12 Ağustos 2024 Pazartesi

'Karanlık Gökyüzü Parkı'ndaki Uzaylılar

Türkiye’nin ilk ‘Karanlık Gökyüzü Parkı, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından İnegöl ilçesi Başalan Yaylası’nda hizmete açıldı. İki gün boyunca birçok etkinliğin yapıldığı alana gelen astronomi meraklıları gökyüzünü de çıplak gözle izleme fırsatı buldu.
Açılış gecesi ben de oradaydım. Merinos İstasyonu'ndan 19:00'da hareket eden basın aracındaki birkaç arkadaşımızla birlikte Başalan Yaylası'na vardığımızda gündüz programları olan güneş saati, model uçak, teleskop aynası yapımı, takımyıldızı dürbünü atölyeleri, drama ve oyun etkinlikleri, vaka çalışmaları ve müzik dinletisi çoktan sona ermiş; dünyanın "ışıklı" kentleri, fotoğraflar eşliğinde anlatılıyordu. Daha sonra Bursa Karanlık Gökyüzü Parkı'nın kurulmasının ardındaki sivil toplum gücü olan Bilim ve Amatör Astronomi Kulübü BAAK üyeleri "yeryüzü, gökyüzü, canlılar ve ışık" üzerine bir sunum yaparak ışık kirliliğinin canlı hayat üzerindeki negatif etkisini anlattılar. Ardından Karaoke ve astronomi üzerine sohbetler yapıldı. 
Bilim ve Amatör Astronomi Kulübü BAAK
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey gelene kadar dijital yarışmalar ve sunumlar yapıldı. İki gün bir gece sürecek etkinlik için çadırını alıp gelenler vardı. Ebeveynleri sayesinde alanda geceleyecek olan çocuklar şimdiden gökyüzü ile tanışıyordu.
Bozbey ve ekibinin alana gelişi biraz gecikti. Onlar geldiğinde sahnede sunum vardı. Sunumu ilgiyle dinleyen Bozbey, sunumun ardından sahneye gelerek açılış konuşmasını yaptı. Bozbey, “Sadece astronomi meraklılarını değil, doğaseverleri, fotoğrafçıları, şehir hayatının koşuşturmacasından uzaklaşmak isteyen herkesi Karanlık Gökyüzü Parkı’na bekliyoruz” dedi. 
Bozbey konuşmasında, hayatı hızlandıran koşuşturmacalar, teknolojideki gelişmeler, yeni aletler, cihazlar ve alışkanlıklar sebebiyle varlığı bilinen şeyleri dahi göremez hale geldiğimizi, cep telefonlarına bakmaktan dostlarımızı, başkalarının paylaştığı manzaraları izlemekten kendi çevremizi göremediğimizi söyledi. Başkan Bozbey, “En çok da yıldızları göremez olduk. Samanyolu’nun varlığını her çocuk bilir. Ama kaç çocuk ve yetişkin Samanyolu’nu gördü acaba? Adlarını ezbere bildiğimiz yıldızları en son ne zaman izlediğimizi hatırlamayız. Ya da izledik mi? Bunun için parkımızı, Türkiye’nin ilk karanlık parkı olarak hizmete açıyoruz.” dedi. Bozbey konuşmasında bu çalışmaların yeni başlamadığını, Türkiye’de ilk defa Nilüfer Belediyesi’nin başlattığı ışık kirliliği haritalarının bu parkın açılmasına vesile olduğunun altını çizdi. 
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey
(Bilim ve Amatör Astronomi Derneği ve Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin de katkılarıyla ortaya konan değerler çerçevesinde Başalan Yaylası’nda karar kılınmış. Bursa Işık Kirliliği Haritası Projesi kapsamında, Bursa’nın binden fazla noktasında ışık kirliliği ölçümleri yapılmış. Yapılan ölçümler neticesinde Karanlık Gökyüzü Parkı için Bursa’nın İnegöl ilçesinde 60.000 m² olan Başalan Yaylası belirlenmiş. Söz konusu alanın gökyüzü gözlemi için ideal olan 21,20 kadir değeri sahip olduğundan dolayı yaylada, Türkiye'nin ilk Karanlık Gökyüzü Parkı'nın kurulması kararlaştırılmış.)
Bozbey konuşmasının sonunda bu konuda kendilerine destek olan, katkı sunan paydaşlara, çalışma arkadaşlarına, bilim insanlarına, İnegöl Belediyesi’ne ve önceki dönem belediye başkanına teşekkür etti ve "Bizler de göreve gelir gelmez buradaki çalışmaları anbean takip ettik ve 3 ay gibi kısa sürede hizmete açtık. Sadece astronomi meraklılarını değil, doğaseverleri, fotoğrafçıları, şehir hayatının koşuşturmacasından uzaklaşmak isteyen herkesi Karanlık Gökyüzü Parkı’na bekliyoruz” dedi.
Bozbey'in konuşmasının ardından topluca açılış kurdelesi (23:45) kesildi. Kamp alanında kalanlar ise kalabalığın gidişinin ardından kamp alanındaki tüm ışıkları kapatarak gökyüzünü (bulutlar izin verdiği kadar) Perseid göktaşı yağmurunu izlemeye koyulacaktı.
Ben ise kurdele kesimi biter bitmez Bursa'ya dönmek üzere bizi getiren minibüsün olduğu yere gittim. Gittim ki minibüs çoktan alandan ayrılmış. Telefonlar çekmediği için haberleşemiyorduk. (Vodafone ve Telekom hizmet getirmiş ancak ikisi de ara ara çekiyordu. Turkcell ise hizmete yanaşmamış.) Gelirken, saat 23:00 gibi minibüsün yanında buluşuruz demiştik. Ancak Bozbey'in gelişi geç olunca ve konuşmalar uzayınca, minibüsün olduğu yere gidişim 23:00'ü geçti. Basın mensubu olarak kimse 'açılış'ı görmeden sahadan ayrılmaz diye düşünmüştüm. Yanılmışım... Beni bırakıp gitmişlerdi.
İnsanları yaylaya çıkartan üç otobüsten Bursa'ya giden otobüse binerek Merinos İstasyonu'na vardım. Cumartesi geceleri yarım saat arayla sabaha kadar çalışan metro sayesinde evime vardığımda saatler 02:00'yi gösteriyordu.
İşin garibi; ne o gece, ne sabah, ne de şu ana kadar beni arayıp eve sağ salim dönüp dönmediğimi kontrol eden kimse olmadı. Belki orada bir yerlerde düşmüştüm, belki kalp krizi geçirip bir yerde yığılmıştım, belki (olmaz ya) bir ayı tarafından kaçırılmıştım. Sorumluluk sahibi bir insan getirdiği insanların akıbetlerinden de sorumlu olmalıydı. 

"Proje Kimin?" Tartışması!
Bursa Büyükşehir Belediyesi, yaklaşık 10 yıldır bekleyen projenin Mustafa Bozbey’in göreve gelmesiyle hızla tamamlandığını duyurdu. Ancak (haberlerde gördüğüm kadar), Büyükşehir eski Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bu iddiaya itiraz etti ve projenin büyük bir kısmının kendi döneminde tamamlandığını belirtti. Aktaş, 2019 yılında IDA’ya (International Dark-Sky Association) yapılan başvuru ile Bursa’nın Türkiye’deki ilk akredite Karanlık Gökyüzü Parkı’nı hayata geçirme çalışmalarının başladığını ve 2021 yılında projenin %90 oranında tamamlandığını belirtti. Alinur Aktaş’ın açıklamalarına göre, proje kapsamında Bursa’nın 1050 farklı noktasında karanlık ölçümleri yapıldı ve Başalan Yaylası, yeryüzünden gökyüzüne en az ışık yansıyan yer olarak tespit edildi. Aktaş, “Başalan Yaylası’nın Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan uzun süreli kiralanması ile Karanlık Gökyüzü Parkı akreditasyonu için gerekli altyapının oluşturulmasına başlandı. Bu süreçte yapılan çalışmaların büyük kısmı, benim başkanlık dönemimde tamamlanmıştır” ifadelerini kullandı.
Önemli olan projenin kimin olduğu değil, hayata geçip geçmediği değil midir? Devlette esas olan devamlılıktır. Senlik-benlik olmaz. Uzaydan bakınca son derece anlamsız görünen kayıkçı kavgası misali lüzumsuz tartışmalara çanak tutulmaz. Uzun soluklu işlerde birine başlamak düşerse, bir diğerine bitirmek düşer. Başlatana da bitirene de teşekkür edilir (ki Bozbey, isim kullanmasa da, etti). Devlet işi şahsileştirilemez.

Küçük Prens'in Dünyası
Kavgaları dünya yüzünde bırakalım ve biz Küçük Prens ile birlikte gökyüzüne çıkalım. Hiçbir çiçek koklamayan, gökyüzüne hiç bakmayan, hiç kimseyi sevmeyen insanlara kızgındı Küçük Prens. Hayatta neyin önemli neyin önemsiz olduğunu birbirine karıştırıyordu o insanlar hep. Küçük Prens gezegenleri süpürüyor, gezegenden gezegene dolaşıyor, yıldızlardan dünyamıza bakıyor ve sürekli sorguluyordu. 
Küçük prens Dünya'ya geldiğinde hiç kimseyi görememesine çok şaşırdı. Yanlış gezegene geldiğini düşünüyordu ki, kumun üzerinde altın gibi parıldayan ayışığı rengindeki yılanı gördü.
"İyi akşamlar," dedi nazikçe.
"İyi akşamlar," dedi yılan.
"Bu geldiğim gezegenin adı ne?" diye sordu küçük prens.
"Dünya," diye yanıtladı yılan. "Burası da Afrika."
"Ya! Demek Dünya'da hiç insan yaşamıyor?"
"Burası çöl. Çölde insan olmaz. Dünya çok büyüktür," dedi yılan. Küçük prens bir taşın üstüne oturdu, bakışlarını gökyüzüne çevirdi.
"Acaba," diye söze başladı. "Günün birinde hepimiz kendi yıldızımızı bulalım diye mi hepsi böyle birbirinden uzak. Örneğin, şu benim gezegen. Tam üstümüzde, ama ne kadar uzak!"
"Çok güzel," dedi yılan. "Seni buralara getiren nedir?"
"Bir çiçekle sorunlarım vardı," dedi küçük prens.
"Ya!" dedi yılan.
İkisi de sustular. Sonunda küçük prens, "İnsanlar nerede?" diye söze başladı. "Çölde insan çok yalnız hissediyor kendini..."
"İnsanların arasında da yalnızdır insan," dedi yılan.
Küçük prens uzun uzun ona baktı.
"Sen komik bir hayvansın," dedi. "Parmağım kadar kalınlığın..."
"Ama bir kralın parmağından bile daha güçlüyüm," dedi yılan.
Küçük prens gülümsedi.

Hepimiz Uzaylıyız!
Büyük şehirlerde yaşayan insancıklar olarak bizler de, ucu bucağı olamayan bir sonsuzlukta dönüp duran mavi küremizden başımızı yukarıya kaldırıp, gökyüzüne bakmayı unutur, telefonların mavi ışığından ayrılamaz olduk. 2023 Temmuzunun ortasında Datça'da günlerce elektrik kesildiğinde, o karanlıkta bahçede oturup gökyüzüne bakarken üzerimizden geçen Starlink uydularını çıplak gözle görmüştük. Onlar hep üzerimizden geçiyorlardı ancak şehrin ışıklarından görünmez oluyorlardı. Ayrıca mehtap harici aklımıza gökyüzüne bakmak da gelmiyordu. 
Hem gezegenlerden en yaşanabilir olanında yaşamak, hem milyarlarca yıldır yıldızlar arasında yolculuk yapmak, hem de bunu çok normal bir şey sanmak ve bu azametin farkında olmamak da insanın gafleti olsa gerek.
Gökyüzü şifahanesinde şifalanmak, düşünmek, akletmek, farkına varmak varken...
Oysaki Vincent Van Gogh, yaptığı Yıldızlı Geceler tabloları ile dünyanın ne kadar farkında olduğunu anlatıyordu insanlara. Onun çalışmalarında dünyayı aydınlatan ışık, güneş, ay ve yıldızlardı. İç mekân tasvirlerinde de tavandan sallanan ışıklar yine ön plandaydı. Resim, fotoğraf, heykel gibi sanat dalları için ışık her zaman çok önemliydi.
Neyse ki gaflet içinde olmayıp, Van Gogh gibi başını yukarıya kaldırıp, gökyüzüne bakan uzaylılar da az değildi.
Göğe bakıp bakıp, "Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?" diye sorgulayan Hayyam gibi mesela. Astrolojiden yola çıkıp astronomiye ulaşan, astronomi bilimi ile uzak gezegenlere yolculuk yapan uzay programları mesela. 

Gökyüzüne bakanlara biz de şöyle bir bakalım:
SSCB tarafından 4 Ekim 1957'de yörüngeye oturtulan ilk uzay aracı Sputnik 1, 3 Kasım 1957 tarihinde fırlatılan Sputnik 2 uzay aracının yolcusu köpek Layka, 12 Nisan 1961'deki Sovyet uzay programı Vostok 1 ile uzaya ilk insanlı uçuş, ABD'nin Apollo 11 misyonu kapsamında 20 Temmuz 1969'da Ay'a yolladığı uzay aracı ve Ay'a ayak basan ilk insan Neil Armstrong, 12 Nisan 1981 ile 8 Temmuz 2011 arasında 135 kez gidip gelen Uzay Mekiği, bu program dahilinde 28 Ocak 1986 tarihinde yaşanan Challenger Uzay Mekiği kazası, 29 Temmuz 1958'de kurulan NASA, 1993 yılında oluşturulan Mars Keşif Programı, 2002'den bu yana hayatımızda olan SpaceX ve tabii ki SpaceX'in CEO'su Elon Musk.
(Bu arada Astroloji sevenler hâlâ daha yıldızlara bakarak "geleceği öğrenme" peşinde. Roadster'ı alan Üsküdar'ı geçti haberleri yok!)
Gözünü dünyadan yıldızlara çevirenlere dev teleskoplarla gökyüzünü izlemek yeterli olmaz ve uzayı uzaydan izlemek isterler. Çünkü zemine dayalı teleskoplar ışık kirliliği ve elektromanyetik radyasyonun bozulması (ışık titremesi) gibi birçok soruna maruz kalır. Buna ek olarak morötesi frekansları, X ışınları ve gama ışınları Dünya atmosferi tarafından engellenir. Uzaya çıkınca bu sorunlar ortadan kalkar. O yüzden bilim insanları tarafından 1946'den bu yana; ismi Amerikalı astronom Edwin Hubble'ın anısına verilen, Nisan 1990'da STS-31 görevi esnasında Uzay Mekiği Discovery tarafından Dünya etrafındaki yörüngesine taşınan Hubble Uzay Teleskobu (HUT), eskiyen Hubble Uzay Teleskobu'nun kısmen ardılı olacak şekilde planlanan, NASA öncülüğünde ve ESA ile CSA'nın desteğiyle geliştirilen, Aralık 2021'de fırlatılan ve Ocak 2022'de yörüngesine giren, uzaya gönderilmiş en güçlü ve, kızılötesi astronomiye yönelik bir uzay teleskobu olan James Webb Uzay Teleskobu (JWST) gibi uzay teleskopları geliştirilir.

Işık Kirliliği 
Elektrik sayesinde ışığımız var ve yolumuzu, evimizi, işimizi aydınlatıyoruz. Elektriğin bulunuşu bir devrim, lakin ışığın fazlasını istemiyoruz. Doğru aydınlatma tesadüf değil tasarımdır diyor bilirkişiler. Işık kirliliği göğün güzelliğini bizden saklıyor. Güneş ve Ay ile hareket eden canlıların ise yaşam yolculuğunu şaşırtıyor. 
isikkirliliği.org sayfasında yer alan tanıma göre Işık Kirliliği: "Yanlış yerde, yanlış miktarda, yanlış yönde ve yanlış zamanda ışık kullanılmasıdır. Işığın istenmeyen ya da gerekmeyen yeri aydınlatması hem rahatsız edici ışık hem de boşa giden enerji demektir. Gözün alışık olduğu aydınlatma düzeyini aşan ışık, gözün görme yetisinin bozulmasına, nesnelerin görünürlüğünün kaybolmasına ve gece yol ve çevre güvenliğinin olumsuz etkilenmesine neden olur. Gökyüzüne doğru yayılan yapay ışık, atmosferdeki toz ve moleküller tarafından her yöne saçılıyor ve gökyüzünün fon parlaklığını artırıyor; gökyüzünün doğal güzelliği ve yıldızlar kayboluyor. Işık kirliliği, gecenin doğal karanlık düzeyini bozduğu için, doğal yaşamı (hayvanlar, bitkiler, doğal çevre) da olumsuz etkiliyor."
****
Yazıya Sezen Aksu'nun sözlerini yazıp Sertap Erener'in seslendiridiği "Masal" şarkısının dörtlükleriyle veda edelim o zaman:

Geceye açar akşam sefaları,
Ölüme benzer güne vedaları.
Deli dolu bir macera, bir şölen, bir düğün,
Kadere kısmet narin hayatları.

Işığa uçar bütün pervaneler,
Ateşe giderken ne şahaneler.
Dönerek acıyla aşkla şu alemi,
Yana yana raks eder divaneler.

Perseid Meteor Yağmuru bu akşam Tuzaklı'da
Osmangazi Belediyesi, 12-13 Ağustos tarihleri arasında Tuzaklı Köyü’ndeki piknik alanında ücretsiz olarak Perseid Meteor Yağmuru gözlem etkinliği düzenliyor. Yılda sadece 8 kez gözlemlenebilen ve 12 Ağustos gecesi en yoğun anına ulaşacak olan Perseid Meteor Yağmuru, Swift-Tuttle Kuyruklu Yıldızı’ndan ayrılan kayaç ve toz parçalarından oluşuyor.
Saat 18:00’de başlayacak etkinlikte, uzman astronomlar gezegenler ve takımyıldızları hakkında bilgi verecek ve teleskopla gözlem yapma fırsatı sunulacak. Etkinlik 13 Ağustos Salı günü saat 06:00’ya kadar devam edecek.
Araçsız katılımcılar için Osmangazi Meydanı’ndan otobüs seferleri düzenlenecektir. Etkinliğe otobüs ile katılacakların Osmangazi Belediyesi adresinden kayıt yaptırmaları gerekmektedir.
12 Ağustos 2024 / C.E.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder