimi görürüm belki o satırlarda.
İçim acıyıp da ağlarken onlara mı ağlarım, kendime mi bilmem...
**** 
Ebediyete intikalin duygusal tarafını bir yana bırakır ve "Ben öldükten sonra Facebook hesabıma ne olacak?" diye düşünürseniz, diyeyim:
Facebook kullanıcıları hesap ayarlarından gerekli düzenlemeleri yaparak, öldükten sonra hesabının kimin tarafından yönetilebileceğini belirleyebiliyor.
Facebook daha önce, hayatını yitiren kullanıcıların hesaplarını teyit ettikten sonra, bir nevi işaretleyerek bildirim ve diğer seçeneklerini kapatarak ölüm yıl dönümlerinde hatırlanmasını sağlıyordu.
Şimdi bu özelliğini bir adım daha öteye taşıyarak artık kullanıcılara, hesabını kime miras bırakacağını soruyor.
''Legacy Contact'' yani ''Miras Kontratı'' olarak hesapların güvenlik ayarlarına gelen menüye giriş yaparak, eğer hayatınızı yitirirseniz hesabınızın kontrolü kime geçecek belirleyebiliyorsunuz. Seçtiğiniz kişi, eğer siz hayatınızı yitirirseniz ve Facebook bunu teyit ederse, hesabınızın profil ve kapak resmini değiştirebilir ya da hesabınızı tamamen kapatabilir. (Uygulama öncelikle Amerika'da geçerli olacak.)

Ölüm dediğin kapı arkasında..
Düşünün bakalım vasiyetinizde Facebook'unuzu kime emanet etmek isteyeceksiniz?
Emanet ettiğiniz kişinin sayfanızı siz varmış gibi idare etmesini mi isteyeceksiniz yoksa kapatmasını mı?
Peki ya arkanızdan yazılacakları merak edecek misiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder