15 Ekim 2022 Cumartesi

Neden hiçbir şey değişmiyor?

Maden ocağı yan gelip yatma yeri değildir, değil mi?
Madencinin kaderi ölmektir, değil mi?
Hem; güzel de öldüler, değil mi?
Şehitlik mertebesine ulaşmıştır şimdi onlar, değil mi?
Cennette keyf-î âlâ içindedirler hepsi, değil mi?
Biz burada boşu boşuna yaygara kopartıyoruz, değil mi?
Ölü bedenleri rahat bırakmıyor, onların üzerinden siyaset yapıyoruz, değil mi?
Hükümete vurmak için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz, değil mi?
Belki trafoyu da biz patlatmışızdır, değil mi?
Hatta belki ben kedimi trafoya salıvermişimdir, değil mi?
Paralelinden tut Alevisine kadar herkes patlama olsun diye el birliği ile çalışmıştır, değil mi?
Trafonun yağını da işçiler halledivermiştir zaten, değil mi?
Güvenlik kurallarını da onlar ihlâl etmişlerdir, değil mi?
15 yaşındaki çocuk da, topu madene kaçtığı için madendedir, değil mi?
Meclis’te Soma için soruşturma isteyen milletvekilleri de boş işlerle iştigal etmişlerdir, değil mi?
Şirketlerin idaresi de madenden anlamayan, gelmişi-geçmişi şaibeli insanların elinde değildir, değil mi?
Bu vakada zinhar ihmal yok, eksik yok, yanlış yok, değil mi?
Öyle, DEĞİL Mİ!
Peki ya bunlar ne?
Kapı arkalarında dönen dolaplar, kömüre muhtaç edilerek alınan oylar, oy avına malzeme olan kömürü çıkartmaya inen ve o karanlıklarda yitip giden canlar.
Yaşananları an be an veren kanallar, yaşananları yaşanmamış varsayarak olay hakkında bir kelam etmeyen kanallar.
Soma’da can pazarı yaşanırken ödül törenlerine koşturup kameralara verilen pozlar, sırıtan ağızlar.
Durumun ciddiyetine geç de olsa fark edilince, -ayıp olmasın diye-, ilan ediliveren yaslar.
Çok haklısınız başbakanım, madencilik fedakârlık isteyen bir iş kolu.
Lâkin fedakârlık birleşik bir sözcük.
Ayrı ayrı telaffuz edildiğinde olmuyor.
Feda edilen canlar bir yanda, kâr eden canlar öte yanda kalıyor.
Lâkin fedakârlık birleşik bir sözcük.
Ayrı ayrı telaffuz edildiğinde olmuyor.
Feda edilen canlar bir yanda, kâr eden canlar öte yanda kalıyor.
Lâkin fedakârlık birleşik bir sözcük.
Ayrı ayrı telaffuz edildiğinde olmuyor.
Feda edilen canlar bir yanda, kâr eden canlar öte yanda kalıyor.
Lâkin fedakârlık birleşik bir sözcük.
Ayrı ayrı telaffuz edildiğinde olmuyor.
Feda edilen canlar bir yanda, kâr eden canlar öte yanda kalıyor.
Feda edilenler kâr edenlerden fazla ise, kâr edilen hiç ama hiçbir şeye değmiyor
Sizi bilmem ama kömür karası ayak izleri bizim yüreklerimizden zinhar silinmiyor
****
14 Mayıs 2014 tarihli bu yazımın başlığı “Böyle mi, değil mi?” idi.
2014 yılından 2022'ye geldiğimizde;
Dün akşam saatlerinde TTK Amasra İşletmesi’nde bir patlama olduğunu ve meydana gelen patlamada 40 işçinin hayatını kaybettiğini, çok sayıda işçinin de yaralandığını öğrendik.
Bölgeye giden CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Sayıştay’ın TTK hakkında 2019 yılında hazırladığı raporda patlama olabileceği yolunda uyarı yaptığına dair şu belgeyi yayınladı:
Sayıştay bu belge ile, “Bartın Amasra’daki üretim derinliğinin -300 metreye ulaştı; çalışılan damarlarda gaz içerikleri yüksek, ani gaz degajı ve grizu patlama riski artıyor” demiş.
Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan yapılan açıklamada ise söz konusu Sayıştay raporuyla ilgili, “Ocak içerisindeki havalandırma ile kömürün bünyesindeki metan gazı birbirinden farklı konulardır. Dolayısıyla bu durum iş sağlığını ve güvenliğini etkileyen bir durum değildir” deniliyor.
Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü sayfasındaki açıklama şöyle:
Bazı basın yayın organlarında yer alan “Eksi kotlarda yüksek metan gazı” ve “2019 yılında yayımlanan Sayıştay raporu” içerikli haberlerdeki yanlış ifadeler nedeniyle açıklamaya ihtiyaç duyulmuştur.
2019 yılında yayımlanan Sayıştay raporuna atıfta bulunularak yapılan haberlerde, çalışan damarların tamamında gaz içeriğinin yüksek olduğu ifade edilmektedir. Söz konusu haberlerde kömürün içerisinde yer alan metan gazı, “Çalışılan ortamdaki havada yüksek metan gazı tespit edildi” şeklinde lanse edilmektedir. Söz konusu ifade tamamen yanlıştır. Ocak içerisindeki havalandırma ile kömürün bünyesindeki metan gazı birbirinden farklı konulardır. Dolayısıyla bu durum iş sağlığını ve güvenliğini etkileyen bir durum değildir. Öte yandan Kurumumuzdaki tüm müesseselerimizde maden iş sağlığı ve güvenliği kurallarına sıkı sıkıya riayet edilerek üretim yapılmaktadır.
Ayrıca yine bir başka haberde;
Sayıştay Başkanlığı Enerji Grup Başkanlığı’na atanan Sayın İbrahim Özkarcı, atanmasını müteakip kurumumuzu ziyaret etmiştir. Ziyaret esnasında Sayın Özkarcı, yeraltı ocağımızı da ziyaret etmiştir. Söz konusu ziyaret denetim amaçlı olmayıp, sadece kurumumuza yapılan bir nezaket ziyaretidir. Söz konusu haberler gerçeği yansıtmadığı gibi dezenformasyon içermektedir.
TTK Amasra Müessesesi’nde üretim esnasında Kurum Degaj Yönergesi hükümleri titizlikle uygulanmaktadır.
Kamuoyunun bilgilerine arz ederiz.
******
Sayın TTK, kamuoyu olarak açıklamalarınıza teşekkür ederiz lakin TTK’nin açıklama metninde savunmadan öte bir şey yok ve patlamayla ilgili hiçbir şey söylenmemiş. Yazılanların dezenformasyon olarak nitelendirilmesi ihmal edilmemiş ve yeni yasaya açık çek verilmiş. Yapılan açıklamalara göre madende patlama olma olasılığı sıfır.
Ancak maden patlamış! Patlamış ve can kaybı gittikçe artıyor!
TTK böyle “Her şey yolunda idi” derken, İçişleri Bakanı da ekranlarda kurtarma çalışmalarının mükemmelliğinden bahsediyor. Konuşmasının içeriği kutsallıktan, şehadetten, kahramanlıktan, sabırdan, baş sağlığından geçilmiyor.
Esas olan patlama yaşanmaması değil miydi, neden kimse bu konuya dokunmuyor diye oradakilerden bir Allah’ın kulu bile sormuyor.
Sayın bakan konuşmasına Sayın Cumhurbaşkanının konuyla ilgili bilgi aldığı ve en kısa zamanda bölgeye geleceğini ekliyor. Akıllardan hızlıca yine insanlara paket paket “keyif” çayı fırlatacak şimdi sözleri geçiyor.
Hoş, akıllardan daha neler neler geçmiyor ki.
Soma, Yırcalı, Yusuf Yerkel, tekme
****
1 Kasım 2014 tarihli “İş Güvenliği’nin uzmanı çok, kendisi yok” başlıklı yazımın sonunda Amasra’da özel, Zonguldak’ta ise ruhsatsız bir madende yaşanan göçüklerden bahsetmişim.
“Amasra’da kömür ocağında meydana gelen göçükteki 2 işçi de öldü…”
“Bartın’ın Amasra ilçesinde özel kömür işletmesine ait maden ocağında galeri açma çalışması sırasında göçük meydana geldi. Göçüğün altında kalan 3 Çinli işçiden 1'i kurtarıldı, 2 işçinin ise saatler sonra cesedi çıkarıldı. Ölen işçilerden biri yaralı kurtulan işçi ile kardeşti. Madende hayati tehlike içeren eksiklikler nedeniyle Çalışma Bakanlığı’nın 25 Eylülde “işin durdurulması” kararı verdiği de ortaya çıktı…”
Ve bir tane daha;
“Zonguldak’ın Kilimli İlçesi, Gelik Beldesi, Ayiçi Mahallesi’nde ruhsatsız işletilen maden ocağında yaşanan göçükte ilk bilgilere göre 2 maden işçisi mahsur kalmış.”
Biz şimdi madencinin fıtratı göçük deyip susalım mı?
Dezenformasyona takılmayalım diye sesimizi hiç çıkartmayalım mı?
Allah sabır versin, Allah yardımcıları olsun, Allah kayırsın, Allah kurtarsın, Allah tak
siratlarını affetsin, Allah cennetine kabul etsin diyerek her şeyi yine Allah’a mı havale edelim?
Yoksa A Haber muhabirinin Çinli mühendis ile yaptığı röportajı izleyip Allah bizim cezamızı vermiş mi diyelim?

Sayın yetkililer, ilgililer, bilgililer, lafı dolandırmadan söyler misiniz;
“Patlama neden oldu ve 40 işçi neden öldü?”
Ve,
“2014'ten 2019‘a ve 2022’ye neden hiçbir şey değişmedi?”
15 Ekim 2022 / C.E.Y.
Fotoğraf: BirGün 

Böyle mi, Değil mi? / 14 Mayıs 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder