Birkaç gün önce beni arayarak Anneler Günü konserine davet eden ve 'bu konserin farklı bir konser olacağını' kulağıma fısıldayan Aysel Hocam'ı reddetmek ne mümkün?
Bakalım farklılık ne olacak diyerek gittim konsere.
Daima farklılık ve farkındalık peşinde olan Şef Dr. Aysel Gürel yönetimindeki Nilüfer Kadın Korosu, 135. konserini Anneler Günü'ne özel hazırlamıştı ve korist sayısı 175'e ulaşan koro, konserin neredeyse tamamını düetlere ayırmıştı.
BAOB Oditoryum'da gerçekleşen program, koristlerden İmre Erten'in kendi yazdığı "Annemin Elleri" şiirini kendisinin seslendirmesi ile başladı.
Nilüfer Kadın Korosu'nun tanıtımı ve Şef Dr. Aysel Gürel'in sahneye daveti yine Aynur Özpazabaşı'ndandı.
Aysel Hoca'nın şefliğinde ilk düet her zaman olduğu gibi koro ve izleyici arasındaydı. "Fikrimin İnce Gülü" şarkısını söyledik karşılıklı.
Konser başlar başlamaz düete davet edilen izleyici önce biraz şaşırdı elbet. Lakin şaşıranlar koroyu ilk kez izleyenler olmalıydı. Yoksa biz bu düetlere çoktan alışıktık. Yine ince ince eşlik ettik şarkıya.
Aysel Hoca ilk ikili düet için Gülfer & Eda Şençay isimlerini okuduğunda mikrofon başına biri anne, diğeri kız olan iki genç hanım geldi ve birlikte Kuzey Bulgaristan yöresine ait olan Ayletme Beni türküsünü birlikte okudular.
Parça özenle seçilmiş ve iyi de çalışılmıştı.
İkinci düet yine bir anne kız tarafından seslendirilecekti. Seçilen parça günün anlam ve önemine uygundu. Handan Selamet ve kızı Müge Kuşçu "Annem Annem" şarkısını el ele seslendirirken yürekler için için burkuldu.
"Annem sen benim yanıma kalansın" sözü nasıl da "Ana gibi yâr olmaz" sözünü perçinliyordu. Çeşit çeşit sevgi vardı da, anne sevgisinden öte sevgi mi vardı?
Anne kız düetleri devam etti.
Leyla Şahin & Nilay Kılıç "Yemenimde Hare Var" şarkısını söylerken otuz iki mendil çürüten kıza üzüldük elbet biraz. Şarkıyı söylerken anne kızın, özellikle de kızın heyecanı görülmeye değerdi.
Hikmet Birgül & Ece Dertsiz'den Antalya yöresine ait "Çay Benim Çeşme Benim" türküsünü dinlerken yıkılası meyhanedeki sarhoşunu merak eden kadınlarımız ne kadar hakikatli diye düşünmeden edemedim.
Ve şimdi sahnede bir ana kız değil, iki ağır top var.
Yılların arkadaşı Ayten Güvenoğlu ve Nuran Eken'den "Açılan Bir Gül Gibi" şarkısını dinleyeceğiz.
Onların sahneye gelişlerinden şarkılarını söyleyişlerine, şarkı sonunda izleyicileri selamlayışlarına, Aysel Hoca'ya sarılışlarına, saçlarından tırnaklarına, seçtikleri kıyafetlerden ayakkabılarına kadar her detaya gösterdikleri özene ve yaşadıkları onca yılı üzerlerinde ne kadar onurlu taşıdıklarına şahitlik etmek, bu onurlu duruşu alkışlarıyla takdir eden elleri görmek, hayatın her ânını layıkıyla yaşamalarını hayranlıkla izlemek bu Anneler Günü'nde kadınlığa ve anneliğe daha bir anlam katıyor.
Güzin-Baha'dan dinlediğimiz "Ateş Böceği"ni bir anne kızdan dinlemek ne kadar keyifli olursa o kadar keyifliydi Songül & Özümnaz Akar seslendirmesi de.
Bu sahne tecrübesi anne kızın anılarında müstesna bir yer tutacaktı.
Ya 1 anne, 2 kız ve 1 arkadaştan kurulu bir gruba ne dersiniz? Onlar kendilerine "Beyaz" değil, Renkli Kelebekler demişler. Zümrüt Sanlı, kızları Bahar ve Selen, bir de Zümrüt'ün can arkadaşı Güler Tarımeri sahneye rengarenk saçları ve 70'li yılların kıyafetleriyle çıkınca biz de onların gayet renkli bir grup olduklarına kâni geldik.
"Sen Gidince Bak Neler Oldu?" şarkısında "Giden sevgilinin yenisi geldi" dizeleri hafiften Aysel Hoca'nın hışmına uğradıysa ve eşlerden de "Evde görüşürüz" nidaları yükseldiyse de kızlar o müthiş dansları eşliğinde sahneyi çoktan terk etmişlerdi.
Dans demişken; konserin başında "Safalar Getirdiniz" şarkısı ile izleyicilere "Hoşgeldiniz" diyen koroya, Nilüfer Kadın Korosu Dans Grubu'nun bindallılarıyla eşlik ettikleri dansları izlemeye değerdi.
Nilüfer Kadın Korosu'nun yurt içi ve yurt dışında verdiği konserler, askerlerimize destek adına Aysel Gürel tarafından bestelenen Mehmetçik Marşı ve tüm bunların görsel basında yansımalarının yer aldığı barkovizyon sunumunun ardından Kadın Korosu Dans Grubu'nun Erik Dalı dansı ile başladı ikinci yarı.
Aynur Öztan & Filiz Çevik dostların düetinde huzur içinde bir ninni dinledik.
Yine o "Menekşe gözler aralı"ydı. Bu güzel anneler "Susun garip kuşlar ötmeyin susun" diyordu öten kuşlara, yeter ki güzeller güzeli yavrusu uyusundu.
Aysel Hoca'nın izleyicilerle dertleşirken sorduğu gibi, bugün şimdi ninni söyleyen kalmış mıydı?
İki dostun bu duygulu düetinin sonunda sahneye gelerek annelerine çiçek takdim eden, yıllar önce ninnilerle uyuttukları evlatlar duygusallığa daha bir mâna kattı.
Oya Öner & Öznur Kökkülünk "Kırmızı Gül Demet Demet" diyerek derdiler gülleri demet demet.
Fulya Pekman, Sevinç Süreyya ve Yasemin Yaman üçlüsü "Şu Karşıda Üç Çiçek Var" şarkısını neşe içinde söyleyerek izleyenleri o hüzünlü havadan çıkartıp salonu neşeye gark ettiler.
Adeta biri lâle, biri sümbül, biri güldü sahnedeki bu seslerin.
İki şarkı arasında birden izleyiciler arasından bir erkek sesi yükseldi. Kim kime ne diyor diye bakınırken ayağa kalkmış bir erkeğin sahneye doğru "Bir Şarkısın Sen" diye haykırdığını gördüm.
Sonra bir diğeri "Ömür Boyu Sürecek" diyerek kalktı ayağa. Sonra biri oturdu biri kalktı ve koristlerin izleyiciler arasındaki eşleri sahnedeki eşlerine Samanyolu ile seslenerek aşklarını bir kez daha ilân ettiler. (O anları izlemek için tıklayınız)
Koro da boş durur mu, aldı şarkıyı sonuna kadar söyledi tüm izleyiciler ile birlikte.
Şimdi sırada tam 5 kişilik bir grup var. Nurcan-Derya-Kerem Kavcıoğlu & Deniz-Fuat Aktı geliyorlar sahneye yöresel kıyafetler içinde.
Kemençe yayın tellerine dokunuyor, başlıyor "Şelâle" gürül gürül akmaya. Karadeniz havası esiyor kuzey doğudan, müzik ve horon iç içe geçiyor. İzleyici de yerinde hamsi paluğu gibi hop hop hopluyor.
Gönül & Şule Temelli aşk üzerine söylüyorlar şarkılarını. Anne Gönül ile kızı Şule'nin "Aşka Gönül Vermem Aşka İnanmam" sözlerini farklı beden dilleri ile söyledikleri gözden kaçmıyor. Anne olgun, dingin ve bilgece, kız ise sanki aşktan canı biraz yanmış gibi okuyor sözleri.
Anne arada nasihatini veriyor: "Nasıl olsa sonu gelmeyecek mi?" diyor. Kızını ümitsizliğe boğuyor.
Hiç ümitsizliğe kapılmayın siz de aman. Bitecek diye başlamazlık etmeyin. Başı ve sonu değil, arada yaşanandır önemli olan.
Tam 13 düet dinledik şimdiye kadar.
Aysel Hoca 14 solo var demişti oysa.
Hay Allah, eksik 1 solo nereye kayboldu acaba?
Bu merakım çok uzun sürmüyor ve "Hocam yaa, solo solo ver bana" düzenlemesiyle Saadet Çağman atıyor kendini koronun önüne. Bir güzel söylüyor solosunu ve yine geldiği gibi koşarak dönüyor yerine.
"Siz bana solo vermezseniz ben de böyle söke söke alırım işte" diyor adeta.
Analı kızlı, analı babalı, karılı kocalı, gelinli damatlı, baldızlı bacanaklı, yıllanmış dostlu, arkadaşlı ve kankalı, kısacası küçük boy değil, orta boy da değil, aile boyu kocaman ve sıcacık bir konser izliyoruz biz o gece.
Ve bir konser daha çiçeklerle, teşekkürlerle, danslarla, şarkılarla, türkülerle, fıkralarla, alkışlarla, kahkahalarla geçip gidiyor.
Daha da güzeli; konserden elde edilen gelirin tamamı kuruşuna dahi dokunulmadan Uludağ Üniversitesi Romatoloji Bölümü'ne klima alınmasına tahsis ediliyor.
****
Konser boyu içimden kadının gücü, sanatın gücü, bir olmanın, birlikte olmanın gücü geçiyor.
Sanat şemsiyesi altında buluşan bu kadınlar eşlerini de bu şemsiyenin altına almış, evde artık birbirini görmeyen eşleri ile birbirlerine karşıdan bakmaya başlamış ve adeta birbirlerine yeniden aşık olmuşlar.
Çocukları büyüttükten sonra yanında kim kalır ki insanın?
Romantizmi bir kenara bırakıp gerçeklere dönersek;
Konser esnasında bir kez daha Bursa Akademik Odalar Birliği BAOB Oditoryum'un konser için ideal olmadığını düşünüyorum ve Nilüfer'de bulunmayan bir kongre ve kültür merkezinin eksikliğini bir kez daha görüyorum.
Sadece ama sadece 25 yıl mazisi olan Nilüfer hızla dönüşürken belki bunu da dikkate alan birileri olur diye bunu da buraya not düşüyorum...
(Konserden kısa kısa kesitlerle hazırladığım videoyu izlemek için tıklayınız)
Bakalım farklılık ne olacak diyerek gittim konsere.
Daima farklılık ve farkındalık peşinde olan Şef Dr. Aysel Gürel yönetimindeki Nilüfer Kadın Korosu, 135. konserini Anneler Günü'ne özel hazırlamıştı ve korist sayısı 175'e ulaşan koro, konserin neredeyse tamamını düetlere ayırmıştı.
BAOB Oditoryum'da gerçekleşen program, koristlerden İmre Erten'in kendi yazdığı "Annemin Elleri" şiirini kendisinin seslendirmesi ile başladı.
Nilüfer Kadın Korosu'nun tanıtımı ve Şef Dr. Aysel Gürel'in sahneye daveti yine Aynur Özpazabaşı'ndandı.
Aysel Hoca'nın şefliğinde ilk düet her zaman olduğu gibi koro ve izleyici arasındaydı. "Fikrimin İnce Gülü" şarkısını söyledik karşılıklı.
Konser başlar başlamaz düete davet edilen izleyici önce biraz şaşırdı elbet. Lakin şaşıranlar koroyu ilk kez izleyenler olmalıydı. Yoksa biz bu düetlere çoktan alışıktık. Yine ince ince eşlik ettik şarkıya.
Aysel Hoca ilk ikili düet için Gülfer & Eda Şençay isimlerini okuduğunda mikrofon başına biri anne, diğeri kız olan iki genç hanım geldi ve birlikte Kuzey Bulgaristan yöresine ait olan Ayletme Beni türküsünü birlikte okudular.
Parça özenle seçilmiş ve iyi de çalışılmıştı.
İkinci düet yine bir anne kız tarafından seslendirilecekti. Seçilen parça günün anlam ve önemine uygundu. Handan Selamet ve kızı Müge Kuşçu "Annem Annem" şarkısını el ele seslendirirken yürekler için için burkuldu.
"Annem sen benim yanıma kalansın" sözü nasıl da "Ana gibi yâr olmaz" sözünü perçinliyordu. Çeşit çeşit sevgi vardı da, anne sevgisinden öte sevgi mi vardı?
Anne kız düetleri devam etti.
Leyla Şahin & Nilay Kılıç "Yemenimde Hare Var" şarkısını söylerken otuz iki mendil çürüten kıza üzüldük elbet biraz. Şarkıyı söylerken anne kızın, özellikle de kızın heyecanı görülmeye değerdi.
Hikmet Birgül & Ece Dertsiz'den Antalya yöresine ait "Çay Benim Çeşme Benim" türküsünü dinlerken yıkılası meyhanedeki sarhoşunu merak eden kadınlarımız ne kadar hakikatli diye düşünmeden edemedim.
Ve şimdi sahnede bir ana kız değil, iki ağır top var.
Yılların arkadaşı Ayten Güvenoğlu ve Nuran Eken'den "Açılan Bir Gül Gibi" şarkısını dinleyeceğiz.
Onların sahneye gelişlerinden şarkılarını söyleyişlerine, şarkı sonunda izleyicileri selamlayışlarına, Aysel Hoca'ya sarılışlarına, saçlarından tırnaklarına, seçtikleri kıyafetlerden ayakkabılarına kadar her detaya gösterdikleri özene ve yaşadıkları onca yılı üzerlerinde ne kadar onurlu taşıdıklarına şahitlik etmek, bu onurlu duruşu alkışlarıyla takdir eden elleri görmek, hayatın her ânını layıkıyla yaşamalarını hayranlıkla izlemek bu Anneler Günü'nde kadınlığa ve anneliğe daha bir anlam katıyor.
Güzin-Baha'dan dinlediğimiz "Ateş Böceği"ni bir anne kızdan dinlemek ne kadar keyifli olursa o kadar keyifliydi Songül & Özümnaz Akar seslendirmesi de.
Bu sahne tecrübesi anne kızın anılarında müstesna bir yer tutacaktı.
Ya 1 anne, 2 kız ve 1 arkadaştan kurulu bir gruba ne dersiniz? Onlar kendilerine "Beyaz" değil, Renkli Kelebekler demişler. Zümrüt Sanlı, kızları Bahar ve Selen, bir de Zümrüt'ün can arkadaşı Güler Tarımeri sahneye rengarenk saçları ve 70'li yılların kıyafetleriyle çıkınca biz de onların gayet renkli bir grup olduklarına kâni geldik.
"Sen Gidince Bak Neler Oldu?" şarkısında "Giden sevgilinin yenisi geldi" dizeleri hafiften Aysel Hoca'nın hışmına uğradıysa ve eşlerden de "Evde görüşürüz" nidaları yükseldiyse de kızlar o müthiş dansları eşliğinde sahneyi çoktan terk etmişlerdi.
Dans demişken; konserin başında "Safalar Getirdiniz" şarkısı ile izleyicilere "Hoşgeldiniz" diyen koroya, Nilüfer Kadın Korosu Dans Grubu'nun bindallılarıyla eşlik ettikleri dansları izlemeye değerdi.
Nilüfer Kadın Korosu'nun yurt içi ve yurt dışında verdiği konserler, askerlerimize destek adına Aysel Gürel tarafından bestelenen Mehmetçik Marşı ve tüm bunların görsel basında yansımalarının yer aldığı barkovizyon sunumunun ardından Kadın Korosu Dans Grubu'nun Erik Dalı dansı ile başladı ikinci yarı.
Aynur Öztan & Filiz Çevik dostların düetinde huzur içinde bir ninni dinledik.
Yine o "Menekşe gözler aralı"ydı. Bu güzel anneler "Susun garip kuşlar ötmeyin susun" diyordu öten kuşlara, yeter ki güzeller güzeli yavrusu uyusundu.
Aysel Hoca'nın izleyicilerle dertleşirken sorduğu gibi, bugün şimdi ninni söyleyen kalmış mıydı?
İki dostun bu duygulu düetinin sonunda sahneye gelerek annelerine çiçek takdim eden, yıllar önce ninnilerle uyuttukları evlatlar duygusallığa daha bir mâna kattı.
Oya Öner & Öznur Kökkülünk "Kırmızı Gül Demet Demet" diyerek derdiler gülleri demet demet.
Fulya Pekman, Sevinç Süreyya ve Yasemin Yaman üçlüsü "Şu Karşıda Üç Çiçek Var" şarkısını neşe içinde söyleyerek izleyenleri o hüzünlü havadan çıkartıp salonu neşeye gark ettiler.
Adeta biri lâle, biri sümbül, biri güldü sahnedeki bu seslerin.
İki şarkı arasında birden izleyiciler arasından bir erkek sesi yükseldi. Kim kime ne diyor diye bakınırken ayağa kalkmış bir erkeğin sahneye doğru "Bir Şarkısın Sen" diye haykırdığını gördüm.
Sonra bir diğeri "Ömür Boyu Sürecek" diyerek kalktı ayağa. Sonra biri oturdu biri kalktı ve koristlerin izleyiciler arasındaki eşleri sahnedeki eşlerine Samanyolu ile seslenerek aşklarını bir kez daha ilân ettiler. (O anları izlemek için tıklayınız)
Koro da boş durur mu, aldı şarkıyı sonuna kadar söyledi tüm izleyiciler ile birlikte.
Şimdi sırada tam 5 kişilik bir grup var. Nurcan-Derya-Kerem Kavcıoğlu & Deniz-Fuat Aktı geliyorlar sahneye yöresel kıyafetler içinde.
Kemençe yayın tellerine dokunuyor, başlıyor "Şelâle" gürül gürül akmaya. Karadeniz havası esiyor kuzey doğudan, müzik ve horon iç içe geçiyor. İzleyici de yerinde hamsi paluğu gibi hop hop hopluyor.
Gönül & Şule Temelli aşk üzerine söylüyorlar şarkılarını. Anne Gönül ile kızı Şule'nin "Aşka Gönül Vermem Aşka İnanmam" sözlerini farklı beden dilleri ile söyledikleri gözden kaçmıyor. Anne olgun, dingin ve bilgece, kız ise sanki aşktan canı biraz yanmış gibi okuyor sözleri.
Anne arada nasihatini veriyor: "Nasıl olsa sonu gelmeyecek mi?" diyor. Kızını ümitsizliğe boğuyor.
Hiç ümitsizliğe kapılmayın siz de aman. Bitecek diye başlamazlık etmeyin. Başı ve sonu değil, arada yaşanandır önemli olan.
Tam 13 düet dinledik şimdiye kadar.
Aysel Hoca 14 solo var demişti oysa.
Hay Allah, eksik 1 solo nereye kayboldu acaba?
Bu merakım çok uzun sürmüyor ve "Hocam yaa, solo solo ver bana" düzenlemesiyle Saadet Çağman atıyor kendini koronun önüne. Bir güzel söylüyor solosunu ve yine geldiği gibi koşarak dönüyor yerine.
"Siz bana solo vermezseniz ben de böyle söke söke alırım işte" diyor adeta.
Analı kızlı, analı babalı, karılı kocalı, gelinli damatlı, baldızlı bacanaklı, yıllanmış dostlu, arkadaşlı ve kankalı, kısacası küçük boy değil, orta boy da değil, aile boyu kocaman ve sıcacık bir konser izliyoruz biz o gece.
Ve bir konser daha çiçeklerle, teşekkürlerle, danslarla, şarkılarla, türkülerle, fıkralarla, alkışlarla, kahkahalarla geçip gidiyor.
Daha da güzeli; konserden elde edilen gelirin tamamı kuruşuna dahi dokunulmadan Uludağ Üniversitesi Romatoloji Bölümü'ne klima alınmasına tahsis ediliyor.
****
Konser boyu içimden kadının gücü, sanatın gücü, bir olmanın, birlikte olmanın gücü geçiyor.
Sanat şemsiyesi altında buluşan bu kadınlar eşlerini de bu şemsiyenin altına almış, evde artık birbirini görmeyen eşleri ile birbirlerine karşıdan bakmaya başlamış ve adeta birbirlerine yeniden aşık olmuşlar.
Çocukları büyüttükten sonra yanında kim kalır ki insanın?
Romantizmi bir kenara bırakıp gerçeklere dönersek;
Konser esnasında bir kez daha Bursa Akademik Odalar Birliği BAOB Oditoryum'un konser için ideal olmadığını düşünüyorum ve Nilüfer'de bulunmayan bir kongre ve kültür merkezinin eksikliğini bir kez daha görüyorum.
Sadece ama sadece 25 yıl mazisi olan Nilüfer hızla dönüşürken belki bunu da dikkate alan birileri olur diye bunu da buraya not düşüyorum...
(Konserden kısa kısa kesitlerle hazırladığım videoyu izlemek için tıklayınız)
2013'ten 2022'ye Bursa Nilüfer Kadın Korosu yazılarım
Her derde deva bir koro / 17 Mart 2013
Assolistlere taş çıkarttılar / 7 Nisan 2013
Nilüfer Kadın Korosu bildiğiniz gibi ‘değil’ / 3 Kasım 2013
Kadına Şiddet dursun diye söylendi hep şarkılar / 8 Aralık 2013
Oyuncular değişse de, oyun bitmez... / 4 Şubat 2014
Nilüfer Kadın Korosu'ndan Çılgın Kına Gecesi / 8 Mart 2014
Kökler, 'Merhaba Rumeli' ile hem yâd, hem şâd edildi / 23 Kasım 2014
Nilüfer Kadın Korosu ‘Sıra Gecesi’ni de ele geçirdi / 8 Mart 2015
Lösemili çocuklara notalarla dokunmak / 15 Nisan 2015
Kadın Korosu'ndan 'on numara' bir konser / 17 Kasım 2015
Kadın Korosu Türkiye'yi aştı, dünyaya ulaştı / 9 Mart 2016
Var mı böyle bir koro? / 31 Ocak 2017
Bursa Gezeği'ni kadınlar yaparsa / 6 Mart 2017
Su Gibi Aziz Olun... / 17 Mart 2017
Nilüfer Kadın Korosu'ndan Aile Boyu Bir Konser / 14 Mayıs 2018
Hey Gidi Nilüfer Kadın Korosu / 5 Mart 2019
Sahibinden Emanet Şarkılar / 21 Ekim 2019
Nilüfer Kadın Korosu ile Sahne Arkası / 4 Ocak 2022
Türk'üz, Türkü Çağırırız! / 7 Mart 2022
Kadın Korosu, Bursa Festivali’nde Tarih Yazdı / 3 Temmuz 2022
Canan hanim,o kadar güzel anlatmış sınız kiii,baska söze gerek yok,,yani bir koro,hele de bizim NilüferKadin Korosu boylesi anlatılabilirdi😘 elinize,kaleminize sağlık,,eliniz yüreğiniz,hep güzel yazsın,tebrikler sizeeeee😊
YanıtlaSil