30 Kasım 2023 Perşembe

"Biz Sadece Çalıştık"

Numan Büyükyanbolu, Güzin Abraş, Nizamettin Erol, İsmail Yurtoğlu
Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Bursa’nın Değerleri” söyleşileri, kent kültürüne iz bırakan isimleri ağırlamaya devam ediyor. 28 Kasım akşamın konukları, yıllardır hepimizin hayatına dokunan, damağımızı şenlendiren tatlar üreten, isimleri Bursa dışında da bilinen, yarım asırlık geçmişe sahip üç "tatlıcı" idi. Ülkü Pastanesi, Uzay Pastanesi ve Durak Muhallebicisi'nin sahiplerinden kurumlarının kuruluş ve yaşayış öykülerini dinledik. 
Ülkü Pastanesi sahibi Numan Büyükyanbolu, Uzay Pastanesi sahibi Nizamettin Erol ve Durak Muhallebicisi üçüncü kuşak işletmecisi İsmail Yurtoğlu, eski bir Bursalı olan Güzin Abraş'ın samimi sorularını cevaplayarak, firma isimlerinin hikâyelerini anlatıp, geçmiş zamanlardan anılar paylaştı.
Akkılıç Kütüphanesi’nde düzenlenen söyleşiye firma sahiplerinin aileleri de izleyici olarak katıldı. Konuşmalar esnasında zaman zaman aile bireylerine de mikrofon uzatıldı. Çünkü kâh eşleri olarak, kâh evlatları olarak hepsi atölyeye girmiş, hepsi bu sürece kendi imzasını atmıştı.

Güven'den Ülkü'ye
Numan Büyükyanbolu'nun anlattığına göre Ülkü Pastanesi'nin ilk adı Güven imiş. Daha sonra dayısının kızının adı olan Ülkü'yü almış. Ülkü Pastanesi'nin 1967 yılında Nalbantoğlu'ndaki 15 metrekarelik dükkânda başlayan hikâyesi; Nilüfer (2012), Niltim Üretim Tesisi ve Şubesi (2016) ve Özlüce (2018) şubeleri ile devam eder. Her şubede Nalbantoğlu'ndaki küçük dükkânda kullanılan hammadde ve makineler temin edilerek ürünlerin lezzeti korunur. Ürün çeşitliliği arttırılır. 2022 yılında Numan Büyükyanbolu Bursa İl Ahisi seçilir.

Ay'dan Uzay'a
Uzay Pastanesi'nin adı 1969 yılında ABD'nin Ay'a çıkışından esinlenerek konulmuş. Nizamettin Erol o ânı şöyle anlatıyor: “Uzaya ilk çıkışın gerçekleştirildiği tarihte yaylada kahvehanede oturuyorduk. Radyodan yayın yapılıyordu ve biz de dikkatle dinliyorduk. Gece saat 3’e kadar uzaya çıkılmasını bekledik. İşletmemiz ilk olarak Polonez Pastanesi ismiyle açılmıştı. İsim değişikliğine gitme kararı aldığımızda, yaşadığımız o an aklıma geldi ve ismini Uzay Pastanesi olarak koyduk”
Uzay’ın tarihine bakacak olursak, bu lezzet yolculuğunun başlangıcı aslında Polonya’dır.  Pastanenin ilk adı Turecka'dır. Polonya macerasının ardından Türkiye'ye ve Bursa'ya dönen aile, Altıparmak'ta açtıkları pastaneye Polonez Pastanesi adını verirler. Büyük amca Mehmet  Erol Polonya’ya dönerken, Hamza Erol Çamlıhemşin'den Bursa'ya gelip, kardeşinden Polonez Pastanesini devralır. Çamlıhemşin'de devlet memuru olan büyük oğlu Nizamettin Erol'u Bursa'ya çağırır ve Polonez'i kendisine emanet eder. Nizamettin Erol da pasta ustası olarak bacanağı Ali Birgül'ü, Ankara'dan Bursa'ya çağırır. Böylece iki bacanak, ortak olarak Uzay Pastanesi'nin temelini atarlar. İl önceleri dondurması ile meşhur olan Uzay Pastaneleri şu anda 14 şube ve zengin ürün çeşitliliği ile Bursalılara hizmet veriyor.

Duraklardan Durak'a
Evet, yanlış duymadınız. Durak Muhallebicisi'nin adı otobüs duraklarından geliyor. Durak üçüncü kuşak temsilcisi İsmail Yurtoğlu o hikâyeyi şöyle anlatıyor: “1969 yılında dedem İbrahim Yurtoğlu ilk olarak Çekirge’de, otobüslerin son durağının önünde dükkân açıyor. İsmi de bu yüzden Durak Muhallebicisi olmuş. Şu an 3 şubemiz var ve hepsinin önünde de durak var. Bu büyük bir tesadüf.” 
İkinci şubesini 1993 yılında Altıparmak'ta, üçüncü şubesini 2005 yılında  İzmir Yolu üzerinde açan Durak Muhallebicisi, üçüncü şubenin ardından kurumsallaşma yolculuğuna başlamış, lakin geleneksel yöntemlerden ayrılmamış. Yurtoğlu diyor ki: "Dedem nasıl yapıyorsa, biz de üretimlerimizi o şekilde  sürdürüyoruz. Taş değirmen ve bakır kazanlarla üretim yapıyoruz. Çünkü fabrikasyon üretim, lezzeti bozuyor. Tavukgöğsü ve kazandibi tatlılarında iddialıyız."
Herkesin bir anısının olduğu bu üç kurumun kurucusu ve temsilcisi, Bursa'nın diğer tatlıcılarını da takdirle anmadan geçmedi. Ulus Pastanesi, Kafkas, Çamlık, Çınar, Turan Pastaneleri de Bursa'nın anılarında yer etmiş pastanelerdir. Ayrıca birbirlerine rakip olmadıklarının, birbirlerinin özel ürünlerini birbirlerinden aldıklarının altını çizdi.
Kendileri, markalaşma üzerine yapılan sohbetlerin canlı birer örneği. 50 yılı deviren bu üç kurumun temsilcileri, Güzin Abraş'ın motivasyon ve markalaşma üzerine sorduğu soruları, "Biz sadece çalıştık" olarak cevaplarken, işlerine olan tutkularını, müşteriye olan saygılarını, çalışmaya olan inançlarını anlattılar. Onlar marka olalım diye strateji uygulamamış, sadece "doğru ve düzgün" çalışmışlardı. Markalaşma kendiliğinden gelmişti.
Arkadan gelen kuşak da markaya sahip çıkmış, talebin bu özelliklerden kaynaklı olduğunun bilinciyle markaya zarar verecek ufak hesaplardan kaçınmamış. (Aile şirketi olmanın değeri gün geçtikçe daha bilinir oldu. İkinci kuşağa bile geçemeyen işletmelerin yerini bugün, üçüncü, dördüncü kuşağa ulaşmış işletmeler aldı. "Gastronomi", kültür aktarımı ve tarihine sahip çıkmanın çok önemli bir yolu. Yurt dışından gelen bir turist tüm düntada bulabileceği bir ürünü değil de, o yöreye özgü bir yemeği yemek ister haliyle. Alışverişini o kente özgü ürünlerden seçer.)

Gördüğümüz üzere; onların önceliği para değil hizmet. Para sadece hizmetin getirisi. Elbette ki hem geçinmek için, hem de kurumu yaşatmak için para elzem. Verilen hizmetin karşılığı olarak gelen "para", kendi ailelerini olduğu kadar çalışanların ailelerini de geçindirecek bir kaynak. 
Ustanın moralinin dahi ürünün kalitesini etkilediğini düşünürsek, yediğimiz ürünlerdeki lezzetin, çalışanın mutluluğunun ürüne yansıması olarak değerlendirebiliriz. Mutsuz bir "el" şirketin itibarını zedeleyebilir. Ki, itibar her şeydir...
 
Eski masum günlerin durakta bekleme, muhallebicide buluşma, pastanede çokça bakışarak, zaman zaman da el ele tutuşarak oturma modası belki demode oldu ama kendilerini güncelleyerek zamana ayak uyduran, uydururken özünü kaybetmeyen bu üç kurum "moda" olmaya devam ediyor.
Bir de gelirken yanlarında kendileriyle özdeşleşen ürünlerden getirmiş ve kendilerini dinlerken ağzı sulanan dinleyicilere ikram etmiş olsalardı, ah ne kadar da iyi olacaktı. :) 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder