Yandaş medya deyince iktidarı öven medyayı anlıyoruz elbet...
İktidarın icraatını ballandıra ballandıra anlatıp, defolarını alalayıp, muhalefeti diline dolayıp, hepsini tek tek yerin dibine batırıp, bolca çamur atıp, üzerine tüy bulayıp, elinden geleni ardına koymayan medyayı.
Kulaklara şöyle fısıldanıyor olmalı;
Ardında ben varım... Yürü sen... Buradan yürü...
Ve dile benden ne dilersen...
Kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyiz ne de olsa.
Sen benim bal tutmama yardım et, ben de sana parmak yalatayım.
Yok, inat eder de benden yana olmazsan eğer; "Kırk satır mı kırk katır mı?" sen karar ver...
Teklifleri değerlendirenler bazen bu taraftan yandaş, bazen şu taraftan yandaş.
Daha doğrusu kimin teklifi daha büyükse o taraftan yandaş.
Ne inancı, ne fikri, ne düşüncesi...
Satın alınmış bir fikrin daha büyük bir teklif karşısında duyarsız kalıp sadakât göstereceğini düşünmüyordunuz değil mi?
Onlar her dönemin kazananı.
İstikrar bâki...
Kazananlar demişken;
Aydınlık Gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar, AK Parti döneminde zengin olan gazetecilerin listesini yayınlamış köşesinde. Listede Altanlar, Barlaslar, Rasim-Nagihan çifti, Yiğit Bulut, Bengisu Karaca ve diğerleri var.
Google'a şöyle bir göz atınca Önkibar'ın 5 Şubat 2013 tarihli bir yazısında yine böyle bir liste yayınladığını gördüm. Bu listede de Zafer Mutlu, Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Mehmet Barlas, Ahmet Altan, Ali Kırca ve diğerleri var...
Anlaşılan o ki Önkibar bu işi iyi kotarıyor. Medya'nın 'muhasebesini' gayet iyi tutuyor.
Akçeli işlere aklım ermez.
Lakin bölünmenin eşiğine gelmiş ülkemde bölünmeye katkı sağlayan her kim varsa hepsinedir Ah'ım.
"Birlik olalım, dirlik içinde yaşayalım" diyenlerin aksine, memleketin orasını burasını çekiştirip halkı ayrışmaya sürükleyen, insanlar arasındaki uçurumları acımasızca derinleştiren, gözümüzün içine baka baka yalan söyleyen, haince planlara alet olarak dünyalığını büyüttükçe büyütenleredir...
Bir olay bir kanalda KARA, bir kanalda AK olarak dillendiriliyorsa ikisinin de inanılırlığını sorgulamalı insan.
Diyene ve dedirtene bakmalı.
Arkasını aramalı.
Bölünmüş medyaya pabuç bırakmamalı.
Her şey her zaman ne AK'tır, ne KARA.
Olan bitenin hep doğrusunu söyleyenin ise karadır gözü, kapkara...
İşte böyle gözü kara, yürekli, vatanına aşık, halkını seven, akil insanlar anlatsın anlatılacak ne varsa.
Korkmadan, korkutulmadan.
Özgürce ve tarafsızca...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder