30 Aralık 2021 Perşembe

Saydım, 2021 Yıl Oldu

İki nefes arasında yaşanan ömür her nefes alışta tükenirken, anne rahmine düştüğü an atmaya başlayan kalp bir an bile duraklamadan varış noktasına koşarken, milyarlarca ama milyarlarca yıldır sayılmayacak kadar canlıya hayat veren dünya ayakta kalmış, doğanları yaşatmış, ölenleri bağrına basmışken, dünya döne döne yaptığı uzun yolculuktan değil de insan denen canlının verdiği hasarı telafi etmekten bitap düşmüşken, bu yolculuğun sadece 2021 yılını sayıldığı, buna da "yılbaşı" dendiği kutlamalar bu yıl yine yapılacak.
Kimi evinde PTT ile, kimi ailece, kimi eş, dost, arkadaş ile neşe içinde, kimi kim bilir hangi tenhada bir başına, kimi kim bilir hangi kalabalıkta bir başına, kimi vazifesinin başında, kimi sokaklarda ekmeğinin peşinde, kimi ağlaya, kimi güle girecek 2022'ye.
Kimi doğacak, kimi ölecek o saatlerde.
Kimi bembeyaz kundağa sarılacak, kimi bembeyaz kefene.

Ortalama 80 yılbaşı görüyor insan ömrü hayatında. İlk beş yılını hatırlayamadığını, son birkaç yılını da sağlıklı yaşayamadığını varsayarsak, sadece 70 kez "Mutlu Yıllar" diyor birbirine.
Sadece 70 kez...
Çok da değilmiş, değil mi?
Kaç kez "Mutlu Yıllar" dedim diye düşündünüz mü hemen?
Sonra da, daha kaç kez "Mutlu Yıllar" diyebileceğinizi hesap ettiniz mi?
Kaçtan kaç çıktı kaç kaldı?
Hesabınız doğru. Hayatınız çıkanlarla kalanların toplamı.

Mutlulukla, hevesle, heyecanla, kutlamalarla, dileklerle, temennilerle yenilenme yaşar insan yılbaşlarında. Yeni Yıl'ın bundan haberi olmasa da, F5 ile Refresh yapmış gibi iyi gelir insana yeni bir yıl. "Yeniden Başlat" deme lüksümüz yoktur, biliriz. Yenileye yenileye ilerleyeceğizdir.
Ve biliriz, 1 Ocak 31 Aralık'tan farklı olmamıştır hiçbir zaman. Birdenbire değişmemiştir düzen. 
70 yıl için her 1 yıl çok önemlidir. Lakin milyarlarca yıllık bir düzende "1" yıl nedir ki? 
Yavaş akar zaman evrende. Acelesi yoktur. Acelesi olan doğadır, canlı hayattır. Bir an önce kendini kopyalayıp dünyayı cinsinden mahrum bırakmama derdindedir tüm canlılar. Çiçeğiyle böceğiyle, insanıyla hayvanıyla, görüneniyle görünmeyeniyle hepsi gelirler, ürerler ve giderler. Gelirler ürerler ve giderler. Gelirler ürerler ve giderler.
Kimisi insana göre çok kısa, kimisi insana göre çok uzun yaşar.
İnsan dışında kimsenin umuru değildir yeni yıl. 
İnsan sayar, hesaplar, kaydeder, kural koyar, kutlar, beğenmezse değiştirir, tekrar sayar, tekrar kutlar. 

Kim ne zaman ve neden kutlamaya başlamıştır yeni yılı? Nerden icap etmiştir?
Bir de, yeni yıl kime göre ve ne zaman başlardı ve ne zaman sona erip eski yıl olurdu?
Başlangıç ve bitiş Güneş'le ve Ay'la, ısınan ve soğuyan havalarla, yeşeren ve sararan yapraklarla, yağan yağmur esen rüzgârla mı belirlenirdi?

Yıl Başı
"Mezopotamya yeni yılı ilk kez MÖ 2000 yılında, Mart ortasında ilkbahar ekinoksu zamanında kutladı." yazıyor Wikipedia bilgilerinde. "Erken Roma takvimi, 1 Mart'ı yılın ilk günü olarak belirledi. Takvimin Mart ayından itibaren sadece 10 ayı vardı." diyor.
Ocak ayının başlangıcı olan Ocak kalendi (Latince: Kalendae Ianuariae), MÖ 153'te yeni konsüllerin açılışı yapıldıktan sonra yeni yıl olarak kutlanmaya başlanmış. Romalılar yıllarını bu konsüller tarafından sıralı olarak değil, uzun zamandır tarihlendirmişler ve Ocak ayının sonlarını bu tarihe uygun hale getirmişler. Yine de Mart yeni yılı etrafındaki özel ve dini kutlamalar bir süre devam etmiş ve 1 Ocak'ın yeni statüsünün zamanlaması konusunda bir fikir birliği oluşmamış. Ancak yeni yıl olduğunda, aile toplantıları ve kutlamalar için bir zaman olmuş.
MS 567'de, Turlar Konseyi, yılın başlangıcı olarak 1 Ocak'ı resmen kaldırmış, Ortaçağ Hristiyan Avrupa'sında çeşitli zamanlarda ve çeşitli yerlerde, yeni yıl 25 Aralık'ta İsa'nın doğumunun şerefine kutlanmış.
Jülyen takvimindeki artık yıl hatası nedeniyle, Birinci İznik Konsili MS 325'te Paskalya tarihinin hesaplanmasına karar verdiğinden beri Paskalya tarihi geriye doğru kaymış. 16. yüzyıla gelindiğinde, gözlemlenen ekinokstan sapma kabul edilemez hale gelmiş. 1582'de Papa XIII. Gregorius, Miladi takvimin bugün yaygın olarak kullanıldığını ilan etmiş ve hatayı 10 günlük bir silme ile düzeltmiş. Miladi takvim reformu da (yürürlükte) 1 Ocak'ı Yılbaşı olarak geri getirmiş. Çoğu Batı Avrupa ülkesi, Miladi Takvimi kabul etmeden biraz önce 1 Ocak'ı Yılbaşı olarak resmen kabul etmiş. 
Orta Doğu'da, Asya'da, Güney Asya'da, Avrupa'da, Afrika'da yılbaşının farklı tarihlerde kutlandığı ülkeler var. Kutlamalar dinlere ve takvimlere göre değişkenlik gösteriyor.

İlk Takvim
İlk Babil takvimleri kamerî Ay'ı, yani birbirini izleyen iki dolunay arasındaki 29,5 günlük dönemi temel alan bir sistemdi. Güneş yılına dayalı takvimi ilk geliştirenler, eski çağ Mısırlıları idi. Mısır'da yaşam Nil taşkınlarının etrafında dönüyordu. Gece göğünün en parlak yıldızı olan Sirius, her yıl Nil'in taştığı zamanlarda, gün doğumundan hemen önce parlamaktaydı. Mısırlılar takvimlerini bu olayla ilgili yapılandırdılar. İlk takvimin Mısırlılar tarafından bulunduğu da söylenmektedir.
Modern takvimlerin temeli ise 8. yüzyılda atıldı. Bu takvimler MÖ 46 yılında Jül Sezar tarafından kullanıma sokulan Jülyen takvimine dönüştü. Jülyen takvimi, son şekline MS 8 civarında, imparator Agustus döneminde kavuştu.
(Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Takvim )
****
İnsan hesap eder demiştim ya, yılbaşı sadece eğlenme değil, kendinle hesaplaşma günü de olsa keşke. Uzaklara baktığı kadar kendi içine baksa, kendine sorular sorsa, sorduklarını dürüstçe cevaplasa. Geçen her yıl ile birlikte yaşı büyürken aklı da, vicdanı da büyüse. Her sabah uyandığında "Evet, bugün de yaşıyorum" diyerek başlasa güne. Bir nefesin önemini çok ağır bedel ödeyerek öğrendiğimiz şu günlerde, aldığı her nefesin değerini fark etse. 
Dünyayı sadece kendinin zannetmese.

Saydığımız 2021, saymadığımız kim bilir kaç "on yüz bin milyon" yıldır dünya yüzündeyiz. 
Her birimiz koskoca bir okyanusun sahile değdiği sıfır noktasıyız. Bilemezsiniz ne kadar deriniz, sahile ulaştığımız için ne kadar şanslıyız.
Her birimizin içinde "on yüz bin milyon" yıldır yaşayan bir canlı var. "On yüz bin milyon" yıldır doğuruluyoruz, doğuyoruz, doğuruyoruz. 
Şu an şuradaysak, gelecekte de "orada, yani dünya yüzünde" var olma arzusu ile yanıp tutuşuyoruz.

Ey dünya, bu akşam her şeyi bir kenara atıp üzerinde biraz tepineceğiz, kusura bakma.
Seninki kadar uzun bir yolculuk bizimki de.
Hatta sen de kendini bırak, hep birlikte eğlenelim bu gece...

31 Aralık 2021 / C.E.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder