Bursa'da Cumalıkızık, Hanlar Bölgesi ve Sultan Külliyeleri'nin 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girdiğini, İznik'in ise 2014 yılından bu yana "geçici listede" yer aldığını, 2024 yılında yapılacak değerlendirme ile "kalıcı listede" ilan edilip edilmeyeceğinin beklendiğini biliyorduk da; "Somut Olmayan Kültürel Miras" nedir bilmiyorduk diyorsanız; Misi'deki Bursa Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi'ni ziyaret edin derim.
Bursa SOKÜM Müzesi
Bir Bursa UNESCO Derneği projesi olan "Bursa Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi", Cumhuriyetimizin 100., Bursa UNESCO Derneği'nin 25. yılında, Misi'de ziyarete açıldı. Nilüfer Belediyesi tarafından 10 yıllığına derneğe tahsis edilen müze binası, Koruma Kurulu tescilli bir yapı ve fonksiyon değişikliği mimarlar tarafından yapılmış.
Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özaslan'ın açılış konuşmasında verdiği bilgilere göre Bursa SOKÜM, Bursa'nın 23. Müzesi. Türkiye'nin 4. SOKÜM müzesi. Ayrıca Türkiye'nin hem en büyük ve en zengin, hem de kapalı ve açık alan bakımından en büyük Soküm müzesi. Üstelik müze, Bursa’daki 23 müze içerisinde, STK olarak kendi üyeleriyle imece usulü kurulmuş.
Capcanlı Bir Müze
Bu müze sadece ziyaret edilebilen değil, etkinlik yapılan ve etkinliklere katılınabilen aktif bir müze olacak. Müzede Ihlamur baskı, Ebru sanatı, Çini, İpek dokuma, Ahşap Oyuncak, Ahşap baston, Ahşap Gramafon yapımı, İğne oyası, koza işleme takı yapımı, sepet yapımı gibi el sanatlarının uygulanacağı Çok Amaçlı Atölye; Kukla, Gölge Oyunu Karagöz-Hacivat'ın yer alacağı Gösteri Sanatları Atölyesi; sözlü kültür hikâyelerinin anlatıldığı ve sohbet toplantılarının yapılacağı Muhabbet Odası; geleneksel yemeklerin uygulandığı Mutfak; insan yaşamındaki doğum, nişan, evlilik, sünnet, askerlik gibi geçiş dönemlerinin uygulamalı olarak aktarılacağı Yaşam Kültür Odası ile masal ve fıkraların anlatılacağı Masal Atölyesi mevcut. Özellikle de ilköğretim çağındaki çocukları ağırlamayı hedefleyen müzenin içi olduğu kadar bahçesi de etkinliklere ev sahipliği yapacak.
Müzenin bahçesinde halk takvimi, halk mutfağı ve halk hekimliği ile ilgili uygulamaların anlatıldığı, geleneksel kutlamaların ve geleneksel çocuk oyunlarının katılımlı bir şekilde gerçekleştiği bölümler bulunuyor. Bu bölümler hikâyeleri ile birlikte aktarılacak ve çeşitli canlandırmalarla ziyaretçilere sunulacak.
Somut Olmayan Kültürel Miras Nedir?
Buraya kadar anlattıklarımdan Somut Olmayan Kültürel Miras nedir ne değildir anlamışsınızdır ancak ben yine de SOKÜM hakkında birkaç bilgi vereyim. SOKÜM, 2003 yılında UNESCO Genel Konferansı'nda kabul edilen, ülkemizin de 2006 yılında taraf olduğu "Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi' ile şöyle tanımlanmış: "'Somut olmayan kültürel miras' toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar anlamına gelir."
Nelerin somut olmayan -veya yaşayan miras- kültürel mirası oluşturduğu sorusu Sözleşme'nin ikinci maddesinde şöyle yanıtlanır:
"Dilin somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında bir araç işlevi gördüğü sözlü anlatımlar ve sözlü gelenekler, gösteri sanatları, toplumsal uygulamalar, ritüeller ve festivaller, halk bilgisi, evren ve doğa ile ilgili uygulamalar, el sanatları geleneği."
Sözleşmeye göre, somut olmayan kültürel miras insanlığın kültürel çeşitliliğinin temel kaynağıdır ve sürdürülmesi, sürekli yaratıcılığın garantisidir.
Kaynak: Wikipedia
Kaynak: Wikipedia
Günümüze Dek Kabul Edilmiş Türkiye Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi
1. Meddahlık Geleneği (2008)
2. Mevlevi Sema Törenleri (2008)
3. Âşıklık Geleneği (2009)
4. Karagöz (2009)
5. Nevruz (Azerbaycan, Hindistan, İran, Kırgızistan, Özbekistan ve Pakistan ile ortak dosya (2009) (2016 yılında dosya Afganistan, Azerbaycan, Hindistan, Irak, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Pakistan, Tacikistan ve Türkmenistan katılımı ile genişletilmiştir)
6. Geleneksel Sohbet Toplantıları (Yaren, Barana, Sıra Geceleri ve diğer, 2010)
7. Alevi-Bektaşi Ritüeli Semah (2010)
8. Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali (2010)
9. Geleneksel Tören Keşkeği (2011)
10. Mesir Macunu Festivali (2012)
11. Türk Kahvesi ve Geleneği (2013)
12. Ebru: Türk Kâğıt Süsleme Sanatı (2014)
13. İnce Ekmek Yapımı ve Paylaşımı Geleneği: Lavaş, Katrıma, Jupka, Yufka (Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye ile ortak dosya) (2016)
14. Geleneksel Çini Sanatı (2016)
15. Bahar Bayramı Hıdırellez (Makedonya ile ortak dosya) (2017)
16. Dede Korkut-Korkut Ata Mirası: Kültürü, Efsaneleri ve Müziği (Azerbaycan ve Kazakistan ile Ortak Dosya, 2018)
17. Geleneksel Türk Okçuluğu (2019)
18. Minyatür Sanatı (Azerbaycan, İran ve Özbekistan ile Ortak Dosya) (2020)
19. Geleneksel zekâ ve strateji oyunu: Togyzqumalaq, Toguz Korgool, Mangala / Göçürme (Kazakistan ve Kırgızistan ile Ortak Dosya) (2020)
20. Hüsn-i Hat, Türkiye’de İslam Sanatında Geleneksel Güzel Yazı (2021)
21. Çay Kültürü: Kimlik, Misafirperverlik ve Toplumsal Etkileşim Sembolü (Azerbaycan ile ortak dosya, 2022)
22. İpek Böcekçiliği ve Dokuma için İpeğin Geleneksel Üretimi (Afganistan, Azerbaycan, İran, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan ile ortak dosya, 2022)
23. Nasreddin Hoca/Molla Nesreddin/Molla Ependi/Apendi/Afendi Kozhanasyr Fıkra Anlatma Geleneği (Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ile ortak dosya, 2022)
** Geleneksel Ahlat Taş İşçiliği (2022) ve Islık Dili (2017) ise Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer alıyor. Kaynak: UNESCO Türkiye Millî Komisyonu
** 2023 itibarıyla, dünyada 140 ülkede 677 Soküm var. Çin 43, Fransa 26, Türkiye 25, İspanya 23, Japonya 22, Kore 22 mirasa sahip.
Türkiye deki SOKÜM Müzeleri:
** İlk SOKÜM müzesi 2005'te Gazi Üniversitesi Türk Halk Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezine kurulmuş.
** Ankara Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi 2005'te kurulan ilk müzeyi bünyesine alarak 2013 yılında ziyarete açılmış.
** 2019’da Kahramanmaraş Dulkadiroğlu Belediyesi Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi kurulmuş. (Son depremde hasar görmüş ve şu an kapalı imiş.)
Keşkek'ten Gezek'e Kültürel Mirasımız
Kültürel bir miras olan "Keşkek" yemeği, cevizli lokum ve şam tatlısı ile birlikte konuklara ikram edilirken, açılışta yine bir kültürel miras olan "gezek"i Bursa Dostluk Gezeği grubu verdikleri mini konser ile sergiledi.
Emel Örgün ve ekibi |
Samsak Döveci türküsüyle tanıdığımız Türk Halk Müziği sanatçısı Emel Örgün ve ekibi türküleri ve dansları ile açılışa renk kattı. Çünkü mutfak, dans ve müzik, somut olmayan kültürel mirasların başında geliyordu.
2014'ten 2023'e
Ekim 2014'te, Atalions toplantısında tanıdığım Dünya Miras Gezginleri Derneği kurucu başkanı Atila Ege'yle yıllar sonra Bursa Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi açılışında karşılaştık. UNESCO Dünya Miras Listesi konusunu ilk kez kendisinden dinlemiş ve o günün ardından "Dünya Mirası Dünya'ya" başlıklı bir yazı yazmıştım. Bugün karşılaşınca kendisine o günü hatırlattım ve bir anı fotoğrafımız olsun dedim. Tabii ki deyince, Bursa UNESCO Derneği'nden Recep Topçu ve Atila Ege ile birlikte kameraya böyle poz verdik.
Geçmişe ve geleneklere sahip çıkmak, onları yaşatmak, onları aktarmak, o tatları, o kokuları, o sesleri, o renkleri unutmamak, zaman akıp giderken ve nesiller durmaksızın değişirken köklerine başkalaşmamak, kültürüne yabancılaşmamak insanı daha zengin, daha adil ve daha ahlâklı yapıyor. Aidiyet duygusu gelişmiş insan kendisine, çevresine, vatanına, milletine kolay kolay ihanet etmiyor. Genlerinde taşıdığı ve neyi neden sevdiğini ya da sevmediğini hatırlamadığı izlerle geleceğe uzanıyor.
"Şehirlerin anlamı herkes için farklıdır. Yaşadığın şehir seni biçimlendirir. Mesela Mardin’deki mimari, gözlerimi terbiye etti. Işığın gölgesini içime taşıdım. Belki sen şiirimi okurken o ışık ve gölgeyi görmezsin ama o şiiri var eden ışık ve gölge Mardin’den süzülmüştür." der Murathan Mungan. "İlk anılarımız anılarsızlığımızdır." der. Bir bilim insanı "Hatıralar dört kuşak geriye kadar gider." tespitini yapar.
Dünya tarihi ve ülke tarihi ile birlikte insanın kendi özünün de tarihi var. İnsan, dünya tarihi içinde zerre kadar yer tutsa da, zerrelerden oluşan bir dünya tarihi için her insan bir değer.
Ya hatırlamasaydık...
Dünya tarihinden herhangi bir insanın tarihine inelim. Hani insan bazen annesini mi yoksa yemeklerini mi özler bilemez. Hani babasının getirdiği bir simidin kokusu, annesinin söylediği bir şarkının sesi hatıralarından silinmez. Bir kokuyla, bir sesle canlanır her ne varsa. Saklananlar ya da unutuldu sanılanlar çıkar gelir derinlerden. Alır eski günlere götürür insanı. İçinde kendinin olduğu fotoğraflara bakarken neler hissedip neler hatırlıyorsa ve zamanı nasıl geriye döndürüyorsa, aynısını hiç ummadığı bir anda gelen ufak bir dokunuş yaratır. Akşam saati evlerin açık pencerelerinden yayılan yemek kokuları, sofra hazırlık sesleri, elinde ekmek filesiyle evine dönen babalar, sokaklarda oyuna doymamış çocuklar, düğünde söylenen bir şarkı, yılbaşı sofrasında yediği bir yemek, bir baharat, bir parfüm, bir renk, kızıl bir gökyüzü, sin sin yağan bir yağmur... İyisiyle kötüsüyle bir yığın anı...
Düşünün bir, insan türü olarak ya hiçbir şeyi hatırlamayacak olsaydık.
Düşündünüz ve her şey ne kadar da anlamsızlaştı bir anda değil mi?
Ne bir gelişme, ne bir bağ, ne bir anı, ne bir gezi, ne bir eser, ne savaş, ne kavga, ne bir şey... Sadece boşluk...
Kültür Sanat Köyü Misi
İnsan tarihinden beynimize inip, iyi ki hâlâ hatırlıyoruz diyerek sözü tekrar Misi'ye ve müzeye getirelim. Yazıyı "dilek ve temenniler" ile nihayetlendirelim.
Tarihî değere sahip, Rum ve Osmanlı evlerinin yan yana yaşadığı, 1989 yılında Sit Alanı ilan edilen Misi'de yer alan; Misi Edebiyat Müzesi, Misi Çocuk Kütüphanesi, Misi Fotoğraf Müzesi, Misi Yazıevi, Misi Sanatevi, İpekevi ve (eskiden Koza Evi olan) Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi ile köy her geçen gün daha çok "Kültür ve Sanat Köyü"ne dönüşüyor. Bu sebeple; Misi'ye bir şeyler yemek-içmek için giden insanların sadece yemek içmekle sınırlı kalmamasını ve müzelere de yönlendirilmesini isterim.
Ha bir de; Misi'nin, turizmi keşfettikten sonra kurnazlaşan ve masumiyetini kaybeden yerlere dönüşmemesini isterim. Ve Misililerin, ellerine teslim edilen hazineye gözleri gibi bakmalarını ve gelenleri geldiğine pişman etmemelerini isterim.
Bu korumanın ve devamlılığın sağlanması için de hem tanıtımın hem de denetimin aralıksız sürdürülmesini isterim...
26 Kasım 2023 / C.E.Y.
Dünya Mirası Dünya'ya! / 18 Ekim 2014
Zenginlikler Bizimdir / 4 Haziran 2022
Zenginlikler Bizimdir / 4 Haziran 2022
UNESCO Yolunda İznik / 7 Haziran 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder