26 Ocak 2015 Pazartesi

TÜBİTAK'a mı gülsem, damadı mı tebrik etsem...

Haberde şöyle diyor:
"Cemaat operasyonu sırasında sahte diploma ile TÜBİTAK’a girdiği ortaya çıkan ve tutuklanan Hasan Başaran’ın, eski Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ün yeğeninin eşi olduğu ortaya çıktı. "
Bu cümle bana bir fıkra hatırlattı. Anlatmadan geçemeyeceğim:
Temel ile Fadime bir gün arabayla yolda gidiyorlarmış. Bunları polis durdurmuş ve yanlarına bir kamera ve bir muhabirle yaklaşmışlar.
Muhabir :
"Sizi tebrik ederiz beyfendi! Kaç saattir burdayız, emniyet kemeri takılı olarak araba kullanan tek sürücü sizsiniz. Ödül olarak kanalımız size 500 milyon veriyor! Eee ne yapacaksınız bu parayla ?"
Temel cevap verir:
"İlk fırsatta bir ehliyet alıcam!"
Fadime telaşlanır durumu düzeltmek için "Kusura bakmayın alkollüyken ne dediğini bilmez!" der.
Arka koltukta oturan İdris atılır.
"Ben dedim size çalıntı arabayla yola çıkmayalım diye, yakalandık işte!"
Bu arada bagajdan bir ses gelir;
"Ula hala geçmedik mi şu sınırı???!!"...

İmdiii;
Hadi siz ne yaptınız ne ettiniz aldınız bu diplomayı. Ordan oraya yatay geçiş, ordan buraya dikey geçiş derken üniversiteler arası gittiniz geldiniz. Bu gidiş gelişlerden eli boş dönmediniz ve diplomayı cebe indirdiniz.
Sonra da kalkıp TÜBİTAK'ta işe girdiniz.
Vay vay vay vay...
Eşinizin amcası "Benim bakanlık yaptığım dönemde TÜBİTAK’ta işe başladı. Ama işe alınması sürecinde hiçbir dahlim ve katkım olmadı" dediğine göre, demek ki siz o diplomayı koskoca TÜBİTAK'a bir güzel yedirdiniz...
Bu durumda yapılması gereken, TÜBİTAK Başkanı'nın istifa etmesi ve yerini size vermesidir.
Bilirsiniz Microsoft'un kendisini hackleyenlere karşı politikası nedir,
"Benim bile hakkımdan geldiysen sen benden iyisindir. Gel benimle çalış" der.
Hadi yine iyisiniz.
Bakın sayemde parladı istikbaliniz...
Bir yalancıyı en iyi bir yalancı tanıyacağına göre, siz en azından bundan sonra oluşabilecek olaylarda TÜBİTAK'ı kimselere yedirmezsiniz...
Bizim de içimizi rahat ettirirsiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder