6 Temmuz 2015 Pazartesi

Yunanistan’ı ‘beğen’dik…

İnanmayın o sözlere...
Hiç kimse "Öl de ölelim!" demekle ölmüyor.
Güvenmeyin o alkışlara...
Alkışlayan eller gün gelip boğazlara çöküveriyor...

Ayağına kuvvetlice bastığın zaman yanında kalacaklarla mı çıktın yola, yoksa ayağının ucuyla dokunur dokunmaz kaçacaklarla mı; ona bakmak lâzım...
İşler yolunda giderken iyidir herkes.
De; işler her zaman iyi gitmez...
Alış-Veriş olarak görülüyorsa her şey ve 'alış-veriş'in değeri de meblağ ile ölçülüyorsa, meblağ düştükçe sadakâtin yok olması kaçınılmazdır elbet.
Yok eğer ki 'alış-veriş'in bedeli sevgiyse ve sevgi de enginse, korkma o zaman...
Yürü...

Aidiyet hissi güçlenmiş bir aile her zorluğu omuz omuza aşar kolayca. Meblağlarla değerlendirilen bir ailede korku imparatorluğu yaratan zat ise gün gelip kimseleri korkutamadığı zaman düşüverir çaptan.
Kısacası; gün gelir kurt da kocar...

Reis olan reis biat ve itaati önemseyip, etmeyenleri itelediğinde korkar evdeki çocuk.
Hem korkar, hem kırılır.
Küser yani...
"Sus, konuşma!" dersin, susar...
Lakin tehlikelidir suskunlar...
Zihnine de giremezsin ya kimsenin, onlar da düşüne düşüne dolar...
Sevgiyi baş tacı ederek evine kol kanat geren reis ise her zorluğu ailesiyle paylaştığında omuz verir ona aile. "Biz arkandayız" der, "Dosta düşmana karşı biraradayız", "Kazançta da biriz, kayıpta da"...
****
İşte gördük Yunanistan'ı...
Halk nasıl da el verdi başkanlarına. Başkan nasıl da "biz"i belletti Yunan halkına.
"Ben vazife için geldim, beni desteklerseniz devam, yok istemezseniz istifa ederim" dedi.
Muhalif taraf olan Yeni Demokrasi Partisi lideri Antonis Samaras da kazanamayınca istifasını verdi ve gitti.
Kimse de demedi ki "Buralar hep benim!"
Kimse de etmedi ki "Höt zöt pöt!"
Atatürk'ün dediği gibi "Mevzubahis vatansa ötesi teferruattır" dedi her iki taraf da...

Halk sahip çıktı Çipras'a... Kendilerine sormasını takdir etti önce...
Sonra da "Seninle varız" dedi.
Çipras'ın sağlam duruşu söyletti bunu halka. Güven veren sözleri ve doğru bakan gözleri söyletti.
Gençliği ve gençliğinin verdiği dinamizmi söyletti.
Çipras insanlara umut verdi, inanç verdi...

Zor günlere gebe şimdi Yunanistan.
Onurlu duruşun ve eyvallahsızlığın bir bedeli olacak elbet.
Herkes inanıyorsa ki; "ona yok olan bana da yok", herkes inanıyorsa ki; "ona var olan bana da var", her kişi seve seve ödeyecek bu bedeli.
Arada arızalar da olacak. Dayanamayanlar ve isyan çıkaranlar olacak. Bu da kaçınılmaz.
Yunanistan Maliye Bakanı Varufakis'in dediği esas önemli olan; "Yunan halkı daha fazla kemer sıkmaya 'hayır' dedi ve bu hayır oyu ile demokratik bir Avrupa'ya evet dendi"...

Bu karar, "kreditörler, emperyal sistem, tembel halk" döneminin kapanıp, akil bir dönemin açılışının başlangıcı olur mu, onu tarih yazacak...
Bu karar, borç batağında ama ultralüks yaşayanlar için, nereden ve niçin geldiği belli 'olan' değirmenin suyunun yarın bir gün kendilerini boğabileceğinin ve boğulmamak için kendi kendine yetmek gerektiğinin dersi olur mu, onu halk iyi okuyup anlayacak...
****
Şimdi, düşünelim bakalım, biz bunu yapabilir miydik?
Böyle bir taşın altına elimizi sokabilir miydik?
Taşın altına elimizi sokmamızı isteyenlere inanabilir miydik?
'One minutes'a benzemez bu iş, çektiğimiz restin arkasında durabilir miydik?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder