5 Ekim 2010'da “Ben’ce” diyerek başladığım yazı yolculuğum 5 Ekim 2020 itibarıyla 10 yılı devirdi. Binden fazla yazı, onlarca video, etkinliklerde kaydettiğim sayamayacağım kadar çok fotoğraf ve video ve bir de “Anlat Canan Anlat” kitabı sığdı bu 10 yıla.
“Facebook Anılar”da dolaşırken 16 Mart 2009 tarihli bir yazıma rastladım bugün. Bu yazıda “Haydi uyan uyuduğun uykulardan ve yaz!” diyordum kendime sessizce. Belki de haykırarak fısıldıyordum kulağıma. Kulağıma ve kalbime ve parmaklarıma ve ellerime.
Bugün sizlerle 2009 tarihli o yazımı paylaşmak istedim yorumsuzca…
Hadi Uyan!
Kaldır kafanı ve bak gökyüzüne.
Bak gör gökyüzü herkesin. Güneş, ay, yıldızlar, bulutlar, kuşlar…
Bak denize…
Balıklar, balıkçılar, martılar…
Toprağa bak. Ekilmiş-ekilmemiş topraktan fışkıran her şeye.
Her yerde yaşamaya çalışan canlar.
Bir sen misin şimdi bu dünyaya küsen? Ne haberi var denizin senin küslüğünden? Kuşun ne haberi var? Güneş doğmuyor mu her sabah sen küskünsün diye? Kimin umurunda?
Hadi, hadi kalk artık oturduğun yerden. Uyan uykularından.. Tırman tutunabildiğin yerden. Elbet sana da yer var bu dünyada.
Sen elini uzatmazsan kim tutar elini. Sen gözlerini açmazsan kim görür gözlerini.
O kadar da mühim değil artık her şey. Kızdığın kadar değil.
Şunun şurasında ne kadar kaldı ki zaten. Geçti “geçmez” dediğin her şey. Kalanlar da geçer göz açıp kapatıncaya kadar nasılsa.
Bak kaç nesil geldi arkandan. Hepsi boy boy boylandılar.
Renkler değişti sen bakmazken.
Sözler değişti sen konuşmazken.
Şimdi yeni renkler var görülecek, yeni sözler var duyulacak..
Senin de sözlerin olmalı söyleyecek..
Evet;
Benim de sözlerim var söyleyecek...
16 Mart 2009 / C.E.Y.
Bu yazının üzerinden geçen yaklaşık on yedi ayın ardından ilk yazım yayımlandı. O günden bugüne elim dilim hiç susmadı, söyleyeceklerim, anlatacaklarım hiç sonlanmadı.
Sizin de kendinizle ve dünyayla derdiniz had safhadaysa, yazmak ve yazmak ve yazmak, anlatmak ve anlatmak ve anlatmak istiyorsanız, durmayın; sarılın klavyeye…
7 Ekim 2020 / C.E.Y.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder