15 Ocak 2015 Perşembe

Cumhurbaşkanlığı Konuk Karşılama Ekibi iftiharla sunar

Bu görüntüleri medyada gördüğüm zaman "Çocuklar yine bir şeyler karıştırmışlar" dedim.
"Keratalar fotoşop'un dibine vurmuşlar" dedim.
Sosyal medyada dönenleri görünce bunu mizahî ve hicivli bir Zaytung haberi zannettim.
Değilmiş...
Bu gerçekmiş..!
Ben ki 'Adımız Osmanlı olsun'lara, 'Tiksiniyorum'lara, '6 yaşındaki kızlar da nikâhlansın'lara prim verip yazmak için kayda değer görmemişim, bu fotoğrafı görünce "Pes!" dedim.

Görüntü ne mi?
Saray'ın merdivenlerinde sağlı sollu dizilmiş 16 'dönem kıyafetli' adam. Hepsi de birbirinden heybetli bir duruş içinde. Tam teçhizat kuşanmışlar silahlarını.
Ortalarından yardırarak inen de Cumhurbaşkanımız.

Ah Cumhurbaşkanım ah, çocukluğunuzda müsamerelere mi çıkartılmadınız, yoksa çıkartıldınız da hep yan rollerde mi kaldınız ne yaptınız anlamadım ki...
Nedir bu 'en iyi show bizde' halleriniz...
Yoksa korumalarınızdan memnun değilsiniz de kendilerine bir mesaj mı vermek istiyorsunuz?
"Bakın ayağınızı sıkı basın, yoksa böyleyken böyle!"
Merdivenleri ve sizi öyle görünce nikâh solanlarının nikâh seramonilerini de hatırlatmadınız değil inanın bana...

Hani bilirsiniz; karşılıklı merdivenlerden inen gelinle damat, nedimelerin uzun kuyruğunu tuttuğu gelinliği ile salonda salına salına yürüyen gelin, 'Kızı aldım!' edasıyla omuzları dikilmiş, göğsü kabarmış damat, çiçekler, alkışlar, gözleri yaşlananlar, hasedinden çatlayanlar...
"Şişt, kendine gel", "Burası bir nikâh salonu değil. Ortada gelin felan da yok!"
Sahi, First Lady'miz nerede?
Bunca konuştuğun mesele de ne derseniz; Filistin lideri Mahmut Abbas Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmek için Ak Saray’a gelmiş.
Törende, ilk kez tarihteki 16 Türk devletinin askeri kıyafetlerini giyen askerler de yer almış.
Filistin Lideri bu görsel baskı altında ne kadar konuşabildi artık bilmem...

Yıllardır turistleri Kılıç Kalkan ekibiyle karşılıyoruz.
Laf aramızda, bu görsel zenginlikten korkup da gemilerine nasıl kaçacaklarını şaşıranlar da olmadı değil. Bir de Mehteran eşliğinde Yeniçeriler'i görseler...
Şimdi biz, ilerleyen günlerdeki görüşmeleriniz için ne gibi atraksiyonlar hazırlıyorsunuz merak içindeyiz doğrusu.
Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır malum.
Geceler boyu 'Ne yapsam da sekiz sütuna manşet olsam' diye düşüneceksinizdir.
Ne de olsa çıtayı yükselten sizsiniz...
İç basın da kesmez sizi, dış basında da yer almanız lazım bolca....
Gardırobunuzu da yenilemeniz gerekecek üstelik.
Çeşit çeşit, rengarenk esvaplar, parmaklarda olsun, yakalarda olsun, sarıklarda olsun birbirinden kıymetli mücevherat.
Bilmemkaç beygir gücünde zırhlı araçlara da binmezsiniz artık sanırım.
O kadar beygirin çektiği bir fayton lazım size.
Ak Saray'ı da boşverin, dev bir otağ kurun kendinize bence.
Yaptınız madem tam layığıyla olsun, değil mi?...
Ha bu arada; aman diyim, Pembe İncili Kaftan ile sakallara dizilen boncukları da unutmayasınız...
İkisi de Osmanlı'nın olmazsa olmazlarıdır...
****
Belinizdeki palayı niye gösteriyorsunuz bana öyle Sayın Cumhurbaşkanım?
"Seni jurnalci seniiii!" mi diyorsunuz?
Aman efendim yanlış anlamayınız...
Sözlerime son verirken hürmetler eder, ellerinizden öperim...
Üstüne üstlük bir de "Padişahım çok yaşa!" derim...
Daha ne yapayım, arkama bakmadan ufak ufak giderim...
****
Gevezelik bir yana; isterim ki devlet olarak da tarihimizi unutmayalım ve yaşatalım, lakin zamanlar arasında da sıkışmayalım. Kaş yaparken göz çıkartmayalım.
"Çağını bil çağına yakış" demiş Cem Karaca oğlu Emrah'a yazdığı şarkıda...
Biz çağı yakalamakla kalmayıp yeni çağlar da açalım... 
Gerilmeyelim, gerilemeyelim, ilerleyelim.
Şanlı tarihimize hakkını ancak o zaman  teslim etmiş oluruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder