26 Nisan 2013 Cuma

Safdilliğin hazin sonu...

Sizi çok akil bulduk dense sizin de hoşunuza giderdi elbet.
Çok akil bulduk ve kendimize elçi ettik dense, "Sizin elçiye ihtiyacınız mı vardı ki, vekiller neyin nesi? diye de düşünürdünüz ama değil mi?
Koştura koştura gidip verilen payeyi kapmazdınız.
"Benim payem bana yeter" derdiniz.
Millet zaten elçisini seçmiş, meclisine göndermiş.
Vekillik elçilik değil de akillik mi elçilik?
Seçilip de ateşin üzerine salınan akilcikler halkın kalbinde yıllardır edindikleri yerlerini de yitirdiler.
Maşa edildiler de haberleri yok.
Gelen vuruyor giden vuruyor, kimsenin kendilerini dinlediği yok.
Görünen o ki, dinleyeceği de yok.
Halkın en sevdiklerinden medet umarken hepsini halkla karşı karşıya getirmek, kaş yaparken göz çıkarmaktan öteye gidemedi işte
Her şey tam bir Arap saçına döndü.
Debelendikçe daha da battıkları bir bataklığa saplandılar.
Halkın kendilerine el uzatması ne kelime, batağın daha da dibine itiliyorlar.
Düşünmüyorlar ki, vatanı bölmenin bir mantığı olmuş olsaydı tepedekiler zaten kendileri anlatırlardı.
Her istediklerini istedikleri gibi çevirmesini biliyorlar ya.
Onların ne akıllıya, ne akılsıza, ne okumuşa, ne okumamışa, kimseye ihtiyaçları yok.
Eyvallahları da yok...
Analarını yanlarına katıp da gönderdikleri çoooook ama çok...
Size eyvallah edip "vatan borcu, kutsal vazife" dolduruşlarıyla halkın içine salarak sizin geçmişinizi de bitirebiliyorlarsa ve siz de buna alet oluyorsanız.
Bir şey diyeyim mi?
Üzgünüm ama siz Akil Makil değilsiniz...
Belki biraz safdilsiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder