20 Ekim 2023 Cuma

Belediye Binası Karacabey'e Yakışmıyor

Bursa istikametinden gelip Karacabey'e girdiğinizde dümdüz ilerlerseniz Cumhuriyet Alanı'na ulaşırsınız. Alan'a yaklaştığınızda meydanda sizi bir Gulyabani karşılar. Karacabey Belediyesi'nin camlı binası…
1990 yılında yerli yerinde bıraktığım eski belediye binası, daha sonra yıkılarak yerine bu modern(!) bina yapılmış. (Erol Onur dönemi. 1994-2004)
Karacabey Belediye binasının Karacabey ile olan uyumuna(!) gıcık olan bir tek ben değilimdir diye ilk olarak belediye binası ile girdim söze. 
Eski belediye binası, o dönemde belediye reisi olan İbrahim Bey tarafından 1933 yılında açılmış. 14 Eylül 1922'de Yunanlar kaçarken bütün Karacabey'i ateşe verdikleri için daha önceki belediye binası ortada yok.
Kurtuluşun ardından Karacabey, adeta küllerinden doğarak, güzel bir planla yeniden şehirleştirilmiş.
Sekiz yolun kavuştuğu Cumhuriyet Alanı'na iki katlı, merdivenli girişli, yanları yumuşak dönüşlü, üst katı boydan boya balkonlu, kiremit çatılı şirin mi şirin bir belediye binası yapılmış. Lakin bu güzel bina yıkılıp da yerine yapılan yeni bina öyle kötü görünüyor ki, gıcık olmamak elde değil. Nasıl kıydılarsa...
Bayramlarımızı kutlarken fotoğraflarımızın arkasında görünen bu tatlı bina artık yok.
1963'ten önce Cumhuriyet Alanı ortasında hemzemin bir "daire" yer alıyor. Daha sonra buraya heykeltraş Nusret Suman'ın hazırladığı Atatürk heykeli yerleştirilmiş ve anıt, Karacabey'in kurtuluş gününe ithafet 14 Eylül 1963'te törenle açılmış. Daha sonra Mustafakemalpaşalı Necati İnci'nin çalışması olan (atlı) heykel ile değiştirilmiş. (Eski heykel Yeniköy'de.) 
Neyse ki yine bir Cumhuriyet dönemi yapısı olan Hükûmet binası yerinde duruyor ve şimdilerde yenileniyor. 
Belediye binası da eski mimarisine uygun inşa edilip, belediye tüm birimleriyle "otoparkı olan" bir yere taşınabilir aslında. Yeni yerleşimler ya eskiyen ve köhneyenlerin yerine ya da verimsiz, kayaç arazilere yönlendirilebilir. 
Cumhuriyet Alanı Karacabey'in vitrini olabilir. Hem kent sakinine hem de dışarıdan gelenlere parmak ısırtabilir. Şehir hafızasının korunması için kıymetli binaların korunması taraftarıyım. Karacabey, M.Ö. 12'nci yüzyıla kadar giden bir tarihe sahip.
2 Ağustos 2013 tarihinde yayımlanan bir haberde, 2014 yerel seçimlerinde Karacabey Belediyesi başkanlığı için adaylığını koyan eski başkan Ergün Koç, "Belediye Binası’nı yıkmadan ölürsem gözlerim açık gider!" demiş ve Karacabey'deki çarpık yapılaşmaya dikkat çekmiş. 2023 tarihine geldiğimizde Ergün Koç'un belediye başkanı olmadığını, Karacabey'in içinin de "Fransız Balkonlu" apartmanlarla dolduğunu görüyoruz. Kısacası, ülkenin betonlaştırılması üzerine uygulanan politikalardan Karacabey de nasibini almış. 
Malum, bir şehrin karakteri, özü ve kökü olur. Değerli binalar yıkıldıkça hafıza da, karakter de, öz de yok oluyor. Zaten Yunan zulmü görmüş, yanmış ve yeniden yapılanmış bir şehir Karacabey, ki pek çoğumuzun dedesi ninesi bu yapılanmada birer tuğla olmuşlardır, bu özü daha fazla değiştirmeye kimsenin hakkı yok, değil mi? 
Karacabey'de tek tük kalan apartmanlaşmamış binalardan biri.
Bursa Okulu Grubu Karacabey'de
19 Ekim Perşembe günü, Bursa ve ilçeleri hakkında araştırmalar yapan ve kitaplar yazan isimlerden oluşan Bursa Okulu grubumuzdan Mimar Aytül Dursunoğlu, Diş Hekimi ve Tarih Doktoru Alper Can, Yazar Uğur Ozan Özen ve bendeniz kısa bir Karacabey gezisi yaptık. Karacabey Belediyesi Kültür Müdürü Alper Tüydeş'i, Karacabey Yörem Gazetesi İmtiyaz Sahibi Şaban Önen ve gazeteci Nevzat Çakır'ı, Karacabey Halk Eğitim Merkezi Müdürü Şaban Vural'ı, Karacabey Sadık Yılmaz İlçe Kütüphanesi Müdür Vekili Fatih Şahiner ve belediyeden Berrin Can'ı yerlerinde ziyaret ederek kurumları ve çalışmaları hakkında kendilerinden bilgi aldık. Cafe Atölye'de Erva Akdemir'in kahvesini içtik. İmaret Camii, Ulu Camii, Çamlık ve Karacabey Parkı'na gittik. Sokaklarda yürüdük. Coşkun Izgara'da köftemizi yedik. Her gittiğimiz yerde sevgi, ilgi ve saygıyla karşılandık. Hepsinin çaylarını içtik.

Karacabey Tarihi Fotoğraf Galerisi
Karacabey'e gelip Yaban Hayat Fotoğrafçısı Alper Tüydeş'i görmeden olmaz. Aynı zamanda Karacabey Belediyesi Kültür Müdürü olan Alper Tüydeş bizlere, uzun zamandır üzerinde çalıştığı “Karacabey Tarihi Fotoğraf Galerisi Projesi” ve yakında açılacak olan “Belediye Müzesi” hakkında bilgiler verdi. Tüydeş, Karacabey halkının ellerindeki eski belge ve fotoğrafları kendileriyle paylaşmalarını beklediğinin altını çizdi. Fotoğrafları dijitale aktardıktan sonra sahiplerine teslim ettiğini özellikle belirtti. Kimse "Fotoğraflarım ne olacak!" diye korkmasın dedi.
Alper Can, Aytül Dursunoğlu, Canan Ekinci Yılmaz, Uğur Ozan Özen, Alper Tüydeş
Alper arşive alınan fotoğrafları ekrana yansıtırken içinde annemin ve pek çok tanıdığımın olduğu fotoğraflara rast geldim. Alper bize, renklendirilen siyah beyaz fotoğraflarda ortaya çıkan şaşırtıcı ayrıntıları; küçücük bir fotoğrafın teknoloji kullanılarak çalışıldığı zaman nasıl büyük bir kıymete dönüştüğünü gösterdi.
Ben de elimdeki fotoğrafları kendisine teslim edeceğimi söyledim. Karacabey tarihine benim ve ailemin de katkısı olsun istedim.
Alper Tüydeş'in Karacabey için yaptığı çalışmaları, Yaren Leylek'i, Adem Amca'yı, Longoz'u, tanıtmak için verdiği emeği, harcadığı mesaiyi, doğa hayatına olan sevdasını, astroid yağmurlarını ya da yıldız gözlemlerini izlemek için kurduğu kampları, yüzlerce insanın o kamplara koşa koşa gelişini ve en çok da her daim gülen yüzünü takdir etmemek mümkün değil. Alper Tüydeş Karacabey tarihine imza atan önemli isimlerden birisidir. Net...

Dijital Arşiv
Bursa Okulu grubu olarak, benim de yazılarımın yayımlandığı Yörem Gazetesi'ni ziyaret ettik. Yörem Gazetesi İmtiyaz Sahibi Şaban Önen ile gazete arşivlerinin dijital arşiv haline getirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulunduk. Şaban Yalazı'nın Karacabey kitabından öğrendiğime göre Karacabey'de gazetecilik tarihi 1952'ye uzanıyor. 1952 yılında Mehmet Özgür'ün sahibi olduğu Karacabey Gazetesi, 22 Eylül 1958'de de Malik Kırımlı'nın Meltem Gazetesi, Karacabey'de ilk yayımlanan gazeteler imiş. Meltem gazetesi ilk çıktığında 10 kuruşa satılıyormuş. Şaban Önen ellerinde ciddi bir arşiv olduğunu söylüyor ve bize arşiv odasını gösteriyor. Doğrusu ya, bu işi kim kotarırsa Karacabey tarihine büyük bir hizmette bulunmuş olacak.
Arşivi elektronik ortama alabilmek için neler gerektiği üzerine bilgi paylaşımı yaptıktan sonra ikram edilen çaylarımızı içip, veda etmeden önce birer hatıra fotoğrafı çektiriyoruz.
Aytül Dursunoğlu, Alper Can, Şaban Önen, Uğur Ozan Özen, Canan Ekinci Yılmaz
Karacabey Halk Eğitim Merkezi
Karacabey Lisesi'nde okurken üç yıl üst üste rol aldığım tiyatro oyunlarının ikisi Halk Eğitim Merkezi'nde sahnelenmişti. 19 Nisan 1975'te Topuzlu, 22 Mayıs 1976'da Bir Yol oyununu oynadığım sahneyi, 1979 yılında "10 parmak daktilo" kursuna geldiğim salonu bir kez daha görmek, geceleri kestirmeden (Şimdi Kızılay İş Hanı'nın olduğu yerden geçiş vardı.) koşturduğum provaların heyecanını bir kez daha hissetmek istedim. Uğur Ozan Özen'in Bursa ve ilçelerindeki tiyatro tarihi üzerine o kadar çok çalışması ve basılmış kitapları vardı. O da bu salonu ve sahneyi görmek istedi. Grup olarak Halk Eğitim Merkezi'ne girdik. Halk Eğitim Merkezi Müdürü Şaban Vural bizleri konuk ederek salonu ziyaret etmemizi sağladı.
O zaman bana çok büyük gelen bu salonda şu anda kadınlara özel kurslar düzenleniyor. Kısa sohbetimizden edindiğim izlenime göre, Halk Eğitim Merkezi, Şaban Vural ile daha yaratıcı etkinliklere ev sahipliği edecek gibi görünüyor. 
Ayrıca bu bina da Karacabey'in korunması ve yaşatılması gereken tarihi binalarından birisi. Ki balkonunda İsmet İnönü konuşma yaparken çekilmiş fotoğraf var ve o fotoğraf da Alper Tüydeş'in arşivinde var, 

Sadık Yılmaz İlçe Halk Kütüphanesi
İlçe Halk Kütüphanesi, Karacabey Belediyesi tarafından Esentepe Mahallesi'nde yaptırılan Gençlik Merkezi’nin birinci katında hizmet vermeye devam ediyor. Sadık Yılmaz İlçe Halk Kütüphanesi Müdür Vekili Fatih Şahiner ve Karacabey Belediyesi'nden Berrin Can bizlere kütüphaneyi gezdirip, kütüphane çalışmaları üzerine bilgilendirdiler. 
İlçe kütüphanesi dört bölümden oluşuyor. Kütüphane içerisinde yetişkin, çocuk ve bebek kütüphanesi ile teknoloji salonu bulunuyor. Okullar bölgesine yakın olan kütüphane öğrencilerin uğrak yeri olmuş. 3600 civarında üyesi olan kütüphanede kitap sayısı, yeni gelecek kitaplarla birlikte, 14 bin 700'e ulaşacak. 
Kurum Kütüphanecisi Fatih Şahiner emeğini esirgemeyen genç bir arkadaşımız. Saat 17:00'den sonra kütüphane Berrin Can'ın sorumluluğunda.
Uğur Ozan Özen, Fatih Şahiner, Canan Ekinci Yılmaz, Berrin Can, Alper Can, Aytül Dursunoğlu

Sabah Karacabey'e geldiğimiz gibi İmaret Camii ve Ulu Camii'yi ziyaret etmiş, yine bir Cumhuriyet dönemi yapısı olan, annemin ve benim eğitim gördüğümüz, 29 Ekim 1926 yılında Karacabey'in ilk ilkokulu olarak eğitim vermeye başlayan Cumhuriyet İlkokulu önünde fotoğraflarımızı çekmiştik.
Kütüphane ziyaretimizin ardından, hazır Esentepe'ye kadar gelmişken Çamlık Mesire Alanı’nı da görelim dedik. Okulun son günlerinde ya da Hıdırellez'de geldiğimiz zaman bana çok büyük ve çok uzak gelen Çamlık'ta mesafe yine uzak, ancak sanki ağaçlar eskisinden az. Sanki Çamlık küçülmüş. Sanki binalar Çamlık'ı yemiş. Sanki birkaç sene sonra geldiğimde Çamlık bitmiş olacak.
Çamlık'ın bir yanından Bursa'ya giden yolu, diğer tarafından Yeniköy'e giden yolu görebilirsiniz. 
Yeniköy Yolu'na doğru
Çamlık'ta kısa bir yürüyüş yaptıktan ve birkaç kare fotoğraf aldıktan sonra aracımız ile Bursa'ya döndük.

BURSA OKULU HAKKINDA
Kurucuları arasında Bursa hakkındaki çalışmaları ile dikkat çeken Raif Kaplanoğlu’nun da bulunduğu Bursa Okulu, düzenli olarak toplanarak Bursa’nın yakın tarihine şahitlik etmiş ve Bursa hakkında çalışmalar yapmış değerli konukları sık sık ağırlıyor. Bunlar arasında; Kekil Şimşek, Ceyhun İrgil, Sait Alper, İsmail Kemankaş konuklardan sadece birkaçı.

20 Ekim 2023 / C.E.Y.

Karacabeyliyim Ben! / 28 Mayıs 2016 

** Tarihi bilgiler için Karacabeyli büyüğüm, Yazar Şaban Yalazı'nın KARACABEY isimli kitabından yararlandım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder