Her alanda yaşanan dijital dönüşüm ekonomik alanda da hızla yerini alıyor.
Devlet, medya, bankalar, hastahaneler, kütüphaneler, belediyeler ve pek çok kurum ile kuruluş bu dönüşüme ayak uydurmaya çoktan başladı. Kimisi hızlı, kimisi yavaş, kimisi yeterli kimisi yetersiz ama dönüşüm sonsuzluğa uzanan bir yolculukta hız kesmeden ilerlemeye devam ediyor.
Her gün yeni bir eklenti ile her gün yeni bir hizmet sunuyor insanlara dijital dönüşüm.
Koşarcasına yol alıyor, ki yakalayabilene aşk olsun!
Bu koşuyu bir ucundan yakalayabilmek ve dönüşüme ayak uydurabilmek için zaman zaman eğitici seminerler düzenlenip, dijital dönüşüm buluşmaları yapılıyor.
Geçtiğimiz günlerde Bursa İnternet Gazetecileri Derneği BUİGDER olarak 'Bugünün Ötesi'ni konuşmuştuk hatırlayın. Ekonomik devrimden başlayıp, internetin yolculuğuna ve dijitalleşmenin bugün geldiği noktadan ötesine, 2040 senesine uzanmıştık.
Bu buluşmalardan birisi TÜRKONFED ile İş Bankası tarafından başlatılan Dijital Anadolu Projesi idi. Dördüncü toplantısını Bursa'da gerçekleştiren buluşma, Anadolu'da üretim yapan sektörlerin dijital dönüşümüne katkıda bulunabilmek amacıyla düzenlendi. Buluşmaya talebin epey yoğun olması ve salondaki sıraların tamamıyla dolması sevindiriciydi. Demek ki Bursa dijitalleşmeye karşı boş değildi.
Marmara ve İç Anadolu Sanayici İşadamları (İşinsanları demek daha doğru olacak) Dernekleri Federasyonu (MARSİFED) ev sahipliğinde, Dijital Liderler Kobilerle Buluşuyor başlığı ile düzenlenen toplantıda konuşan her konuşmacı, dijital dönüşümün tercih değil, bir zorunluluk olduğunun altını ısrarla çizdi.
Takdimi Ümit Öncel'e emanet olan etkinliğin açılış konuşmalarını MARSİFED Yönetim Kuruluş Başkanı Ramazan Kaya, SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şahismail Şimşek ve TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan yaptılar.
Etkinliğe katılan konuşmacılar ve panelistler Kurumların Dönüşümü, Bulut Bilişim ve Teknoloji, Karekodlu Çek, E-Ticaret ve Dijital Pazarlama ile E-Dönüşüm üzerine konuştular.
Konuşmaları şöyle bir süzgeçten geçirecek olursak:
* Dijitalleşme bir yol arkadaşıdır.
* Dünyada büyük bir değişim ve dönüşümün sancıları yaşanırken, Türkiye de sıkıntılı bir dönemden geçiyor.
* İnsan gücünü veriyi oluşturan kısımdan çıkartıp, veriyi yorumlayan kısma geçirmeyi amaçlamalıyız.
* Reklamlarınızda hedef pazarınız neresi ise buna yönelik ön çalışmalar, ön hazırlıklar yapmalısınız
* Eski olmak hiç bir şey ifade etmiyor, dönüşüme uyum sağlamalısınız.
* Dijitalleşme ekonominin kaldıracı olarak kullanılabilir.
* Sanayimizin dijital dönüşümünü gerçekleştirip, KOBİ'lerimizin kapasitelerini artırıp, yüksek teknolojiyle yüksek katma değerli üretimi yakalayıp, ekonomik refahı artırabiliriz.
* Hep başkalarının hikâyelerini anlatıyoruz. Dijitalleşmede Türkiye olarak yeni bir hikâye yazmak her zamankinden daha önemli.
* Dijital teknolojiyi kullanan ülkelerde kişi başına düşen gelir seviyesi daha yüksek.
* Enflasyon, faiz, kur sarmalından kalıcı reformlarla çıkmak mümkün.
* Sıcak para devri sona erdi.
* Dijital dönüşüm sürdürülebilir büyümemiz için bir fırsat ve acilen kurgulanmalı.
* Türkiye dijital dönüşümün sadece tüketicisi değil üreticisi de olmalı.
* OECD ülkelerine göre seviyemiz düşük.
* Bilgi teknolojileri ihracımız düşük.
* Yazılımda çalışanlar diğer sektörlerde çalışanlara göre daha fazla ücret alıyor.
* Türkiye'de şirketlerin sadece yüzde 0,3'ü yüksek teknolojili üretim yapıyor.
* Endüstri 4.0 yatırımları teşvik edilmeli.
* Kalkınma ve büyüme rekabetçilikten geçer.
* Dijital ürünlerin kullanılması dönüşümün tamamlandığını göstermez. Kurum içi kültür de değişmeli.
* Sadece kurumun dijitalleşmesi yetmez müşterinin de dijitalleşmesi gerek.
* Kobiler ekonomimizin bel kemiği.
* Dijital dönüşüm bir amaç değil, yüksek katma değer yaratmak ve kalkınma odaklı sürdürülebilir ekonomi için bir araç.
* Dijitalleşme bütün sektörleri etkileyecek bir trend.
* Dijitalleşmeye ilgisiz kalmak hiçbir sektör için mümkün değil.
* İçinde bulunduğumuz krizden içe kapanarak değil dönüşerek çıkabiliriz.
* İki yıl içinde dönüşüme ayak uydurmalıyız. Uyduramayan yok olacak.
* Başarı ve başarısızlık dijital dönüşüm ile belirleniyor.
* Dijital yatırımları sadece bir seferlik yapmak yeterli değil.
* Girişimci yeteneği şirketin içinden bulun ve ona kârdan pay verin.
* Çalışanlarınızın fikirlerini destekleyin, onları mutlu edin.
* 'Kaybet Kaybet'ten, 'Kazan Kazan'a geçin.
* Kurumsallık girişimciliği öldürüyor. Fazla kurumsal olmayın. Hantallaşmayın. Arada bir nokta bulun.
* Türkiye'nin tahsilat sorununu çözmesi lâzım.
* Ekonomide kobiler önceliklendirilmeli.
* Girdi üzerine değil, çıktı üzerine değerlendirme yapalım.
* Türkiye dijitalleşmenin popüler tarafında.
* İş yapma alışkanlıklarımızla birlikte iş yapma araçlarımızın da dijitalleşmesi gerek.
* TÜİK'in 10 ve üzeri çalışana sahip işletmelerle ilgili paylaştığı verilere göre: İnternet erişimine sahip şirketlerin oranı %96, web sayfası sahibi işletmelerin oranı %73, sosyal medyayı kullanan işletmelerin oranı %46, internet üzerinden satış yapan işletmelerin oranı %11.
* Büyüme oranlarının yüksek olduğu dönemlerde karşılıksız çek oranlarında düşüş yaşanıyor.
* Çek sermayeyi paylaşmaktır.
* Arkası yazılmış çek itibar kaybıdır. Onlara dokunmayın!
* Emin değilseniz tehlikedesinizdir. Emin olmak için Karekod'lu çek kullanın.
* 2019 sonunda elektronik çek gündeme geliyor.
* Ekonomik tarih vadilerle ve tepelerle doludur.
* Dijitalleşme hem tehdit, hem fırsat.
* Umulmadık taşlar baş yarabilir.
* Dijital Dünya'nın en önemli sermayesi İNSAN.
****
İstatistik rakamlar ve grafiklerle bezeli, geçmişten bugüne ve bugünden geleceğe uzanan bir dönüşüm yolculuğunun izlerini sürdük etkinlik boyu. Eskiyi eskide bırakmadan ama eskiye takılıp kalmadan, eskinin tecrübeleri ile yeni yollar aradık. Dünyanın konuştuğu dil ile bizim konuştuğumuz dil farklı olmamalıydı. Artık dümdüz olan dünyada farklı dillere yer yoktu. Teknolojinin dili bir taneydi ve bunun için de Dijital Okur-Yazar olmak gerekiyordu.
Siz içinde olsanız da olmasanız da TIK TIK TIK'larla dönüşüyor dünya.
Tıkır tıkır dönüşüyor.
Dönüşüme ayak uyduranlar dönüşümün nimetlerinden yararlanıyor.
Dönüşüme uzak duranlar ise yok olup gidiyor.
Değişim 100 yıllık aile şirketi olup olmadığınıza değil, dijitalleşip dijitalleşmediğinize bakıyor.
Charles R. Darwin'in kapak fotoğrafındaki sözleri gibi, "Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan. Değişime en çok adapte olabilendir hayatta kalan."
Yeni dünyanın çalışanları robotik işleri robotlara bırakıp, içlerindeki yaratıcıyı ortaya çıkartabilecekleri özgür alanlarda ve tahakküm altında değil, kendi istedikleri zaman diliminde, kendi istedikleri biçimde çalışacaklar artık.
Disiplin, itaat ve zekâ yerini inisiyatif, yaratıcılık ve tutkuya bırakacak.
Değişimi idrak etmemiş patronlar çalışanlarının karşısında ezilmemek ve güç kaybetmemek için bir an önce dönüşümü kendi içlerinde başlatmalılar.
Sınıfındaki öğrencilerin vızır vızır bilgisayar kullandığı bir öğretmenin elindeki telefondan mesaj dahi yazamadığı durum, patron ve çalışan arasındaki ilişkide de geçerli maalesef.
Malum, bir konuda konuşabilmek için önce konuyu bilmek, sonra da uygulayabilmek gerek.
Kısacası, devrimi önce kendi içinde gerçekleştirmek gerek.
Devrim demişken;
Yazımızı Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemâl Atatürk'ün bir sözüyle nihayetlendirelim:
"Ordumuzun kazandığı zaferler ne kadar büyük olursa olsun, bunlar iktisadi zaferlerle tamamlanmadıkça eksik kalırlar."
Onların, Cumhuriyet'in kuruluşunun ardından yaptıkları insanüstü çalışmalar ve ilk 10 yılda, her alanda, verdikleri savaş ile halkın karşısına alınları açık çıktıkları gün gibi ortadadır.
Bize düşen ise bu ülkenin vatandaşlarının kanıyla, canıyla, alın teriyle kurdukları tüm o kazanımları teker teker satmak değil, sahip çıkmak ve geleceğe taşımaktır.
Yoksa bu buluşmaların ne anlamı vardır...
Devlet, medya, bankalar, hastahaneler, kütüphaneler, belediyeler ve pek çok kurum ile kuruluş bu dönüşüme ayak uydurmaya çoktan başladı. Kimisi hızlı, kimisi yavaş, kimisi yeterli kimisi yetersiz ama dönüşüm sonsuzluğa uzanan bir yolculukta hız kesmeden ilerlemeye devam ediyor.
Her gün yeni bir eklenti ile her gün yeni bir hizmet sunuyor insanlara dijital dönüşüm.
Koşarcasına yol alıyor, ki yakalayabilene aşk olsun!
Bu koşuyu bir ucundan yakalayabilmek ve dönüşüme ayak uydurabilmek için zaman zaman eğitici seminerler düzenlenip, dijital dönüşüm buluşmaları yapılıyor.
Geçtiğimiz günlerde Bursa İnternet Gazetecileri Derneği BUİGDER olarak 'Bugünün Ötesi'ni konuşmuştuk hatırlayın. Ekonomik devrimden başlayıp, internetin yolculuğuna ve dijitalleşmenin bugün geldiği noktadan ötesine, 2040 senesine uzanmıştık.
Bu buluşmalardan birisi TÜRKONFED ile İş Bankası tarafından başlatılan Dijital Anadolu Projesi idi. Dördüncü toplantısını Bursa'da gerçekleştiren buluşma, Anadolu'da üretim yapan sektörlerin dijital dönüşümüne katkıda bulunabilmek amacıyla düzenlendi. Buluşmaya talebin epey yoğun olması ve salondaki sıraların tamamıyla dolması sevindiriciydi. Demek ki Bursa dijitalleşmeye karşı boş değildi.
Marmara ve İç Anadolu Sanayici İşadamları (İşinsanları demek daha doğru olacak) Dernekleri Federasyonu (MARSİFED) ev sahipliğinde, Dijital Liderler Kobilerle Buluşuyor başlığı ile düzenlenen toplantıda konuşan her konuşmacı, dijital dönüşümün tercih değil, bir zorunluluk olduğunun altını ısrarla çizdi.
Takdimi Ümit Öncel'e emanet olan etkinliğin açılış konuşmalarını MARSİFED Yönetim Kuruluş Başkanı Ramazan Kaya, SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şahismail Şimşek ve TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan yaptılar.
Etkinliğe katılan konuşmacılar ve panelistler Kurumların Dönüşümü, Bulut Bilişim ve Teknoloji, Karekodlu Çek, E-Ticaret ve Dijital Pazarlama ile E-Dönüşüm üzerine konuştular.
Konuşmaları şöyle bir süzgeçten geçirecek olursak:
* Dijitalleşme bir yol arkadaşıdır.
* Dünyada büyük bir değişim ve dönüşümün sancıları yaşanırken, Türkiye de sıkıntılı bir dönemden geçiyor.
* İnsan gücünü veriyi oluşturan kısımdan çıkartıp, veriyi yorumlayan kısma geçirmeyi amaçlamalıyız.
* Reklamlarınızda hedef pazarınız neresi ise buna yönelik ön çalışmalar, ön hazırlıklar yapmalısınız
* Eski olmak hiç bir şey ifade etmiyor, dönüşüme uyum sağlamalısınız.
* Dijitalleşme ekonominin kaldıracı olarak kullanılabilir.
* Sanayimizin dijital dönüşümünü gerçekleştirip, KOBİ'lerimizin kapasitelerini artırıp, yüksek teknolojiyle yüksek katma değerli üretimi yakalayıp, ekonomik refahı artırabiliriz.
* Hep başkalarının hikâyelerini anlatıyoruz. Dijitalleşmede Türkiye olarak yeni bir hikâye yazmak her zamankinden daha önemli.
* Dijital teknolojiyi kullanan ülkelerde kişi başına düşen gelir seviyesi daha yüksek.
* Enflasyon, faiz, kur sarmalından kalıcı reformlarla çıkmak mümkün.
* Sıcak para devri sona erdi.
* Dijital dönüşüm sürdürülebilir büyümemiz için bir fırsat ve acilen kurgulanmalı.
* Türkiye dijital dönüşümün sadece tüketicisi değil üreticisi de olmalı.
* OECD ülkelerine göre seviyemiz düşük.
* Bilgi teknolojileri ihracımız düşük.
* Yazılımda çalışanlar diğer sektörlerde çalışanlara göre daha fazla ücret alıyor.
* Türkiye'de şirketlerin sadece yüzde 0,3'ü yüksek teknolojili üretim yapıyor.
* Endüstri 4.0 yatırımları teşvik edilmeli.
* Kalkınma ve büyüme rekabetçilikten geçer.
Prof. Dr. Erhan Erkut |
* Sadece kurumun dijitalleşmesi yetmez müşterinin de dijitalleşmesi gerek.
* Kobiler ekonomimizin bel kemiği.
* Dijital dönüşüm bir amaç değil, yüksek katma değer yaratmak ve kalkınma odaklı sürdürülebilir ekonomi için bir araç.
* Dijitalleşme bütün sektörleri etkileyecek bir trend.
* Dijitalleşmeye ilgisiz kalmak hiçbir sektör için mümkün değil.
* İçinde bulunduğumuz krizden içe kapanarak değil dönüşerek çıkabiliriz.
* İki yıl içinde dönüşüme ayak uydurmalıyız. Uyduramayan yok olacak.
* Başarı ve başarısızlık dijital dönüşüm ile belirleniyor.
* Dijital yatırımları sadece bir seferlik yapmak yeterli değil.
* Girişimci yeteneği şirketin içinden bulun ve ona kârdan pay verin.
* Çalışanlarınızın fikirlerini destekleyin, onları mutlu edin.
* 'Kaybet Kaybet'ten, 'Kazan Kazan'a geçin.
* Kurumsallık girişimciliği öldürüyor. Fazla kurumsal olmayın. Hantallaşmayın. Arada bir nokta bulun.
* Türkiye'nin tahsilat sorununu çözmesi lâzım.
* Ekonomide kobiler önceliklendirilmeli.
* Girdi üzerine değil, çıktı üzerine değerlendirme yapalım.
* Türkiye dijitalleşmenin popüler tarafında.
* İş yapma alışkanlıklarımızla birlikte iş yapma araçlarımızın da dijitalleşmesi gerek.
* TÜİK'in 10 ve üzeri çalışana sahip işletmelerle ilgili paylaştığı verilere göre: İnternet erişimine sahip şirketlerin oranı %96, web sayfası sahibi işletmelerin oranı %73, sosyal medyayı kullanan işletmelerin oranı %46, internet üzerinden satış yapan işletmelerin oranı %11.
* Büyüme oranlarının yüksek olduğu dönemlerde karşılıksız çek oranlarında düşüş yaşanıyor.
* Çek sermayeyi paylaşmaktır.
* Arkası yazılmış çek itibar kaybıdır. Onlara dokunmayın!
* Emin değilseniz tehlikedesinizdir. Emin olmak için Karekod'lu çek kullanın.
* 2019 sonunda elektronik çek gündeme geliyor.
* Ekonomik tarih vadilerle ve tepelerle doludur.
* Dijitalleşme hem tehdit, hem fırsat.
* Umulmadık taşlar baş yarabilir.
* Dijital Dünya'nın en önemli sermayesi İNSAN.
****
İstatistik rakamlar ve grafiklerle bezeli, geçmişten bugüne ve bugünden geleceğe uzanan bir dönüşüm yolculuğunun izlerini sürdük etkinlik boyu. Eskiyi eskide bırakmadan ama eskiye takılıp kalmadan, eskinin tecrübeleri ile yeni yollar aradık. Dünyanın konuştuğu dil ile bizim konuştuğumuz dil farklı olmamalıydı. Artık dümdüz olan dünyada farklı dillere yer yoktu. Teknolojinin dili bir taneydi ve bunun için de Dijital Okur-Yazar olmak gerekiyordu.
Siz içinde olsanız da olmasanız da TIK TIK TIK'larla dönüşüyor dünya.
Tıkır tıkır dönüşüyor.
Dönüşüme ayak uyduranlar dönüşümün nimetlerinden yararlanıyor.
Dönüşüme uzak duranlar ise yok olup gidiyor.
Değişim 100 yıllık aile şirketi olup olmadığınıza değil, dijitalleşip dijitalleşmediğinize bakıyor.
Charles R. Darwin'in kapak fotoğrafındaki sözleri gibi, "Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan. Değişime en çok adapte olabilendir hayatta kalan."
Yeni dünyanın çalışanları robotik işleri robotlara bırakıp, içlerindeki yaratıcıyı ortaya çıkartabilecekleri özgür alanlarda ve tahakküm altında değil, kendi istedikleri zaman diliminde, kendi istedikleri biçimde çalışacaklar artık.
Disiplin, itaat ve zekâ yerini inisiyatif, yaratıcılık ve tutkuya bırakacak.
Değişimi idrak etmemiş patronlar çalışanlarının karşısında ezilmemek ve güç kaybetmemek için bir an önce dönüşümü kendi içlerinde başlatmalılar.
Sınıfındaki öğrencilerin vızır vızır bilgisayar kullandığı bir öğretmenin elindeki telefondan mesaj dahi yazamadığı durum, patron ve çalışan arasındaki ilişkide de geçerli maalesef.
Malum, bir konuda konuşabilmek için önce konuyu bilmek, sonra da uygulayabilmek gerek.
Kısacası, devrimi önce kendi içinde gerçekleştirmek gerek.
Devrim demişken;
Yazımızı Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemâl Atatürk'ün bir sözüyle nihayetlendirelim:
"Ordumuzun kazandığı zaferler ne kadar büyük olursa olsun, bunlar iktisadi zaferlerle tamamlanmadıkça eksik kalırlar."
Onların, Cumhuriyet'in kuruluşunun ardından yaptıkları insanüstü çalışmalar ve ilk 10 yılda, her alanda, verdikleri savaş ile halkın karşısına alınları açık çıktıkları gün gibi ortadadır.
Bize düşen ise bu ülkenin vatandaşlarının kanıyla, canıyla, alın teriyle kurdukları tüm o kazanımları teker teker satmak değil, sahip çıkmak ve geleceğe taşımaktır.
Yoksa bu buluşmaların ne anlamı vardır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder