1 Ağustos 2024 Perşembe

62. Uluslararası Bursa Festivali'nin Ardından

Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası
Pandemi dönemi hariç hiç ara vermeden gerçekleşen Uluslararası Bursa Festivali'nin altmış ikincisinde, sadece Kültürpark Açıkhava'ya sıkışmayan, Bursa'nın ilçelerine de yayılan bir program izlendi. Bursa Büyükşehir Belediyesi adına BKSTV tarafından Atış Grup sponsorluğunda düzenlenen 62. Uluslararası Bursa Festivali'nde, birbirinden değerli sesler ve gruplar Osmangazi, Yıldırım, Balat, Mustafakemalpaşa, Kestel ve İznik'te verilen konserlerde halkla buluştu. 

Biletler satışa çıkar çıkmaz seçtiğim birkaç programın biletlerini aldım. Biletini almadığım bazı programları ise basın davetlisi olarak izledim. Merinos AKKM, Merinos Park ve Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konserleri adeta hiç kaçırmadım. Gidemediklerimi de sosyal medyadan ve haberlerden takip ettim.
Restorasyonun ardından ilk kez bir etkinliğe ev sahipliği yapan İznik Antik Tiyatrosu’nda sergilenen “Bedreddin Oratoryosu”nu izleyemediğime üzüldüm. İznik'e gitmek bir şey değildi ancak konser sonrası İznik'ten dönmek bir şeydi. O yüzden tercih etmedim.

Açıkhava'daki konserler belli bir dolulukta geçti. Fatih Erkoç, Şevval Sam, Nükhet Duru, Bekir Ünlüataer, Ahmet Özhan gibi isim yapmış sanatçılar Bursalı hayranları tarafından yalnız bırakılmadı. İlçelerde verilen konserlere 36. Uluslararası Altın Karagöz Halk Dansları Yarışmacıları eşlik etti.
Benim gördüğüm kadar, Dedublüman konseri hariç, hiçbir konserde tüm koltuklar dolmadı. Merinos Park'ta izlediğim Hayko&Ceza&Mercan Dede "Best Of Genres" konseri ise, Dedublüman konseri misali, gençler tarafından büyük ilgi gördü. BKSTV Instagram hesabından gördüğüm kadarıyla "Büyük Ev Ablukada", Merinos Park'ta festivale layık bir kapanış konseri vermiş. 

Koltukların dolmamasında festivalin yaz ortasına denk gelmesi ve bilet fiyatlarının yükseklerde seyretmesi etkili olmuş olabilir diyecektim ama fiyatları, festival kapsamında olmayan konserlerin bilet fiyatlarıyla kıyaslayınca, "fiyat yüksekliği" fikrimi geri aldım. Sponsorlar yükün bir bölümünü üstlenmiş olmasa bu konserler bu rakamlara izlenemezdi. Ayrıca bazı konserler ücretsizdi. Sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla, birkaçı dışında, onlara da katılım beklendiği kadar yüksek değildi.

5 Temmuz 2024 - 31 Temmuz 2024
* 62. Uluslararası Bursa Festivali, Naci Özgöç şefliğindeki Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ve Siudy Garrido Flamenko Topluluğu ile başladı. O gece Merinos Park'ta, açık havada, dans ve müzik dolu, son derece estetik bir gece yaşandı.. 
Siudy Garrido Flamenko Topluluğu
* İzlediğim ikinci konserde gecenin solisti olan Şevval Sam, Pera Filarmoni Orkestrası ile Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda sahne aldı. Orkestra şefi İbrahim Yazıcı ile tatlı sohbetleri, berrak sesi, özenli kıyafetleri, sahnede adeta bir kelebek gibi uçuş uçuş dolanışı, izleyici ile kurduğu bağ, beden dili ve göz teması, kendine el sallayan herkese el sallayışı, izleyici arasına dalıp bütün Açıkhava'yı tavaf edişi hepimizi kendisine bir kez daha hayran bıraktı. Bu hayranlıkta izleyici yalnız değildi. Şef başta olmak üzere orkestradaki her müzisyen de Şevval Sam'ı hayranlıkla izledi. 
Orkestra ise başlı başına hayranlık vericiydi.
Şevval Sam & Pera Filarmoni
* Fatih Erkoç ve Kerem Görsev Trio, "Jazz Project" ile festivaldeydi. Trio'nun içinde bir hemşehrimiz, Bursalı baterist Ferit Odman da vardı. Vokalde Bursa'nın eniştesi Fatih Erkoç, davulda Bursa'nın öz evladı Ferit Odman, piyanoda Kerem Görsev, Kontrbasta Volkan Hürsever, karşılıklı atışmaları ile hepimizi cazın büyülü dünyasına çekti. Odman'ın takip edemediğimiz adeta uçan bagetleri, zaman zaman depara kalkışları, sololardaki başarısı ve her daim gülen yüzü, başarısının ardında yatan tutku ve emeği gösteriyordu.
Fatih Erkoç & Kerem Görsev Trio
* Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne alan Ahmet Özhan, altmış iki Bursa Festivali'nin kırkında sahnede olduğunun altını çizdi. Özhan'ın seslendirdiği ilahilere semâzenler ve bir vokal grubu eşlik etti. Onun sesinden dinleyip sevdiğimiz Türk Müziği eserlerine ise yer vermedi.
Ahmet Özhan
* Daha önce hiç dinlemediğim, festival broşüründe ismi dikkatimi çektiği için izlemeye gittiğim ve çok beğendiğim Türkçe Alternatif Rock Müzik Grubu Dedublüman, herhalde festivalin Açıkhava'yı lebalep dolduran tek grubuydu. Dedublüman sözcüğünün anlamı nedir diye merak edip araştırdığımda, bir kişinin aynı anda aynı yerde iki farklı bedene sahip olması demek olduğuna rastladım. Telaffuzu zor bir sözcük olan Dedublüman, bir ruhçuluk terimi imiş. Bedenli bir varlığın, bedenindeki maddeleri demateryalize etmesi, onu farklı bir biçime sokması ve başka yerlerde yeniden ortaya çıkarması anlamı taşıyormuş.
Dedublüman
O gece vokal ve gitarda Mustafa Yavuz, yaylı enstrümanlar, ut ve perküsyonda Besim Talı, piyanoda ve gitarda Hazar Altın, basgitarda Kıvanç Kumlu, davulda Kurthan Sarpkaya (konserin başında davulu patlattı) ve klarnette Çağrı Çelik’ten oluşan kadro, “Firuze”, “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” ve “Gamzedeyim Deva Bulmam” gibi eserleri kendilerine has yorumlarıyla söyledi. O şarkıları bildiğim için şarkılara eşlik etmek keyifli oldu. Gençlerin ezbere bildiği “Belki”, “Sen Bilemezsin”, “Çözemezsin” ve “Sakladığın Bir Şey” şarkılarını konser öncesi Spotify'da dinlemiştim. Evet, güzel söylüyorlardı. Tesadüf bu ya, konsere gitmek için aracıma biner binmez radyoda bu şarkılardan biri çalmaya başladı. Eğer ki Dedublüman grubunu öğrenmiş olmasaydım, ben o şarkıyı Duman'dan dinlediğimi düşünecektim. 
* Nükhet Duru ve Pow Trio Cenk Erdoğan, "Nünü Caz Söylüyor" sloganıyla sahnedeydi.  Ancak cazı daha çok müzisyenler yaptı. Nünü ise, Melankoli, Ben Gene Sana Vurgunum, Beni Benimle Bırak gibi klasikleşmiş şarkılarını en klasik halleriyle seslendirdi. Kapanışı da "Mahmure" ile yaptı. Nükhet hanım kıyafeti ile epey şıkır şıkırdı ancak bu şıkırtı ona buram buram ter olarak döndü. Ha bir de; sıcaktan olsa gerek, fıkır fıkırlığı biraz havada kaldı. Yine de Nünü bizim Nünü'ydü. 
Nükhet Duru & Pow Trio Cenk Erdoğan
Duru, Bursa’nın kendisi için öneminin bir başka olduğunu, çocukluğunun Bursa’da geçtiğini, Bursa’ya sevdasının daha dört yaşında başladığını, Bursa deyince aklına yuva geldiğini, Bursa'da kendini diğer şehirlerden daha fazla güvende hissettiğini söyledi. O böyle söylerken, hangi şehre giderse kendini o şehrin hemşehrisi ilan eden siyasetçiler ve boyunlarına atılan şehrin futbol kulübü kaşkolü gibi görüntüler geçti zihnimden. Hepsini kovaladım...
* Türkiye’de ilk kez sahne alan İrlandalı Celtic Legends grubu, dakikalarca süren topuk dansı ile büyük alkış aldı. Dansları olduğu kadar kıyafetleri, müzikleri ve enstrümanları kültürlerinin bir yansımasıydı. 
Celtic Legends
* İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası, Merinos Park'ta verdiği konserde izleyiciyi 70'lerden 90'lara uzanan müzikal bir yolculuğa çıkardı. Hep sevdiğimiz, hep bildiğimiz şarkılardan oluşan bu repertuara daha yüzlerce şarkı eklenebilirdi. Kısıtlı zaman içinde birkaç örnekle geçildi yıllar. Bu şarkılarla gülünmüş, bu şarkılarla ağlanmış, bu şarkılarla eğlenilmiş, bu şarkılarla hüzünlenilmişti. Saymak için bolca parmak isteyen yıllardı... 70'ler ve 90'lar iz bırakmıştı ancak ülkenin içinden geçtiği zorlu zamanlardan olsa gerek, 80'ler sanki biraz zayıftı. 
İBB Kent Orkestrası
* Türk Sanat Müziği'nin güçlü sesi Bekir Ünlüataer, Bursa Festivali'ne Zeki Müren şarkıları ile gelmişti. Beklenen Şarkı, Manolyam, Gece Kirpikli Kadın, Zehretme Hayatı Bana Cânânım, Bir Demet Yasemen, İnleyen Nağmeler, Geceler ardı ardına söylendi. Geceler şarkısını bilen bilir, Ünlüataer işte o 'Geceler'i sahnenin bir ucundan bir ucuna öyle bir çekti ki, geceler daha da böyle çekilmez dendi. Ünlüataer'in sempatik hallerinin yanında, bir başka "beklenen" şarkıda kendisinin romantik yanını gördük. 
Önce dans dersi aldığı eğitmeni, sonra da eşi olan Elif Ömüriş ile Aşk Masalı şarkısında ettiği dans, dansın sonunda eşinin dudaklarına kondurduğu buse ve birbirlerine olan sevdalı bakışları seyirciyi tabii ki ateşledi. 
Bekir Ünlüataer
Bir insanın bir insana olan sevgisini kendisine saklamaması, göstermesi ve eşini onurlandırması ne kadar kıymetli ve ne kadar güzel bir örnekti. Bu arada, Bursalı çello sanatçısı Tuğberk Çelikkol da enstrümanı ile sahnedeydi. Devlet Klasik Türk Müziği Topluluğu Sanatçısı Nalan Höke Turan da konseri ön sıradan izleyenler arasındaydı.
* Mercan Dede, Ceza ve Hayko Cepkin bir araya gelince neler olmaz ki! Merinos Park'ta işte üçü bir araya geldi ve yer yerinden oynadı. Konserde ilk olarak sahne alan Mercan Dede'ye semazen eşlik etti. Lakin bu semazen Ahmet Özhan'ın ardında dönen semazenlere benzemiyordu. Işık ve sesler arasında öyle bir dönüyordu ki, dünya, ay, gezegenler, atomun çevresinde durmaksızın dönen elektronlar ile izleyiciyi zerreden evrene, evrenden âlemlere ulaşan bir yolculuğa çıkartıyordu. 
Hayko Cepkin
Daha sonra sahneye Ceza çıktı, ardından da Hayko Cepkin. Arkada sosyal içerikli görseller, sahnede ışıklar, alev topları, Hayko'nun gırtlak sesi, Ceza'nın dur'suz sözleri, Mercan Dede’nin ney'i... Festivalin en unutulmaz konserlerinden birini izlemiştik.
* Kültürpark Açıkhava'dan Merinos AKKM Osmangazi Salonu'na alınan Zuhal Olcay, Güvenç Dağüstün ve Burçin Büke ile "Şair Şarkıları" konseri, Dağüstün'ün daha çok, Olcay'ın daha az söylediği bir konser oldu. Karacaoğlan'dan Nâzım'a, Yahya Kemâl Beyatlı'dan  Attilâ İlhan'a, Turgut Uyar'dan Özdemir Asaf'a, Konstantinos Kavafis'ten William Shakespeare'e kadar pek çok şairin bestelenmiş şiirlerini şarkı formunda dinledik. Şairlerin dizelerine uygun, sakin, dingin, zaman zaman hüzünlü bir konserdi.
Burçin Büke & Güvenç Dağüstün & Zuhal Olcay
* Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin 1994-1999 dönemi Belediye Başkanı olan Erdem Saker hemen hemen her konsere gelerek ön sırada kendisine ayrılan yere oturdu. Her programı sonuna kadar izledi. İBB Kent Orkestrası konseri öncesi kısa bir sohbet ettik. Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası'nın kuruluş öyküsünü anlattı. Uludağ Üniversitesi, Ayhan Kızıl, Hikmet Şimşek ve Erdem Saker Bursa için ne büyük bir oluşum başlatmış ve Bursa'ya ne kıymetli bir miras bırakmışlardı.
* Merinos Park'taki konserlerde sahne, çimenler üzerine kurulan platformda, izleyiciler ise düz zemine yerleştirilen sandalyelerde olduğu için, sahneyi görebilme konusu biraz sıkıntılı oldu. 
* Amfitiyatro misali mekânlar izleyici için daha performanslı oluyor. O yüzden Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu bu konuda daha başarılı. Mekânın içi geçtiğimiz yıllarda yenilenmişti, bu da konforu artırmış. Ses sistemi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Özellikle de Bekir Ünlüataer konserinde ses sistemi epey sorunluydu. Yan bloklara neredeyse hiç ses gitmemiş.
* Konserler hiçbir zaman saatinde  başlamadı. İzleyiciler hiçbir zaman tam saatinde salonda olmadı. En ortada oturan şahıs en geç gelen şahıs olup, bulduğu yere oturmak yerine, numaralı koltuğuna ulaşmak için onca kişiyi kaldırınca, hem ayağa kalkanların hem de arkadaki izleyicilerin canı epeyce sıkıldı. 
* Hani olmaz ya; konser-tiyatro biletleri alınırken (üniversite sınavları için form doldururken sorulduğu gibi) boy ve kilo belirtilse de koltuk numarası ona göre belirlense iyi olmaz mı? Sağınıza solunuza sizi sıkıştıran tombul, önünüze de görüşünüzü kapatan iri kıyım birileri oturunca işler hiç kolay olmuyor da...
* Merinos Park'taki konserlerde insanlar niyeyse panayır alanında ya da köy düğününde gibi bir o yana bir bu yana sürekli hareket halindeydiler. 
* Zuhal Olcay, Güvenç Dağüstün, Burçin Büke hariç, izlediğim tüm sanatçılar seyircinin "Bir daha, bir daha!"larına kayıtsız kalmadı ve muhakkak bir ya da iki parça ile izleyicinin gönlünü hoş etti.
* 5 Temmuz'da başlayan Festival, 31 Temmuz itibarıyla sona erdi. İzlediklerim olduğu kadar izlemediklerim de vardı.
* Duble Salih, No Land, Feride Hilal Akın, Gülcan Altan, Ramazan Sesler, Bedrettin Oratoryosu, Bülent Ortaçgil-Kadın Sesi Değmiş Şarkılar/Zuhal Olcay-Ceylan Ertem-Jehan Barbur-Dilek Türkan, Anna Maria Jopek, Berlin Europe Orkestrası-Erdal Akkaya, Emel Mathlouthi, Şenay Lambaoğlu, Büyük Ev Ablukada, Köfn, Aziza Mustafa Zadeh ve Erkan Oğur-Coşkun Karademir-Derya Türkan konserleri izleyemediklerim olarak kaldı.
* Festival boyunca toplu taşımanın daha geç saatlere kadar devam etmesini isterdim. Mesela, Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması'nın final gecesi o kadar uzun sürdü ki, araçsız gelen insanlar yarışmanın sonunu göremeden Açıkhava'dan ayrılmak zorunda kaldılar. Sair konserler 00:59 öncesi sona erdi. Yine de insan konser sonrası Kültürpark içinde iki bardak çay içip konseri sindirmek, arkadaşlarıyla iki lafın belini kırmak isteyebilirdi. Koşa koşa ayrılmak ânın ruhuna aykırıydı.
* Devasa ağaçlarıyla Reşat Oyal Kültürparkı 1955'teki açılışından sonra bize emanet edilen, Bursa şehri içinde pırıl pırıl parlayan bir mücevher. Hemen yanındaki Atatürk Stadyumu yıkılıp yerine içinde tek bir ağaç olmayan Millet Bahçesi yapıldığında içim bir ürpermişti. Acaba bir gün Kültür Park da…
Reşat Oyal Kültür Parkı
Bursa Millet Bahçesi
Uluslararası Bursa Festivali'nin daha uzun yıllar devam etmesini dilerken, yıllardır festivale destek veren kurum ve kuruluşların dışında da sanayisiyle öne çıkan Bursa'da güçlü kişiler, güçlü şirketler mevcut. Onları da taşın altına el koymaya davet ediyorum. Malum, bir şehrin medeniyeti binalarının çokluğu ve yüksekliği ile değil, şehrin kültür ve sanat anlayışı ile ölçülür.
1 Ağustos 2024 / C.E.Y.

(Yazımın içindeki bazı fotoğraflar Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın Servisi’nden gelen fotoğraflardandır.)
62. Uluslararası Bursa Festivali’nde çektiğim fotoğraf ve videolardan oluşturduğum albüm için tıklayınız.

Bursa Festivali üzerine yazdığım birkaç yazı:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder