8 Mart 2023 Çarşamba

Yöresine Değer Katan, Ülkesine Değer Katar

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Bursa Şubesi'nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü anma etkinlikleri kapsamında düzenlediği "Yöresine Değer Katan Önder Kadın Ödül Töreni", Bursa Akademik Odalar Yerleşkesi, Mimarlar Odası Bursa Şubesi, Şube Konferans Salonu'nda gerçekleşti.
Forum şeklinde gerçekleşen etkinliğin moderatörlüğünü bursadabugün.com Genel Yayın Yönetmeni Aysın Komitgan yaptı.
Foruma konuşmacı olarak Eker Süt Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Nevra Eker, Yazar İlknur Güntürkün Kalıpçı ve Kirazlıyayla kadınları katıldı. Forumun sonunda TÜKD Bursa Şubesi Başkanı Aylin Sabancı tarafından kendilerine teşekkür plaketi takdim edildi.
TÜKD Bursa Şubesi üyeleri ve etkinliğe katılan konuklar, forum katılımcılarından kadının var olma ve var etme mücadelesini dinledi.
Nevra Eker babası Altan Eker'in erken kaybı üzerine ağabeyi Ahmet Eker ile birlikte işlerin başına geçme öyküsünü, Atatürk araştırmacısı bir yazar olarak İlknur Kalıpçı Mustafa Kemâl Atatürk'ün kadına bakış açısını, Kirazlıyayla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği adına Muhterem Çakır köylerindeki bakır-çinko-kurşun zenginleştirme tesisi ve atık barajının yapımına karşı verdikleri mücadeleyi dile getirdi.

TÜKD, Kadın, Pozitif Ayrımcılık
TÜKD Bursa Şubesi Başkanı Aylin Sabancı yaptığı açılış konuşmasında, 19 Aralık 1949 tarihinde kurulan derneğin kuruluş amacının kız çocuklarının akademisyen olsun olmasın akademiyi bitirmeleri ve öğrenim seviyelerini yükseltmeleri olduğunu, erkekleri ayrıştırmadıklarını, ancak kadınlarımıza pozitif ayrımcılık yapmak zorunda olduklarını belirtti. Kız çocuklarının sadece okumasına değil, örgütlenmesine, istihdamda yer almasına, bilinçli bir tavır koymasına, sosyal politikalarda olsun, ülkenin yönetiminde olsun söz sahibi olmak için cesaret kazanmasına yardım etmeye çalıştıklarının altını çizdi. Bunun için okumuş-okumamış, evde çalışan-dışarıda çalışan olup olmadığına bakılmaksızın tohumlaştırmayı, hayal etmeyi, sevgiyi, şefkati ve cömertliği aşılayan kadınlar olmasının bile yeterli olduğunu söyledi. Konuklar arasında oturan Kirazlıyayla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Nedim Kekeç'i tanıtmayı ihmal etmedi. Nedim Kekeç der ki, "Dernek bizimdir ama kadınlarımız cesurdur."...
Aylin Sabancı
Daha önce TÜKD Genel Merkezi tarafından beş ayrı dalda verilen "Yöresine Değer Katan Önder Kadın" ödülü, son senelerde yerelde de verilmeye başlamış. Bu ödülü Bursa'da ilk alan kişi Nilüfer Kadın Korosu Şefi Dr. Aysel Gürel imiş. İkinci sene bu ödül Prof. Dr. Ulviye Özer'e verilmiş. Bu sene bu ödülü üç kadına birden vermek istemişler. "Arzumuz, Yöresine Değer Katan Önder Kadın ödülüne adayım diyen kadınlar olması" diyor başkan Sabancı.

Eker, Yelken, Koşu, İstihdam
Eker kurumu süt ürünlerinin yanında, otizmli çocuklara istihdam sağlamasıyla ve spora yaptığı katkılarla gönüllere taht kurmuştur. Her yıl ekim ayında gerçekleşen Eker I Run Koşusu bir markadır. 2014 yılından bu yana "Sağlıklı yaşam için koş!" mottosuyla 7'den 70'e her yaştan katılımcıyla gerçekleşen koşu içinde, 42K, 15K, 5K, 2K, Paten yarışı, Özel Sporcular Koşusu ve Minik Adımlar Koşularını barındırıyor. Koşuya sporcu olarak katılmasam da gözlemci konuk olarak defalarca bu etkinliği izledim.
Eker bünyesinde koşunun yanında bir de yelken var. Olympos Regatta, Bursa'da yelkenciliği geliştirmek ve İstanbul ve Bursa yelkencilerini buluşturmak amacıyla gerçekleştirilen yarışlar, İstanbul-Tirilye hattında 3 gün boyunca sürüyor ve yarışmaya ortalama 35 yelkenli ile 300 yelkenci katılıyor. Birkaç kez bu yarışları da kâh karadan kâh tekneden izlediğim oldu.
Nevra Eker'in katıldığı ilk yelken yarışı, 2016 yılında yapılan Deniz Kızı Kadın Yelken Kupası olmuş. Bu etkinlik aynı zamanda şirket çalışanlarından oluşan Eker Efsane Ladies Team’i doğurmuş.
Eker, sosyal sorumluluk projelerinde otizmli bireyleri iş gücüne katıyor, Türkiye'nin en büyük yardım platformlarından biri olan Adım Adım ile iş birliği yapıyor, Birleşmiş Milletlerin küresel bir inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri'ne (WEPs) imza atarak, toplumsal cinsiyet bilincine olan duyarlılığını gösteriyor.
Nevra Eker
Nevra Eker forumda yaptığı konuşmada "Kurumları geleceğe taşıyan insandır. Biz öncelikle şirketimizde çalışan insanlara yatırım yapmaya önem verdik. Bursa markası olarak içinde yaşadığımız topluma, yani Bursa'ya değer katmamız gerektiğini biliyorduk. Eker I Run ile sağlıklı yaşama dikkat çektik. Kadın yelken takımımız ile önemli kupalar kazandık. Yaklaşık beş yıl önce başlattığımız proje sayesinde şu an fabrikamızda 12 otizmli genç çalışıyor. Kadınlar erkeklerden farklı özelliklere sahipler ve hiçbir erkeğin sağlayamayacağı farklılıkları ile değer yaratıyorlar. Çalışan bir kadın olarak kadın çalışanların sorunlarını biliyorum. Duyarlı ve esnek olmamız lazım. O yüzden kadın yöneticilerin daha fazla olması gerektiğini savunurum. Pandemide esnek çalışma ve uzaktan çalışmanın olabildiğini gördük. Bunun yaygınlaşması lazım." dedi.
Soru cevap kısmında "kreş" konusu sorulduğunda fabrika alanının yanında benzin istasyonu olduğu için kreş açamadıklarınıi ancak kreş yardımı yaptıklarını belirtti. Benim "depremzede istihdamı" konusunda sorduğum soruyu, öncelik tanıyoruz cevabını verdi. Otizmli bireylerin annelerinden oluşan koroyu çalıştıran Aysel Gürel'in "destek ve işbirliği" önerisini "memnuniyetle" sözleriyle cevapladı.

Kirazlıyayla, Maden, Çevre, Mücadele
Kirazlıyayla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği adına konuşan Muhterem Çakır'ın konuşmasında isyan, hak arama, mücadele, adaletsizlik, duyarsızlık, sahiplenilme, köyü ve doğayı koruma, hukuk, davalar, çevik kuvvet, jandarma, abluka sözcükleri birbirine geçti. Maden şirketine gidecek olan yüksek gerilim hattının köyün sokakları kazılarak köyün ortasından geçirildiğini, kazıların köylünün evine zarar verdiğini, yüzlerce ağacın kesildiğini, köyde 11 çeşme ile 2 göletin yok olduğunu, ekinlerini zamanında biçemediklerini, muhtarın şirket ile işbirliği içinde olduğunu, köylüyü dinlemediğini, kendi köylerinde rehin gibi yaşadıklarını, gözaltına alındıklarını, kendilerine terörist dendiğini, lakin her şeye rağmen birlik olup yılmadıklarını söyledi.
Muhterem Çakır
Zaman zaman duygu yükselmeleri yaşadığı konuşmasında "Hayvanlarımız samansız, biz somunsuz kaldık. Biz, Ata'mızdan bize kalan toprakları çocuklarımıza bırakmak istiyoruz." dedi. 

Mustafa Kemâl Atatürk, Kadın Hakları
Kendisini her dinleyişimde Atatürk'üme bir kez daha sarıldığım kişidir İlknur Güntürkün Kalıpçı. Aşağıda başlıklarını gördüğünüz altı yazı kaleme almışım onun anlattıkları ile. Daha çok anlamaya ve daha çok anlatmaya gayret etmişim.
Yine aynı heyecanla dinledim kendisini. Tüm yazıların bir özetiydi anlattıkları. Aklımın bir köşesine kaçmış olan bilgiler tazelendi, bildiklerime yeni bilgiler eklendi. 
İlknur Güntürkün Kalıpçı
Kurtuluş Savaşı sırasında, Cumhuriyet'in kuruluşunda ve sonrasında bizlere ilkleri yaşatan kadınları, Mustafa Kemâl'in kadın hakları konusunu cephede savaş halinde iken nasıl kafasına koyduğunu, o güne kadar hesapta bile olmayan kadınları nasıl saydırdığını ve hesaba kattırdığını, 1919 ile 1938 arasında dünyaya ilkleri hediye eden kadın sayısı (en fazla) 5 iken, ülkemizde 51 kadının dünya kadınlarına örnek olduğunu, çünkü Türk kadınının bir hazine olduğunu anlattı uzun uzun. Dünyadaki ilk topyekün savaş olan Kurtuluş Savaşı'nda Türk kadınının verdiği mücadeleyi, gösterdiği gayreti, içinde taşıdığı vatan aşkını, çaresizliğin ve terk edilmişliğin üstesinden Mustafa Kemâl'e olan inancıyla geldiğini ve bizim de onların reçetesini uygulamamız gerektiğini anlattı. Mehmetçikler ve Ana-dolu'lar kurtarmıştı vatanı. (Bu konuyu çocukluğumda Radyo Tiyatrosu'nda dinlemiştim. Çocuk halimle bu anlatıdan öyle etkilenmişim ki, sesi hâlâ kulağımda.) Anadolu, yurdu için canını vermiş Mehmetlerle, Mehmetleri cepheye gönderen, Mehmetlere mermi taşıyan, mühimmat taşıyan, ekmek taşıyan analarla doluydu. 
(Türk Kadınının Savaşı Başka başlıklı yazımı ayrıca okumanızı isterim. Ve "savaşların yaşayan ölüleri", yani savaş mağduru kadınları anlattığım Bitmeyen savaş yapmışlar başlıklı yazımı da.)
İlknur Hanım konuşmasının bir yerinde, "Kara Fatma emekli maaşını Kızılay'a bağışlamış" deyince akıllara bugünün Kızılay'ı düştü ve o günün Kızılay'ı ile bugünün Kızılay'ı karşılaştırılıverdi bir çırpıda. O kadar itibarlı, o kadar güvenilir bir kurum bu kadar mı irtifa kaybederdi? 
(Türk Kızılayı'nın Erzurumlu Fatma Seher Erden için Kulaksız Mezarlığı'nda yaptırdığı anıt mezar, 2 Temmuz 1955'te İstanbul Darülaceze'de vefat edişinden 59 yıl sonra, 14 Haziran 2014 tarihinde törenle açılmış. Törende konuşan  dönemin Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, "Kara Fatma'nın bizim için sembolik bir önemi vardır. Çünkü daha o yıllarda Kızılay'a güveni temsil eder" demiş.)

Elimizde böyle bir hazine varken...
Dünya kadınlarına örnek olmuş 51 kadının filmi öyküleştirilerek tek tek film haline getirilmeli. Senaristler ve yapımcılar sağlam hikâyeler arayıp duruyorlar ya, önümüzde Netflix gibi pek çok film platformu varken ve elimizde de birbirinden kıynetli isimler varken en az 51 bölümlük bir "Zamansız Kadınlar" belgesel film dizisi çevrilmez mi hiç?
Platformlar tarihi dönem dizilerinden geçilmiyor. Tarihte rol oynamış kişiler enine boyuna anlatılıyor. Üstelik tarihe olan merak filmlerin izlenirliğini artırıyor. 

Yarın artık bugündür
Aylin Sabancı açılış konuşmasını şu sözlerle nihayetlendirmişti:
"Bazen aklımız geçmişte kalıyor, bazen de gelecek kaygısında. Bazen fazla duygusal, bazen de fazla çalışırken buluyoruz kendimizi. Biraz dengemizi kaybediyoruz. Dengemizi her kaybettiğimizde benim aklıma Samuel Johnson'ın 'Geleceğinizi satın alabileceğiniz tek şey, bugündür.' sözü geliyor. Bugün ne yapıyorsanız geleceğe bir koordinat veriyorsunuz ve o koordinattan bir rota açılıyor. Dilerim bugün, 8 Mart 2023'te Türkiye'de yeni bir kadın koordinatı yurdun her yanında açılır."
****
* 8 Mart 2023 tarihinde, biri deprem bölgesi Malatya'da olmak üzere 3 ilde 3 kadın cinayeti yaşandı.
* 8 Mart 2023 tarihinde, 21'incisi yapılmak istenen 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü tüm engellemelere rağmen yapıldı. Kapatılan yollar ve konulan yasaklar kadınların toplanmasını önleyemedi. Saat 21:00'de okunan basın açıklamasının ardından eylem sona erdi. Ancak bu sırada alandan ayrılmak isteyen kadınlara biber gazı ile müdahale edildi. Alandan çıkışına izin verilmeyen çok sayıda kişi gözaltına alındı. Taksim'de bulunan isimlerden CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Cumhuriyet'ten Rabia Yılmaz'a yaptığı açıklamada "Seneye 8 Mart'ı tüm kadınlar meydanlarda coşkuyla kutlayabilecekler. Baskılarla kutladığımız son 8 Mart olacak. Kadınlardan korktukları için bu baskıları uyguluyorlar" dedi
(Kaynak: https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/kadinlar-yasagi-dinlemedi-binler-8-mart-feminist-yuruyusu-icin-taksimde-2059062)
****
Baskının da, kaba kuvvetin de kifayetsiz kalacağı zamanlar vardır hani. Hani kaybetmenin anlamının kalmadığı ama kazanmanın kurtuluş olduğu zamanlar. Hani anlaşılmayan, hani dinlenmeyen, hani susturulan zamanlar. Hani susturunca her şeyin hallolduğu zannedilen zamanlar. 
Biraz daha cesaret bulunsa, kadının esamesinin okunmayacağı zamanlar...
100 yıl geriye, Cumhuriyet'in kurulduğu zamanlara gidersek, anlayış olarak 50 yıl ileriye gideceğimiz zamanlar...
Umarım ve dilerim ki ülkemiz en kısa zamanda "fabrika ayarlarına" döner ve tüm "güncellemeleri" ardı ardına indirir. 
Görüldüğü üzere, sistem çalışmıyor, kilitlendi...

9 Mart 2023 / C.E.Y.

Kadın doğdum ben / 8 Mart 2015
Katil oldum ben... / 8 Mart 2016
Eşitlik Berekettir / 8 Mart 2017
Orada Duruverdi Zaman / 8 Mart 2019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder