Dört yıl sonra, 29 Ekim 2023 tarihinde okunmasını beklediğim 'Yüzüncü Yıl Nutku'nu kim ve nasıl okuyacak acaba diye merak ediyorum.
100. Yıl Nutku'nun sözleri; borç içinde, dört bir yanı paylaşılmış, çulsuz çaputsuz kalmış, viran olmuş bir devleti, 10 yıl içinde kendi kendine yetebilen bir devlete dönüştüren ve açık alınla çıktığı 10. yılda kendini milletine hesap vermek zorunda hisseden Mustafa Kemâl Atatürk'ün sözleri gibi mi olacak dersiniz...Deneme 1
Türk Milleti!
Kurtuluş Savaşı’na başladığımızın 105'inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin yüzüncü yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
Kutlu olsun!
Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!
Yüz yılda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Bundaki başarıyı Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak kararlılıkla yürümesine borçluyuz.
Fakat yaptıklarımızı asla yeterli görmedik.
Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeydik. Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkardık. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kıldık. Millî kültürümüzü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkardık.
Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket kavramına göre düşündük. Geçen zamana oranla, daha çok çalıştık. Daha az zamanda, daha büyük işler başardık. Bunda da başarılı olduk. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan gelen zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu her zaman ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek millî amacımız oldu.
Türk milletine çok yaraşan bu amaç, onu, bütün insanlığa gerçek huzurun sağlanması yolunda, kendine düşen medenî vazifeyi yapmakta, başarılı kılmıştır.
Büyük Türk Milleti, yüz yıldan beri giriştiğimiz işlerde başarılar içeren çok sözler işittin. Ne mutlu bize ki, bu sözlerin hiçbirinde, milletin hakkımızdaki güvenini sarsacak bir yanılgıya düşmedik.
Bugün, aynı inan ve katiyetle söylüyoruz ki, millî amaca, tam bir bütünlükle yürüyen Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medenî âlem, az zamanda bir kere daha tanıdı.
Asla şüphemiz yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî özelliği ve büyük medenî yeteneği yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğmuştur.
Türk Milleti!
Sonsuzluğa akıp giden her yüz senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türk’üm diyene!
29 Ekim 2023 / (………) Kim bilir kim…
Deneme 2
Sayın Emperyalizm!
Sizin yüz beş yıl önce yarım bıraktığınız işi ben tamamladım.
Ülke olarak yüz beş yıl önce olduğu gibi yine üretmiyoruz. Fabrikaları da bir bir kapatıyoruz.
Okullarda çocukların beyinlerini müspet bilimle doldurmak yerine ipsiz sapsız hurafelerle dolduruyoruz.
Kadınlarımız, kızlarımız öldürüle öldürüle haklarını aramaktan vazgeçtiler. Dizlerini kırıp evlerinde oturuyor, etliye sütlüye karışmıyorlar.
Kültür, sanat işlerini zaten toptan kaldırdık. Opera neyim lüzumsuz. Kızlı erkekli oyun mu olurmuş hiç! Kadın oynar biz seyrederiz.
Zenginliklerimiz senin ellerine teslim. Buyur al, madenlerimizi de, suyumuzu da, kültür değerlerimizi de canın nasıl isterse öyle kullan. Senden çok mu?
Türk milleti zaten zeki de değildir, çalışkan da değildir. Devirip kendini yatmayı sever. Biz onlara daha çok tekke, daha çok kahvehane, daha çok cami yapar, yatırıp kaldırıp dua ettiririz. Kişi hem müslüman hem laik olamazdı zaten. Hepsini müslüman yaptık, laikliği de elhamdülillah çöpe attık.
Sağlık kurumlarını işgal ettik, artık hacamat daha revaçta. Aykırı giden doktor olursa onu da hacamat ediveriyoruz.
Lâf aramızda, bize hiç itimatları yok ama söyleyemiyorlar. Söyleyebilenleri zindana atıyoruz, konuşmaya niyeti olanlar sus pus oluyor.
Buyurduğunuz üzere kahraman Türk ordusunu dağıttık, yetişmiş beyinleri hep yurt dışına kaçırdık.
Araplar bizi arkamızdan vurmaya devam etse de biz onlarla kucaklaşıp ümmet toplumunun birer ferdi olmaya devam ediyoruz.
Yıllar önce sınırlarımızı açtık, kardeşlerimizi bağrımıza bastık. Böylece, hep birlikte Araplaştık.
Kadınlarımız araç kullanmayı ve maçlara gitmeyi gönül rızası(!) ile bıraktılar. Ancak, korkarım bu Suudiler kadınlarımıza kötü örnek olacaklar.
Millî ülküye, tam bir bütünlükle yürüyen Türk milletini parça pinçik ederek hepsini bir tarafa savurduk.
Sağ sol dedik, dinli dinsiz dedik, Türk Kürt dedik, kadın erkek dedik, siyah beyaz dedik, böldük de böldük. Zar gibi kaldılar. Daha da iflah olmazlar.
Bizi soracak olursanız;
Çok şükür ki biz sarayımızda refah içinde yaşıyoruz.
Hanım, çocuklar, gelinler, damatlar, torunlar, gül gibi geçinip gidiyoruz. Ufak damat bazı bazı afacanlaşsa da, kaşla göz arasında kendisini hizaya getiriyoruz.
Torunları sorarsanız; ellerinizden öperler. Hepsi yurt dışında okuyorlar. Maşallah bir zekileri bir zekiler, bildiğiniz gibi değil.
Hay Allah, aileyi sorunca siz, dağıldım hemen.
Nerde kalmıştık?
Büyük gayretler ve sizin de el vermeniz ile pırıl pırıl, sessiz sakin bir ülke emrinize amadedir.
Mümkünse siz bize dokunmayın, sarayın bahçe duvarlarının dışında ne isterseniz onu yapın.
Ne mutlu kapitalistim diyene!
29 Ekim 2023 / (.......) Kim bilir kim.
****
Deneme 3'ü yazmaya mecalim kalmadı açıkçası.
Yaptığım iki denemede, Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıl kutlamalarında milletine hesap veren bir liderin sözleri ile kapitalizme hesap veren bir kölenin sözlerini hayal ettim kafamda.
Hangisi gerçek olur bilemem.
Bildiğim, iki farklı söylevden birinin gerçek olması için önümüzde dört yılın olduğu.
Belki iki türlüsü de olmaz, böyle kör topal devam eder gideriz.
Kim bilir.
100. Yıl Nutku’nu kim okuyacak, kim bilir, kim bilir, kim bilir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder