27 Mart 2023 Pazartesi

“Geleceğin En Güzel Yanı Bilinmezliği"

Üçüncü kitabım olan "Yaşasın Dönüşüyoruz" kitabımda bütünsel bir değişim/dönüşümü anlatan yazılar var. Her mecrada hız kazanan dijitalleşmenin olumlu ya da olumsuz yanlarını, dijital dönüşümün yanında ekonomik, iklimsel, kentsel, siyasal, toplumsal ve bireysel olarak da nasıl değişip dönüştüğümüzü yaklaşık altmış yıldır dünya yüzünde yaşayan sıradan bir vatandaş olarak anlattım bu kitapta. 
“Değişim, Dönüşüm, Dijitalleşme ve Sosyal Medya” üzerine yıllardır yazmış olduğum yazılardan oluşan ve aylardır üzerinde çalıştığım “Yaşasın Dönüşüyoruz!” isimli kitabım, 10 Mart 2023 günü baskıya girdi, 22 Mart 2023 günü Dorlion Yayınları imzası ile raflardaki yerini aldı.
İlk bölümü serbest yazılardan oluşan kitabın ikinci bölümü; katıldığım sempozyum, panel, konferans, söyleşi gibi etkinlikleri anlattığım yazılardan oluşuyor. Anlaşıldığı üzere bu akademik bir kitap değil. Ben de akademik boyutlu kitap yazacak bir akademisyen değilim.

Üçüncü kitabım dünyanın dijitalleşme sürecini anlattığım bir kitap olsun istemiştim. Tam da istediğim gibi; çevirmeli telefondan kaydırmalı telefona, çalı süpürgesinden temizlik robotuna, radyo ve sinemadan televizyonlara ve internet platformlarına geçişimizi, geçiş evresinde yaşadıklarımızı anlattığım bir kitap oldu.

Mark Zuckerberg, 2004 yılında sosyal paylaşım sitesi Meta'yı (Eski adıyla Facebook) kurunca, ardından diğer sosyal paylaşım mecraları gelince, hele bir de bu uygulamalar elimizdeki akıllı telefonlarda kullanılır olunca şirazemiz iyice kaydı. 
İnternet ile daha önceden tanışanlar sosyal medyayı daha "dozunda" kullanırken, diğerleri sosyal medyanın tozunu attı. Bu da ortaya komik ve abes görüntüler çıkardı. Çağ "Dijital Teşhir Çağı"na dönmüştü ve biz "Gör Beni" dünyasında yaşar olmuştuk.

‘Yavaş Yavaş’tan ‘Hızlı Hızlı’ya
* Bugünden beş bin yıl kadar önce (MÖ 3000'ler) yazı bulunur ve dünya tarihi başlar. Modern matbaanın icadı ise yazının bulunuşundan binlerce yıl sonra (4440 yıl), Johannes Gutenberg tarafından 1440’lı yıllarda gerçekleşir. Aslında matbaa tarihte ilk olarak Çin’de kullanılmaya başlamış. İlk bulunan baskı tekniği ahşap kalıplara harflerin kazınması şeklinde imiş. Kesin olmamakla birlikte, bu tekniğin MS 1. veya 2. yüzyılda kullanılmaya başladığı düşünülüyor. Ayrı harflerle baskı tekniği ise MS 11. yüzyılda yine Çin’de bulunmuş. Bulan kişi Bi Sheng isimli Çinli bir mucit. Matbaa Çin’den Japonya ve Kore gibi birçok ülkeye yayılmış.
* Tekerleğin icadı da bugünden beş bin yıl öncesine tarihleniyor. Tekerleğin bugün bildiğimiz arabaya dönüşmesi binlerce yılı buluyor. İngiliz mühendis Thomas Savery 1698 yılında "ilk ticari olarak satılan buhar makinesini" yapıyor. Bu icadı geliştiren ve sanayide kullanılmasını sağlayan James Watt’ın 1765 yılında buhar motorunu yapması Sanayi Devrimi’nin başlangıcı olarak kabul ediliyor. İlk buharlı araba Fransız mühendis Nicolas Joseph Cugnot tarafından1769 yılında deneniyor. Otomotiv endüstrisi İkinci Dünya Savaşı'ndan (1939-1945) sonra  en etkili endüstri kollarından bir oluyor.
* Alexander Graham Bell ve Charles Sumner Tainter tarafından geliştiren ve 15 Şubat 1880 tarihinde ilk başarılı denemeyi yapan  radyofon isimli aygıta biz bugün "telefon" diyoruz. Bu buluştan yaklaşık 100 yıl sonra hayatımıza cep telefonları girdi. Gerçek anlamda dünyanın ilk cep telefonu Motorola 1983 yılında piyasaya çıktı. Klasik cep telefonu ile bilgisayar dünyasının bir ürünü olan PDA’lerin özelliklerinin birleştirildiği ilk cihaz tarihte ilk akıllı telefon olarak bilinen IBM’in Simon telefonu oldu. IBM tarafından piyasaya sürülen bu telefon, kısmen cep telefonu, kısmen mini bilgisayar, kısmen çağrı cihazı, kısmen faks makinasıydı. Tarihin ilk akıllı telefonunda aynı zamanda hesap makinesi, takvim, fihrist gibi uygulamaları da bulunuyordu. 1993 yılında piyasaya sürülen dünyanın ilk dokunmatik ekranlı telefonunun, günümüzdeki bütün akıllı telefonların atası olduğunu da söyleyebiliriz. Gelişmeler devam etti. Elektronik  posta yollayabilen akıllı telefon serisi BlackBerry ilk olarak 1999 yılında piyasaya sürüldü. 2007 yılı akıllı telefon tarihinde milat olarak nitelendirilen bir yenilik ile tanıştı. Apple, Steve Jobs öncülüğünde tarihinde ilk iPhone modelini piyasaya sürdü. 2008 yılına gelindiğinde bu kez Tayvanlı HTC, ilk android işletim sistemli HTC Dream adındaki akıllı telefonu piyasaya sürdü. 
****
Gördüğümüz üzere önceleri buluşlar arasında binlerce yıl varken, aralar gittikçe kısaldı. Ben bu kitabı hazırlarken ChatGPT konuşuluyordu ve kitabın sonundaki bölümde bu gelişmelere de yer verdim. Kitap baskıya gittiğinde ChatGPT4 çıkmıştı. Gelişmeler artık aylık-yıllık değil, anlıktı. Dijitalleşme ile zaman hızlanmış, bir güne beş gün sığar olmuştu. Bu hız çağına ayak uydurmakta elbette ki hepimiz zorlandık. 

Daha dün telefon "bağlatıyor" ve saatlerce bağlanmasını bekliyorduk, bugün aradığımız kişi on saniye içinde telefonu açmazsa geriliyoruz. Daha dün GırGır süpürgeyi çok büyük teknolojik bir alet zannediyorduk, bugün evlerin içinde fırıl fırıl dönen robot süpürgeler var. Radyoyla ve televizyonla tanışıklığımız çok uzak değil. Daha dün bilgisayar dediğimiz "şey" izlediğimiz uzay dizilerindeydi, bugün cebimizde. Daha dün akşam olsa da haberleri dinlesek diyorduk, bugün her şeyden an be an haberdarız. İnternet ilk çıktığında "Mork Orson'ı arıyor!" gibi sesler çıkartıyordu, şimdi ağları tanıyıp kendi kendine sessizce bağlanıyor.
****
Kitabın ikinci bölümünde katıldığım sempozyumlarda izlediklerimi ve öğrendiklerimi anlattığım yazılarım var.
Bursa'da düzenlenen PERYÖN zirveleri, BİSİAD, BUSİAD, BHİD, TÜRKONFED, TÜGİAD, BUİGDER, KALBİR, (Ankara'da) BTK gibi STK'ların düzenlediği ve dijitalleşmeyi konu alan sempozyumları kaçırmam. Siber savaşlar, siber yasaklar, siber suçlar, siber dünyanın hukuk boyutu, dijitalleşen dünyaya uyum sağlamaya çalışan kurumlar, kuruluşlar, iş dünyası, siyaset, medya... Hepsi bir arayışın peşindeydi.
Ya insan, insan bu dönüşümün neresindeydi?
Sempozyumlarda Serdar Kuzuloğlu, Yüce Zerey, Salim Kadıbeşegil, Kozan Demircan, Özcan Yazıcı, Cankat Taşkın, Dağhan Uzgur, Birol Güven, Aydın Engin, Sinan Canan, Serkan Karaismailoğlu, Ateş İlyas Başsoy, Türker Şahin, Tal Garih, Mert Fırat, Nevzat Aydın gibi birbirinden kıymetli isimleri dinledim ve dinlediklerim daha çok kişiye ulaşsın diyerek hepsini uzun uzun kaleme aldım.

Dijital dünya uçsuz bucaksız bir dünya. Dünya, universal anlayışın yanına eklenen metaversal anlayış ile başka bir boyuta geçti. Gelecek, bilinmezliğin korkutuculuğunu taşıdığı kadar, bu bilinmezliği ile çok cazip. 
Ne kadar dijitalleşsek de geçmişi öğrenmek için yazılı metinlere başvuruyoruz. Geleceği öğrenmek için ise hâlâ kahve fallarına ve yıldızlara bakıyoruz. 
Bu kitabı okuyanlardan pek çoğunun görmeyeceği zamanlarda kim bilir daha neler olacak. Hatta şu an dahi bilmediğimiz kim bilir daha neler var…

Dijitale doğmayan ama kendini dijitalleşmenin ortasında bulan bir yazar olarak ben de içinden geçtiğimiz dönüşümü her boyutuyla anlatmak ve ardımda hem dijital hem analog bir iz bırakmak, yani sürdürülebilir olmak istedim. 
Okuduğunuz yazıların her biri dijital ortamda yazıldı ve yayımlandı. Elinize alacağınız kitap ise kâğıttan ve mürekkepten ibaret. Bakalım hangisi daha kalıcı olacak… Bakalım hangisi benim yaşamadığım zamanlara ulaşacak…
Kitabın sonunda değişim/dönüşüm iyi olmuş mu olmamış mı, oluyor mu olmayacak mı onun kararını siz vereceksiniz.

Değişim/Dönüşüm sonsuz bir yolculuk.
Yolculuk devam edecek, yenilikler birbiri ardına dizilecek.
En büyük merakım ise olmadığım zamanlarda nelerin yaşanacağı olacak.
O yüzden (eskiden her 100 senede bir derdim ama dijital çağ o kadar hızla ilerliyor ki) her 10 senede bir dünyaya bir günlüğüne gelip neler değişmiş görmek isterim.
Ben dileğimi evrene yolladım, gerisi Evren’e kalmış…
İsteyenin bir yüzü… :) 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder