21 Ekim 2019 Pazartesi

Sahibinden Emanet Şarkılar

Geçtiğimiz günlerde Zülfü Livaneli Bursa'da bir konser verdi.
Ben konsere gitmedim ama gidenlerin sosyal medya üzerinden yaptıkları canlı yayınlardan parçalar izledim. 
Konserin sonunda, "Belki bir daha geliriz, gelemeyiz, şarkılarım sizlere emanet." dedi Livaneli.
Uzun bir süre düşündüm bu sözünü.
Geçmişi düşündüm.
12 Eylül 1980 öncesi yaşanan sağ-sol kavgalarını, Nâzım'ın yasaklı olduğu yılları, Zülfü Livaneli'nin ilk gençlik yıllarıma damgasını vuran şarkılarını düşündüm. 
Ülke büyük bir kaos içindeydi. Şiddet her yerdeydi.
Bense onun neredeyse her şarkısını ezbere biliyordum.

"Türkiye’nin masumiyet çağının sesi"
"O sert ortamda çıkan Nâzım Türküsü albümü hem seçilen şiirler, hem beste, hem de yorum biçimiyle, sokaktaki şiddetle hiç bağdaşmayan, aydınlık, saf, masum bir iyimserliği yansıtır. Albümün müzikal yapısına bir saydamlık egemendir sanki. Çok sık kullanılan cura sesi, yaylı sazların üstünde bir mutluluk çanı gibi tınlamaktadır. Bu anlatımıyla Nâzım Türküsü; şiddetten bıkmış, barış dolu bir dünyayı ve kardeşliği özleyen Livaneli’nin insanları umuda ve ‘mutluluğun resmini’ yapmaya çağırması olarak yorumlanabilir. Nâzım Türküsü Türkiye’nin masumiyet çağının sesidir."
Zülfü Livaneli'nin sitesinde Nâzım'ın Türküsü albümünün ortaya çıkış hikâyesinden böyle bahsedilir.
Tüm o şarkılar bugün de yine aynı duygularla söyleniyor. 
Bestelerinin sözlerini kendisi de yazmış olsa, sözler farklı şairlere de ait olsa, Zülfü Livaneli sözler ile müziği adeta birbirine sevdalı aşıklar gibi tutkuyla seviştiriyor.

Zülfü Livaneli ve Edip Akbayram Şarkıları
Nilüfer Kadın Korosu'nun 156. konser için seçtikleri tema Zülfü Livaneli ve Edip Akbayram Şarkıları ile Geleneksel Kına Gecesi olunca söze Livaneli ile girdim haliyle.
Edip Akbayram deseniz, o da ayrı bir efsane.
Tüm şarkıları klasikleşmiş, şiiri ve şarkıyı kalbinin ta içine yerleştirmiş, orada demlendirmiş, sonra ta derinlerinden çıkarıp söylemiş Akbayram'ın hangi şarkısının ilk ezgilerini tıngırdatsanız gerisi gelir, hemen hep bir ağızdan söylenmeye başlayıverir.
Sırça Köşk'ün Sabah Yıldızı Sabahattin Ali'nin Sinop Cezaevi'nde yatarken yazdığı Mapushane Türküsü Şiirini, şiirin Kerem Güney tarafından bestelenerek Aldırma Gönül Aldırma şarkısı haline gelişini, şarkının Edip Akbayram tarafından söylenişini kim bilmez.
Ya Akbayram, "Hava nasıl oralarda?" diye sorarken sizin aklınızdan kimler geçer, kimler geçmez?
Hasret kokan, şefkat kokan, sevda kokan her notada insanı bir hüzün sarmışken, bir yandan da şairlerin hayat öyküleri zihninin sokaklarında koşturuyorken duygulanmamak ne mümkün...
Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konserin ilk bölümü Nilüfer Kadın Korosu Şefi Dr. Aysel Gürel’in, benim en sevdiğim Livaneli şarkılarından birisi olan, Nefesim Nefesine solosuyla başladı.
Koro "Eğil Salkım Söğüt Eğil", "Leylim Ley", "Hava Nasıl Oralarda?", "Hayat Bayram Olsa" dedi.
Sololarda Emel Kaya "Karlı Kayın Ormanı", Gülnur Ekler "Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor", Sabahat Altınok "Aldırma Gönül Aldırma" parçalarını seslendirdi.

Geleneksel Kına Gecesi
Konserin ilk bölümü bitip de ara verildiğinde ilk bölümün etkisinden çıkıp konser salonuna geri dönmem biraz zor oldu. Neyse ki düşen şekerler için lokum ikramı vardı. 
İkinci bölüm başlayıp da perde açılınca rengarenk kaftanları içindeki koristler karşıladı bizi. Bir de sahnenin merdivenlerinden davul eşliğinde "Oğlan Bizim Kız Bizim" diyerek sahneye çıkan kına ekibi.
Yüzü kırmızı örtüyle örtülü gelin hanım sandalyeye oturtulup da avucuna kınası yakılırken Aynur Öztan oturduğu yerden içli içli okumaya başladı:
"Sanki canımdan can kopuyor,
Sanki bütün dünya yıkılıyor.
Gidiyor musun gözümün bebeği,
Üstüm başım daha sen kokuyor."

Sanki daha dün gelin olmuş, benim de kınam daha dün yakılmıştı böyle.
Ailemi ardımda bırakıp yeni hayatıma koşarken ben, onlar da ardımdan böyle bakakalmışlar mıydı?
Belki benim annem de içinden "Bahtın benden güzel güzel olsun" demişti.
Kim bilir...
Hem ağlarım hem giderim
Kına gecesinin hüznüne kapıldığıma bakmayın, kına geceleri biraz ağlamak, bolca gülmektir aslında. 
Hem ağlarım hem giderim denilir ya, tam da öyle.
Askere giden kınalı kuzular da davul zurnayla uğurlanmaz mı böyle...
Nilüfer Kadın Korosu Halk Dansları Topluluğu'nun hareketli dansları ve Nilüfer Kadın Korosu'nun neşeli şarkıları ile kına gecesinin hüznünü üzerimden atıp şen şakrak halime kavuştum hemen.
Sanma senden vazgeçerim
Oysa daha yarım saat olmamıştı Livaneli şarkılarının derinliklerinde kulaç atmam.
Ne ara yüzeye çıkıp da gülüş cümbüş hale büründüm bilmem.
Ah, ağlamakla gülmek kardeş dedikleri bu olsa gerek.
Hem ben değil miydim hem ağlarım hem giderim diyen.
Şimdi de "Bir ağlarım bir gülerim, hayat, sanma senden vazgeçerim." diyorum.
Sahibinden emanet şarkılara gözüm gibi bakıyor, hepsinin hakkını teslim ediyorum.

Nilüfer Kadın Korosu Hakkında
* Nilüfer Kadın Korosu ilk konserine 9 Eylül 2005 tarihinde, Zonguldak'ta düzenlenen "Yerel Gündem 21 Kentleri 4. Ulusal Kadın Etkinlikleri Festivali" kapsamında çıktı.
* Korist sayısı 175'e ulaşan ve konserlerini sosyal sorumluluk projeleri kapsamında veren Nilüfer Kadın Korosu, pek çok STK ve okula yıllık 50-60 bin lira civarında yardım sağlıyor.
* Koronun şefliğini 14 yıldır Dr. Aysel Gürel üstleniyor.
* Koro, Pop'tan Alaturka'ya, Türk Halk Müziği'nden Türk Sanat Müziği'ne ve hâttâ yabancı dilde şarkılara uzanan geniş bir repertuvara sahip. 
* Koro, hiçbirisi profesyonel anlamda müzik eğitimi görmemiş kadınlardan oluşuyor.
* 2017 yılında dernekleşerek Nilüfer Kadın Korosu Derneği olan koro birçok öğrenciye burs desteği sağlıyor. Güneydoğu Anadolu'da ve Bursa civarında yardıma muhtaç okullara yardım götürüyor.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder