Cumhuriyet’in 100. yılında,
Koro Kültürü Derneği’nin düzenlediği Korolar Maratonu’nun ev sahibi Nilüfer
Belediyesi'ydi.
Gecenin mimarları olan Nilüfer Çoksesli Koro, Koro Kültürü Derneği ve Nilüfer Belediyesi, Bursa ve ülke müzik tarihine geçecek büyük bir çalışmaya imza attı.
Gecenin mimarları olan Nilüfer Çoksesli Koro, Koro Kültürü Derneği ve Nilüfer Belediyesi, Bursa ve ülke müzik tarihine geçecek büyük bir çalışmaya imza attı.
****
2012 yılında kurulan ve Türkiye’de koro kültürünün geliştirilmesi
ve yaygınlaştırılması üzerine çalışmalar yapan, resmî olarak Avrupa Korolar Federasyonu’nda temsiliyet yetkisine sahip tek Türk kurumu "Koro Kültürü Derneği", “Korolar Maratonu”nu 10 yıldır düzenliyor. Daha önce CSO, İstanbul AKM, CRR gibi salonlarda gerçekleşen Korolar Maratonu bu yıl Nilüfer’de, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Maratona Bursa'dan ve farklı şehirlerden 30 koro katıldı.
Maraton, 13 Ekim Cuma akşamı Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi AKKM’de,
Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası BBDSO ve Kültür ve Turizm Bakanlığı
Devlet Çoksesli Korosu’nun sahne aldığı açılış konseriyle başladı. Konser,
Prof. Dr. Hikmet Şimşek’i Anma Konseri idi.
Maratona katılan dokuz korodan koristler sağlı sollu salon koltuklarına yerleşerek zaman zaman sahnedeki koroya eşlik etmek üzere ayağa kalktı. Konser repertuvarında Cumhuriyet tarihinin en güzel marşlarının yanı sıra, 100. Yıl için özel bestelenmiş marşlara da yer verilmişti. Türkiye'nin en büyük senfoni izleyicine sahip Bursa'da salon yine doluydu.
Maratona katılan dokuz korodan koristler sağlı sollu salon koltuklarına yerleşerek zaman zaman sahnedeki koroya eşlik etmek üzere ayağa kalktı. Konser repertuvarında Cumhuriyet tarihinin en güzel marşlarının yanı sıra, 100. Yıl için özel bestelenmiş marşlara da yer verilmişti. Türkiye'nin en büyük senfoni izleyicine sahip Bursa'da salon yine doluydu.
Konser sonunda Nilüfer Belediye Başkanı Turgay
Erdem sahneye gelerek, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası Şefi
Cemi'i Can Deliorman, Devlet Çoksesli Korosu Şefi ve Koro Kültürü
Derneği Başkanı Onur Burak Erdem ve Nilüfer Çoksesli Koro Şefi Zeynep Göknur
Kara Yıldız'a teşekkürlerini ileterek, böyle değerli bir çalışmaya ev sahipliği
yapmaktan duydukları gururu dile getirdi.
Marşlarımız
10. Yıl Marşı'nı herkes biliyor ancak Cumhuriyet yolculuğunu en iyi ifade eden, beni en gururlandıran, göğsümü en kabartan marşlardan biri olan 50. Yıl Marşı'nı gençler hiç bilmiyor. 75. Yıl Marşı, 50. Yıl Marşı'ndan daha az biliniyor. Bakalım 100. Yıl Marşı olarak bestelenen marşlardan hangisi geleceğe kalacak. Bakalım hangisi dillere dolanacak.
10. Yıl Marşı'nı herkes biliyor ancak Cumhuriyet yolculuğunu en iyi ifade eden, beni en gururlandıran, göğsümü en kabartan marşlardan biri olan 50. Yıl Marşı'nı gençler hiç bilmiyor. 75. Yıl Marşı, 50. Yıl Marşı'ndan daha az biliniyor. Bakalım 100. Yıl Marşı olarak bestelenen marşlardan hangisi geleceğe kalacak. Bakalım hangisi dillere dolanacak.
Yoksa marşlar devri bizimle mi son bulacak?
Maraton Koşucuları
Maratona katılan korolar 14-15 Ekim tarihlerinde Nazım Hikmet Kültürevi'nde
mini birer konser verdiler. Performans aralarında söyleşiler ve atölye
çalışmaları yapıldı. Prof. Dr. Suna Çevik, Prof. Dr. Hasan Uçarsu, Dr.
Burak Onur Erdem sohbetleriyle, Dr. Öğr. Üyesi Pınar Çanakçı Çavdur atölye
çalışması ile maratona katkı sağladı.14 Ekim akşamı gerçekleşen gala konserinde Barbershop İstanbul ve Nilüfer Çoksesli Koro, 15 Ekim akşamı gerçekleşen kapanış konserinde ise A Capella Boğaziçi sahne aldı.
İki güne yayılan koro konserlerinde sahneye koroların biri gidip biri gelirken ortaya birbirinden renkli görüntüler çıktı. Farklı şehirlerden gelen çocuk koroları, gençlik koroları ve karma korolar koregrofileri, giysi seçimleri, şarkı seçimleri, zaman zaman aynı seçilmiş şarkıların farklı yorumları ile hem diğer koristlerden hem de izleyicilerden büyük alkış ve coşkulu tezahüratlar aldı.
Nice Korosu |
Bu arada; koroların sahneye çıkışlarının, inişlerinin ve salondaki yerleşimlerinin düzenini sağlayan Nilüfer Çoksesli Koro gençleri ile ses ve ışık ekibine ayrıca çok büyük bir alkış gelsin. Korolarla birlikte onlar da bu maratonu koştular ve ipi layıkıyla göğüslediler...
Bir alkış da özellikle de çocuk korolarının şeflerine. Hem de büyük bir alkış.
Şarkılara Eşlik Edememek
Şarkı söylenirken insan istemsizce şarkıya eşlik etmeye başlar. Ben de müziğe eşlik etmeden duramayanlardanım. Lakin hem elinizde video kaydı yaptığınız telefonunuz varsa hem de ortamda sizin sesinizi sönümleyecek derecede yüksek ses yoksa ağzınızı açamıyorsunuz. Fakat yine de söylemekten vazgeçmiyorsunuz. O da ortaya başrolünde Adrien Brody'nin oynadığı, Polonya'nın en yetenekli piyanistlerinden biri olan Wladyslaw Szpilman'ın hayatını anlatan Piyanist filminin meşhur sahnesine benzer bir görüntü çıkartıyor. Hani İkinci Dünya Savaşı'nın ortasında sıkışıp kalan Polonyalı Yahudi piyanistin, sokaklarında Nazilerin gezdiği şehirde, içinde piyanosu olan bir evde saklanışını ve ses çıkartmamak için parmaklarını piyanonun tuşlarına değdirmeden çalışını resmeden, Brody'nin devleştiği o sahne. (01:36:00)
Ya da, İKSV tarafından Leyla Gencer anısına çekilen belgeselin son dakikalarında (01:20:00), Leyla Gencer'in 1997 yılında İstanbul'da jüri üyesi olarak katıldığı Leyla Gencer Şan Yarışması'nda, Norma operasından bir aryaya tüm bedeniyle ama sesini kullanmadan eşlik ettiği, beni çokça duygulandıran o sahne...
Umarım hâlimi ahvalimi anlatabilmişimdir.
Niyet ve Cesaret Yetmez, Çok
Çalışmak Lâzım
Maraton koşmak azim ister, sabır ister, direnç ister, dayanıklılık ister, tempo ister, strateji ister, planlama ister, nefes ister, çok çalışma ve çok tekrar ister. Sadece niyet ve cesaret yetmez. Yola hazırlıksız çıkan, koşuyu ciddiye almayan, mesafeyi tartamayan, enerjisini bir çırpıda harcayan kişi ya yolun sonunu göremez ya da ipi layıkıyla göğüsleyemez.
Kaplumbağa ile tavşanın yarışında kazanan kimdi hatırladınız değil mi? Duvarı delen sıçanın azmini unutmadınız değil mi?
Şarkı söylenirken insan istemsizce şarkıya eşlik etmeye başlar. Ben de müziğe eşlik etmeden duramayanlardanım. Lakin hem elinizde video kaydı yaptığınız telefonunuz varsa hem de ortamda sizin sesinizi sönümleyecek derecede yüksek ses yoksa ağzınızı açamıyorsunuz. Fakat yine de söylemekten vazgeçmiyorsunuz. O da ortaya başrolünde Adrien Brody'nin oynadığı, Polonya'nın en yetenekli piyanistlerinden biri olan Wladyslaw Szpilman'ın hayatını anlatan Piyanist filminin meşhur sahnesine benzer bir görüntü çıkartıyor. Hani İkinci Dünya Savaşı'nın ortasında sıkışıp kalan Polonyalı Yahudi piyanistin, sokaklarında Nazilerin gezdiği şehirde, içinde piyanosu olan bir evde saklanışını ve ses çıkartmamak için parmaklarını piyanonun tuşlarına değdirmeden çalışını resmeden, Brody'nin devleştiği o sahne. (01:36:00)
Ya da, İKSV tarafından Leyla Gencer anısına çekilen belgeselin son dakikalarında (01:20:00), Leyla Gencer'in 1997 yılında İstanbul'da jüri üyesi olarak katıldığı Leyla Gencer Şan Yarışması'nda, Norma operasından bir aryaya tüm bedeniyle ama sesini kullanmadan eşlik ettiği, beni çokça duygulandıran o sahne...
Umarım hâlimi ahvalimi anlatabilmişimdir.
Maraton koşmak azim ister, sabır ister, direnç ister, dayanıklılık ister, tempo ister, strateji ister, planlama ister, nefes ister, çok çalışma ve çok tekrar ister. Sadece niyet ve cesaret yetmez. Yola hazırlıksız çıkan, koşuyu ciddiye almayan, mesafeyi tartamayan, enerjisini bir çırpıda harcayan kişi ya yolun sonunu göremez ya da ipi layıkıyla göğüsleyemez.
Kaplumbağa ile tavşanın yarışında kazanan kimdi hatırladınız değil mi? Duvarı delen sıçanın azmini unutmadınız değil mi?
Ve; suyun gücü damlaların devamlılığındadır, değil mi?
Nedir bu Maraton?
Maraton nedir diye sorduğumuzda, "Atletizmde uzun mesafeli (42,195 m), sert tabanlı yollarda yapılan mukavemet koşusudur" diye cevaplar Wikipedia. "Adı eski Yunanistan'daki Marathon Savaşı'nda, Maraton Ovası'ndan Atina'ya koşarak gelen bir ulaktan esinlenerek verilmiştir. Maraton parkurları aynı nitelikte olmadığı için dünya rekoru kaydı tutulmaz, sadece en iyi derece vardır." der.
Maraton Koşucusu Türkler
Dünya tarihi binlerce yıldır koşucu toplumların performansları ile yazılıyor. Kiminin nefesi kesiliyor, kimi düşe kalka, kimisi de büyük bir iradeyle koşuya devam ediyor.
Maraton nedir diye sorduğumuzda, "Atletizmde uzun mesafeli (42,195 m), sert tabanlı yollarda yapılan mukavemet koşusudur" diye cevaplar Wikipedia. "Adı eski Yunanistan'daki Marathon Savaşı'nda, Maraton Ovası'ndan Atina'ya koşarak gelen bir ulaktan esinlenerek verilmiştir. Maraton parkurları aynı nitelikte olmadığı için dünya rekoru kaydı tutulmaz, sadece en iyi derece vardır." der.
Dünya tarihi binlerce yıldır koşucu toplumların performansları ile yazılıyor. Kiminin nefesi kesiliyor, kimi düşe kalka, kimisi de büyük bir iradeyle koşuya devam ediyor.
100. yılına ulaşan Türkiye Cumhuriyeti'ni
kuran Türkler de bir çeşit maraton koşucusu. Nazım'ın Kuvayyi Milliye
Destanı'ndaki, “Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi
uzanan bu memleket bizim." dizelerindeki gibi, Uzak Asya'dan başlayan
bu koşu, türlü çeşit merhalelerden geçerek, pek çok devlet kurup, değişip,
yenilenerek bugünlere geldi. Öncesi bir yana; 600 yıllık Osmanlı'nın (Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye) torunlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşına ulaştı.
"Tarihten önce vardık,
tarihten sonra varız!"
29 Ekim 1923'ten, 29 Ekim 2023'e 100 yıl.
Nice 100 yıllara Türkiye'm. Nice yüzyıllara Türkiye'm...
"Koroda ses eğitimi şan eğitimi değildir."
İlk günün söyleşi konuğu olan Prof. Dr. Suna Çevik, koro ve koro şefliği üzerine o kadar
güzel, o kadar verimli bir sohbet/sunum yaptı ki, dinlemeye doyamadım desem
yeridir. Kısacık da olsa o an onun öğrencisi oldum ve çok mutlu oldum.
29 Ekim 1923'ten, 29 Ekim 2023'e 100 yıl.
Nice 100 yıllara Türkiye'm. Nice yüzyıllara Türkiye'm...
Suna hanım bizlerle birkaç
anısını paylaştı, şefliğini üstlenmiş olduğu koronun konser kaydını
izletti. "Koro biz olmaktır!", "Koroda ses eğitimi şan eğitimi değildir.", "Koro üyelerini tek tek dinlediğinizde belki bazı sesler hoşunuza gitmeyebilir ama buradaki amaç bütünleşik bir dev ses çıkarmaktır.", "Koro disiplini yaşam disiplinin aynısıdır.", "Koroda denge, dayanışma ve aidiyet önemlidir.", "Halk anlamaz demeyin. İyi bir şey yaparsanız anlar." cümleleri aynı zamanda onun hayat üzerine öğretileriydi.
Tıpkı kendi özümüzün, ailemizin, mahallemizin, kentimizin, ülkemizin ve dünyanın hem çoksesli ve aynı zamanda da tek sesli olması gibi. Bireyselden bütünsele uzanmak gibi. Her kafadan çıkan ayrı sesleri alıp tek bir ses oluşturmak gibi.
Suna Çevik, Pandemi'de kaleme aldığı ve henüz yeni çıkmış olan, "Sevgi Her Şeydir - Anılarım" kitabından birkaç tanesini Bursa'ya gelirken yanında getirmiş ve büyük bir nezaket göstererek sınırlı sayıdaki kitaplardan birini benim adıma imzaladı.
Suna Çevik'in, "Sanata giden yol uzun ama insan hayatı kısa." sözüne karşılık, "Hayatınızda bir anınızı bile boş geçirmemişsiniz ve iyi ki bunları yazmışsınız." dedim.
Öğretmenliğin En Güzel Yanı
Zeynep Göknur Yıldız, Pınar Çanakçı Çavdur ve maratona koro şefi olarak katılan Neslihan Alpuğan ile Aysu Dağlı Akgün, Suna Hoca'nın Ankara Gazi Üniversitesi'nden öğrencileriydi. Öğrencilerinin sanata ve eğitime kattıkları değeri görmek, onları sahnede izlemek, başarılarıyla gururlanmak; bir öğretmen daha ne ister...
İlham Verici ve Öncü Bir Kadın
İnsan her yaşta, 5 yıl sonrasında çok yaşlı ve çok şişman olacağını düşünür. 5 yıl sonra geriye dönüp bakar ve "Ne kadar genç ve ne kadar zayıfmışım!" diye hayıflanır. Zamanda ileri - geri gidip gelirken ise yaşaması gereken ânı kaçırır. Suna Çevik'in dinamikliğini gördükten sonra beni ne 5, ne 15, ne de 25 yıl sonrası korkutuyor. Önemli olan ne kadar yaşadığından ziyade nasıl yaşadığın, hayata ve hayatına neler kattığın, ardında nasıl izler bıraktığın. Bu bakımdan da Suna Hoca hepimiz için ilham verici bir örnek.
Dr. Öğr. Üyesi Pınar Çanakçı Çavdur'un atölye çalışmasına katılamadığım için etkinlik üzerine bir şey söyleyemeyeceğim. Kendisinin methini duydum. Hatta ofis odasında tanıştım da. Umarım bir başka sefer daha uzun zaman geçiririz.
Barbershop İstanbul |
Korolar Maratonu'nun Gala Gecesi
Konseri'nde Barbershop İstanbul sahne aldı. İkinci kez izlediğim grup yine formundaydı.
Söz Şiire, Ses Müziğe Dönerse
Bugünün ilk sohbet konuğu Prof. Dr. Hasan Uçarsu. Uçarsu'dan, ses, müzik ve şiir üzerine keyifli mi keyifli bir söyleşi dinledik. Heceler, vezinler, uyaklar, notalar, tınılar, sözün ve müziğin birbiri ile kavuşması, birbirini tamamlaması...
Hasan Uçarsu, besteleyeceği şiiri seçerken ve bestelerini yaparken bugün anlattıklarını düşünmeden, strateji yapmadan, sadece içinden gelen melodiye kulak vererek çalıştığını, hesap kitap yaparak yapılan çalışmaların ruhsuzlaştığını belirtiyor. Lakin işin temelinde de bilginin yattığının altını özellikle çiziyor.
O Zaman Şarkı Söylemek Lazım
Avaz Avaz
Bugünün ikinci sohbet konuğu Dr. Burak Onur Erdem. Erdem, koroların kendilerini geliştirme ve festivallere katılma yollarını anlatıyor. "Koro şefi olarak kendinizi geliştirmek istemeniz gerekir." derken, bir koro şefinin hangi yolları izleyebileceğini ekran üzerinde açtığı bağlantılarla gösteriyor.
Türkçe ağırlıklı repertuvarda bildiğimiz şarkıların ve türkülerin acapellaya uyarlanmış formlarını dinledik. Konser sonunda yoğun istek üzerine iki parça daha seslendiren grup büyük alkış aldı.
Korolar Maratonu'nun fotoğrafları ve video kayıtları için tıklayınız:
https://www.facebook.com/media/set/?vanity=canan.e.yilmaz&set=a.10160795698033592
"Sürpriz Armağan"
Koro Kültürü Derneği Başkanı Dr. Burak Onur Erdem, Nilüfer Çoksesli Koro'ya Dünya Koro Federasyonu'ndan iki yıllık üyelik takdim ettiğini söylediğinde Nilüfer Çoksesli Koro Şefi Zeynep Göknur Kara Yıldız'ın şaşkınlığı, heyecanı ve sevinci görülmeye değerdi.
Koro Kültürü Derneği Başkanı Dr. Burak Onur Erdem, Nilüfer Çoksesli Koro'ya Dünya Koro Federasyonu'ndan iki yıllık üyelik takdim ettiğini söylediğinde Nilüfer Çoksesli Koro Şefi Zeynep Göknur Kara Yıldız'ın şaşkınlığı, heyecanı ve sevinci görülmeye değerdi.
Burak Onur Erdem, Zeynep Hanım gibi kadın liderlerin ülkeyi geleceğe taşıdığının altını çizerken kadın olarak beni çok gururlandı.
Maratonun bu etabı, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Sibel Özer'in sahnedeki tüm sanatçılara hitap ederek yaptığı teşekkür konuşması ile nihayetlendi.
****
Korolar Maratonu'nun son gününe yine şehir içinden ve şehir dışından gelen korolar katıldı.
Prof. Dr. Hasan Uçarsu. |
Bugünün ikinci sohbet konuğu Dr. Burak Onur Erdem. Erdem, koroların kendilerini geliştirme ve festivallere katılma yollarını anlatıyor. "Koro şefi olarak kendinizi geliştirmek istemeniz gerekir." derken, bir koro şefinin hangi yolları izleyebileceğini ekran üzerinde açtığı bağlantılarla gösteriyor.
Avrupa'da 37 milyon korist bulunduğunu, yani Avrupa'nın %4.5'uğunun şarkı söylediğini söylüyor. Onur Burak Erdem, "Memleketim şarkısını söylemeyi seviyoruz da, şarkının ikinci kıtasına gelindiğinde gençlerin sesleri azalıyor, orta yaş grubu söylemeye devam ediyor. Millet olarak ya 'Ben zaten bunu biliyorum' ya da 'Ben buna ulaşamam' diyoruz. Kendimizi ya çok beğeniyor ya da çok küçümsüyoruz. Ortasını bulamıyoruz. Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nda dediği gibi az zamanda çok işler başarmış neslin yanında daha çok çalışmalıyız. Çünkü biz 'az' yapıyoruz. Biz kendimize yetmeyelim. Kendimizi sürekli geliştirelim." diyor.
Avrupa'nın %4.5'uğu, Türkiye'nin kaç buçuğu?
Ben bu yüzdede takılı kaldım. Yıllardır Bursa'da ve diğer şehirlerde koro çalışmalarının epey hızlı olduğunu gözlemliyorum. Yıllanmış korolar, yeni kurulan koralar, konserler, konserler, konserler. Müzik, sanat, mutluluk, keyif, eğlence. Lakin bunu yaşayanlar ve yaşatmaya çalışanlar yine de epey azınlıkta. Tırpanlana tırpanlana bu gidişle ülkede ne kültürün K'si, ne sanatın S'si kalacak. Biz artık şarkılarını ve eğlencesini yitiren bir ülke mi olduk yoksa nasıl şarkı söyleneceğini, nasıl sanat yapılacağını, nasıl eğlenileceğini, nasıl mutlu olunacağını unutan bir ülke mi olduk bilmem. Ki bu ülke acılardan ne hazin eserler üretmiştir. İşte Yemen Türküsü, işte Arda Boyları, işte Çanakkale Türküsü.
Buram buram hasret, özlem, aşk kokan şarkılar ona keza.
Anadolu'nun bilgeliğine sahip olmayan bir kültürsüz kültür geldi çöreklendi şimdi ortamıza. Nerede Aşık Veysel, Neşet Ertaş, Yunus Emre, Karacaoğlan, kadın-erkek yan yana oyunlar, nerede "Yeni Türkiye'nin yeni sanat anlayışı"...
Bize düşen, Onur Burak Erdem'in de dediği gibi çok çalışmak ve karanlığa ışık olmak...
Korolar Maratonunda İpi Göğüsleyenler
Dolu dolu geçen bir büyük program, A Capella Boğaziçi'nin verdiği konser ile nihayetlendi.
A Capella Boğaziçi |
Sahneye gelen Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Nilüfer Çoksesli Koro Şefi Zeynep Göknur Kara Yıldız'a, Koro Kültürleri Derneği Başkanı Burak Onur Erdem'e, katılımcılara ve izleyicilere ayrı ayrı teşekkürlerini sundu. Çok sesliliğin Cumhuriyet'in özünde olan bir kavram olduğunu, 100 yıl önce Atatürk'ün bize bu ahenkli orkestrayı kurduğunu, şu anda bu orkestranın sesi biraz kısılmış olsa da çoksesliliğimizi sürdüreceğimizi belirtti. "Yaşasın Cumhuriyet! Daha nice yüz yıllara!" diyerek konuşmasını nihayetlendirdi.
Burak Onur Erdem yaptığı konuşmada, Nilüfer Belediyesi'nin sadece korolara değil kültüre, anlayışa, sevgiye, çok sesliliğe, hoşgörüye destek olduğunu, Türkiye'deki tüm yerel yönetimlere örnek olacak bir sivil toplum ve yerel yönetim işbirliğine öncü olduklarını ifade etti.
Zeynep Göknur Kara Yıldız yaptığı konuşmada, Bursa seyircisinin koro müziğine ve çoksesli müziğe olan yatkınlığını görmenin kendisini ne kadar mutlu ettiğini, Bursa'nın her yıl olacak bir festivale hazır olduğunu söyledi.Acilen!
Nilüfer'de gerçekleşen her etkinlik sonrası Nilüfer'in büyük bir kültür sanat kompleksine ihtiyacı olduğunu söyler dururum. Çünkü Nilüfer'de bu kompleksin hayata geçirilmesini dört gözle bekleyen büyük bir kitle olduğunu bilirim.
Nilüfer'de gerçekleşen her etkinlik sonrası Nilüfer'in büyük bir kültür sanat kompleksine ihtiyacı olduğunu söyler dururum. Çünkü Nilüfer'de bu kompleksin hayata geçirilmesini dört gözle bekleyen büyük bir kitle olduğunu bilirim.
En basitinden, uzun zamandır kullanılamayan Fethiye Kültür Merkezi'nde izlediğim konserlerin tadı hâlâ damağımda. Uğur Mumcu, Nâzım Hikmet ve BAOB ihtiyaca yeterince cevap veremiyor. Ataevler, İhsaniye dönüşüp duruyor. Koskoca Nilüfer'de dörtbir yan düğün salonu olmuş, sanat etkinlikleri ise üç salona sıkışmış kalmış.
Nilüfer'e, içinde "Beyaz Küp" sanat galerilerinin olduğu, farklı büyüklükte salonlara sahip, konser verilebilecek, sempozyum düzenlenebilecek, tiyatro yapılabilecek, gelenlere "Gülümseyin Nilüfer'desiniz!" dedirtebilecek tam teşekküllü bir merkez lazım. Nilüferliler bunu hak ediyor...
17 Ekim 2023 / C.E.Y.
Korolar Maratonu'na Katılan Korolar
Devlet Çoksesli Korosu, Nilüfer Çoksesli Koro, Barbershop İstanbul, A Capella Boğaziçi, TED Bursa Koleji Çoksesli Korosu, Eskisehir Polifonik Korosu, Nilüfer Gençlik Korosu, Alegria Korosu, Beşiktaş Belediyesi Çocuk Korosu, Merkezefendi Belediyesi Çoksesli Korosu, Beşiktaş Belediyesi Gençlik Korosu, Odakoro, Yeditepe Çoksesli Korosu, Lazika, Rezonans, Vokal Akademi Pop&Caz Korosu, FeminAnka Kadınlar Korosu, Jazzberry Tunes, Fermate Oda Korosu, Sirene, Nice Korosu, 100. Yıl Mahallesi Muhtarlık Korosu, Atatürk Korosu, TPKD Çocuk Korosu, Nilüfer Çocuk Korosu, We Play Choral, Isparta GSL Kadın Öğretmenler Vokal Grubu, AN Vokal, Gürcü Sanatevi Çoksesli Korosu, Ruhi Su Dostlar Korosu
Nilüfer Çoksesli Koro ve Zeynep Göknur Kara Yıldız
Notalar sese, sesler beyine, beyin kalbe, kalpler sevgiye / 23 Aralık 2014
Müzik ciddi bir iştir / 10 Ocak 2016
Müzik ciddi bir iştir / 10 Ocak 2016
Bursa'da bir Şef; Masis Aram Gözbek / 28 Şubat 2016
Nilüfer'in Gözbebekleri / 30 Mayıs 2018
Aşk Varsa Sanat Var / 21 Mart 2019
"Koro BİZ olmaktır" / 29 Kasım 2021
"Koro BİZ olmaktır" / 29 Kasım 2021
Anlat Atam, Sen Anlat! / 18 Mart 2022
Barbershop İstanbul Nilüfer’de Açıldı / 26 Aralık 2022
Korolar Maratonu Kültür Maratonu / 17 Ekim 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder