Yoğunluktan olsa gerek, Başbakan TUSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'a henüz randevu vermedi ama sanki kaleyi içten fethetmek istercesine milli içeceğimiz olarak ayranı işaret ederek kendisine çapkınca bir göz kırptı...
Hadi oraları geçelim,
Şu sıralar Türkiye öyle bir çalkalanmakta ki, bu çalkantıyla yayık ayranının en alası çıksa yeridir.
Zaten Başbakanımız da onu demiş olsa gerek.
Çalkalaya çalkalaya sizi ayran kıvamına getirdim.
Hadi buyrun, afiyet olsun...
Ayranın mükemmelliği herkesçe bilinir.
Lakin bunu dayatmacı ve milli duyguları kullanarak bir anlayışla sofraya getirirseniz, kimseciklere içiremezsiniz.
Çocuk ve ebeveyn ilişkisi misali, yap denilen yapılmaz, ye denilen yenilmez, iç denilen içilmez.
Oysa ayranın bilgilendirici, özendirici ve işaret edici bir politikayla marka haline gelmesi işten bile değil...
Kolacılar, biracılar, tütüncüler ve bilumum keyif verici madde üreticileri müşterilerinin kanına bu dayatmayla mı giriyorlar sanki.
İlla ki içeceksin mi diyorlar?
Yavaş yavaş zerk oluyorlar hayatlarımıza.
Çünkü markalaşmanın güzergâhını çok ama çok iyi biliyorlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder