SÜTAŞ’ın Bursa, İstanbul ve Aksaray’da eş zamanlı gerçekleşen basın toplantısının ana üssü İstanbul’daki Four Seasons Otel idi.
Toplantının Bursa ayağındaki basın mensupları ile birlikte Bursa Hilton Oteli'nde edilen kahvaltının ardından, SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz’ın konuşması, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Tarık Tezel ve Yönetim Kurulu Üyesi Mürvet Yılmaz Tezel eşliğinde hep birlikte izlendi.
40 yıllık SÜTAŞ’ın markalaşma aşamalarındaki öyküsüne yakınen tanıklık etmiş birisi olarak bu yazıyı yazmak takdir edersiniz ki benim için hem çok kolay, hem de çok zor.
Yine de bugün yapılan basın toplantısında anlatılanları tarafsız biri olarak dinledim. Yine o gözle bakmaya çalıştım. Ve yine o gözle görüp anladıklarımı aktarmaya çalışacağım.
****
Temellerinin atılışının üzerinden geçen 40 yıldan ve o 40 yılda yaşananlardan sonra SÜTAŞ artık Karacabey sınırlarını aşmakla kalmayıp ülke sınırlarını da aştı. Makedonya ve Romanya’da fabrikalar kurmaya kadar ulaştı.
Kurucusu Sadık Yılmaz tarafından 70’li yıllarda küçük imkânlarla ama büyük hayallerle başlayıp, esnaflıktan sanayileşmeye geçerek ve geçerken de adımlarını hem sıklaştırıp hem büyüterek alınan bu yolun en sadık yolcuları iyi niyet, samimiyet ve manevi değerler oldu.
Sektördeki liderliği % 16 pazar payı ile 10 yıldır elden bırakmaması, yine kendi kulvarındaki en yakın rakibinden % 50-60 daha fazla pazar payına sahip olması, son 5 yılda kendisini ikiye katlaması ve 2014’ü 2,2 milyar ciro ile kapatması bir yana, İPSOS’un gerçekleştirdiği marka izleme araştırmasına göre en güvenilen ve en sevilen marka olmak SÜTAŞ ruhu için en değerli ödül.
Memleketimizdeki her 10 haneden 8’ine giren SÜTAŞ’ın, her gün 3,5 milyon paket ürününün açıldığını düşünün. Dakikada 2 bin 500 paket demektir bu.
Muharrem Yılmaz’ın dediği gibi, Süt Aşkı artarak paylaşılıyor.
Sütten kazandığını yine süte yatıran ve sütçülükten başka bir iş yapmayı bilmediklerini söyleyen Muharrem Yılmaz her yatırımı kendi öz kaynakları ile yapmayı prensip edindiklerini söyledi.
Son 5 yıldaki 2 kat büyümelerini önümüzdeki 5 yılda da gerçekleştirerek 2020 yılına kadar 300 milyon dolar daha yatırım yapmayı ve 2 milyar dolar ciroya ulaşmayı hedeflediklerini belirten Yılmaz, “Doğal Lezzet ve Çiftlikten Sofraya” iş modeline yatırım yapmaya devam edeceklerini ifade etti.
Avrupa’da Makedonya ve Romanya’dan sonra yurt dışı yatırımlarına devam edeceklerini anlatan ve Sütaş’ın 50. yılında dünyanın ilk 25 süt ürünleri şirketi arasına girmeyi hedefleyen Yılmaz, önümüzdeki 5 yılda istihdamı da ikiye katlayacaklarının müjdesini verdi.
"Deneyimleri, birikimi, ekibi ve teknolojisiyle SÜTAŞ buna hazır." dedi.
Yönetim kadrosunun % 70’inin şirket bünyesinde yetiştiği, üretime üçüncü kuşağın da geldiği, kişi başı 21, toplamda 100 bin saat eğitimin verildiği şirketin meslekî ve kişisel gelişime yaptığı yatırım kayda değer.
Sütaş’ın çalışan sayısı 4800 kişiye ulaşmış ve yönetim kadrosunda 200 müdür ve üstü yöneticinin ortalama kıdemi 11 yıl. Çalışanlar ile yapılan ankette çalışanların % 90’ının çok mutlu olması da ayrıca gururlandıran bir sonuç.
Şirket Avrupa’ya açıldığı kadar İç Anadolu ve Doğu Anadolu’ya da yatırımlar yaptı ve yapmaya da devam ediyor.
Bunlardan ilki Aksaray olmuştu, şimdi de Tire ve daha sonra da Bingöl fabrikalarının kurulum çalışmaları devam etmekte.
Tire fabrikası 2015 sonunda bitirilip, üç aylık deneme sürecinin ardından Mart 2016’da piyasaya ürün vermeye hazır hale gelecek.
Bingöl’de proje çalışmaları devam ediyor. Üreticiler eğitiliyor. Kadrolar hazırlanıyor. Bingöllü üreticiler Karacabey’e eğitime getiriliyor. Kısacası 2017’de Bingöl fabrikası devreye alındığında tüm kadro hazır olmuş olacak.
SÜTAŞ üretirken tüketmiyor
Elektriği kendi gübrelerinden üreten şirket 5 yıl içinde tükettiği tüm enerjiyi karşılayacak kadar elektrik üretebilmeyi hedefliyor.
2014 sonu itibariyle gübre ve fabrika atıklardan 5 MWh elektrik üretimine ve yüzde 30 yeterliliğe ulaşan Sütaş, fabrikalarında kullandığı suların tamamını arıtıp geri kazanarak, tarımsal sulamaya ve çiftliklerinin ihtiyacına uygun hale getiriyor. Öte yandan Sütaş ambalaj atıklarını geri kazanmak üzere gübre çuvalı üretme projesini de 2015 yılında başlatacak.
Böylece de örnek bir sürdürülebilirlik modeli oluşturacak.
Sütaş ayrıca elektrik dışında karbon piyasasından da yararlanabilecek seviyeye gelmeyi hedefliyor.
Yılmaz, taşımacılıktan doğan kirlenmeyi de gelişen teknoloji ile birlikte daha çok hybrid araç ile engelleyebileceklerini, bu konuda öncü olabileceklerini söylüyor.
Konuşması boyunca yeşil ottan beyaz sütün oluşumunun bereketine ve tarımdaki tek düzenli gelirin sütçülük oluşuna, sütçülüğün bir yaşama biçimi olmasına ve doğayla iç içe bir hayat sunmasına, katma değer yaratırken sermaye birikimi de sağlamasına, ineklerin yavrulayarak zenginleşmeye katkı sunmasına kadar pek çok konuya değindi Yılmaz.
En önemli konunun ise İnsan Kaynakları olmasının altını özellikle çizdi.
Üreticinin mutluluğu kadar tüketicinin mutluluğuna da önem vermek böyle bir şeydi.
Muharrem Yılmaz yaptığı konuşmasının ardından İstanbul, Bursa ve Aksaray’daki gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Sorulan sorular üzerine yabancı sermayeyle ilgili herhangi bir girişimin söz konusu dahi olmadığını, yoğurda sahip çıkacaklarını, Aksaray’a daha çok yatırım yapacaklarını ve kapasiteleri arttıracaklarını, Bingöl'le ilgili söz verdiklerini, geçtiğimiz dönem yaşanan tatsız olayların kendisini ne kadar üzdüğünü ve yapılan haksızlıklara sessiz kalmayacaklarını, tüm yasal haklarını kullanacaklarını söyledi.
Konuşma arasında 40 yıllık SÜTAŞ'ın bir 40 yıl daha hatırı olması adına tüm basın mensuplarına kahve servis edilmesi esprili ve zarif bir düşünceydi.
Gururla dinlediğimiz bu konuşmanın ardından salondan ayrılırken bir fotoğraf almayı da ihmal etmedik elbet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder