Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Hanım'ın '90 yıllık enkaz'ın ardından Harem konusunda ettiği sözler üzerine kopuyor yeni fırtına.
Ahmet Hakan'ın bugünkü yazısında dediği gibi; "İlber Hoca söyleyince alkış, Emine Hanım söyleyince auuvv..."
Peki ama neden 'auuvv'?
Emine Hanım'ın haklı olup olmaması değil aslında buradaki konu. Konu, konulara vakıf olmadığı halde önündeki metni "okuyarak" yaptığı konuşmalarda...
İlber Hoca'nın ise konuşmaya başladığında ne kadar derinlere inip, ne kadar ince detayları önümüze serdiğini biliriz. Kimse ona konuşma metni hazırlamaz, İlber Hoca hazırlanmış metinleri okuyarak kimseye bilgi satmaz.
O yüzden bizim nazarımızda hocanın konuşmaya hakkı vardır.
Çünkü hocanın ettiği iyi-kötü her kelamın bir karşılığı vardır.
Söyledikleri hoşumuza gitse de gitmese de biliriz ki konu tamamen tarih bilgisi içinde değerlendiriliyor, siyasete malzeme edilmiyor.
İnanç ve güvenç meselesi yani.
Yakıştırma meselesi yani.
Peki ama neden 'auuvv'?
Emine Hanım'ın haklı olup olmaması değil aslında buradaki konu. Konu, konulara vakıf olmadığı halde önündeki metni "okuyarak" yaptığı konuşmalarda...
İlber Hoca'nın ise konuşmaya başladığında ne kadar derinlere inip, ne kadar ince detayları önümüze serdiğini biliriz. Kimse ona konuşma metni hazırlamaz, İlber Hoca hazırlanmış metinleri okuyarak kimseye bilgi satmaz.
O yüzden bizim nazarımızda hocanın konuşmaya hakkı vardır.
Çünkü hocanın ettiği iyi-kötü her kelamın bir karşılığı vardır.
Söyledikleri hoşumuza gitse de gitmese de biliriz ki konu tamamen tarih bilgisi içinde değerlendiriliyor, siyasete malzeme edilmiyor.
İnanç ve güvenç meselesi yani.
Yakıştırma meselesi yani.
Hani mesela, olmaz ama olur ya;
Konuşma metnini hazırlayan kişi "Güveçte Kuru Fasulye" tarifi yazdı, okuyan kişi de "sadece okumaya" programlı olduğundan tarifi böyle heyecanlı heyecanlı, arada sesini yükseltip alçaltarak, arada yüksek perdeden sayhalar atarak okudu.
Hatta oku(konuş)ması esnasında sesini yükselttikçe çılgınca alkışlandı.
Okuyan ne okuduğunu, dinleyen de ne dinlediğini anlayana kadar o fasulye güvece girer, hatta bir güzel de pişer
Aman diyim;
Eğer ki fasulyeyi geceden ıslatmaz ve önceden bir taşım kaynatmazsanız, gaz yapar...
O yüzden;
Fasulyeyi geceden ıslatacaksın...
Konuşma metnini hazırlayan kişi "Güveçte Kuru Fasulye" tarifi yazdı, okuyan kişi de "sadece okumaya" programlı olduğundan tarifi böyle heyecanlı heyecanlı, arada sesini yükseltip alçaltarak, arada yüksek perdeden sayhalar atarak okudu.
Hatta oku(konuş)ması esnasında sesini yükselttikçe çılgınca alkışlandı.
Okuyan ne okuduğunu, dinleyen de ne dinlediğini anlayana kadar o fasulye güvece girer, hatta bir güzel de pişer
Aman diyim;
Eğer ki fasulyeyi geceden ıslatmaz ve önceden bir taşım kaynatmazsanız, gaz yapar...
O yüzden;
Fasulyeyi geceden ıslatacaksın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder