6 Şubat 2014 Perşembe

Daha kaç nefes var alınacak ve kaç heves var kaçırılacak?

Hani okuldan eve koşa koşa gelirsin de anneni evde bulamazsın ya.
Ya da çok sevdiğin bir yemeği yapmıştır ama tuzunu biraz fazla kaçırmıştır.
Çok beğendiğin bir kazağı almak için hevesle girersin mağazadan içeri, sana uyan bedeni kalmamıştır.
Uzun zamandır görmediğin bir dostunla buluşmak için heyecanla hazırlanırsın, olmayacak bir mazereti çıkar, buluşamazsın.
Günler, hatta aylar öncesinden yer ayırttığın konser günü, tam da o gün hastalanır, kaldırıp kendini gidemezsin.
Kul kurar kader güler denir ya hani, ne kadar niyet edersen o kadar ters gider sanki hayat.
Hevesin kursağında, elin boynunda, aklın yapamadığına kalır.
Gün gelir heyecanla yazdığın bir mektuba soğuk bir cevap.
Neşeyle anlattığın bir fıkraya müstehzi bir gülüş.
Aşkla söylediğin bir şarkıya bükülmüş bir dudak.
O beğensin diye yapılan bütün hazırlıklara atılan kör bir bakış kaçırır hevesini.
Hayat seni madara etmek için bütün kartlarını oynuyordur sanki. İçe çekilen bir nefes, gözlerden geçen bir bulut, derinlere kaçışan duygularla savunursun kendini.
Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi avaz avaz ağlamak gelir içinden, koynuna ağlarsın sessizce. Susturucu takılmış bir silah gibisindir. Patlarsın da kimseler duymaz.
Yenilgiler mezarlığına bir mezar daha açar, kursağında kalan o hevesi de içine gömer, sessizce örtersin üzerini.
Tesellin ise mahşer günü hepsinin canlanacağıdır bir bir…
Ama bilmelisin ki hayatın tekrarı yok.
Ve bilmelisin ki sen; heveslerin, heyecanların ve hayallerin ile “sen”sin.
Kimseler önemsemese de hiçbirinden vazgeçmeyi aklından bile geçirme.
Emin ol bir gün sesine bir ses, nefesine bir nefes bulacaksın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder