İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan(ı)/adayı Ekrem İmamoğlu'nun Habertürk'te katıldığı programdan bir kesiti yayınlayarak, "Buyrun işte PKK ve Fetö ile işbirliği yapıyor." diyerek servis edenlerin dolmuşuna binen genç adam İmamoğlu'ndan hesap soruyor.
Neden böyle dedin diyor.
O sözün ardından gelen sözü dinledin mi diye soruyor gence İmamoğlu.
Hepsini dinledim diyor genç.
Gel bir daha da birlikte dinleyelim deyip yayının video kaydını açıyor İmamoğlu.
Delikanlı ekrana bile bakmıyor.
İmamoğlu anlatıyor,
Genç dinlemiyor.
İmamoğlu gösteriyor,
Genç görmüyor.
İmamoğlu dinle diyor,
Genç reddediyor.
Genç adam kendini kapatmış.
Fişi çekmiş.
Kararı vermiş.
İmamoğlu'nu mahkûm etmiş.
İmamoğlu her zamanki babacan tavırları ile dokunarak gence ulaşmaya çalışıyor. Genç adam İmamoğlu'nun kendisine dokunmasından rahatsız oluyor.
Genç adam İmamoğlu'nu o kadar reddetmiş ki, İmamoğlu kendisine dokundukça sanki üzerinde böcek dolaşıyormuş gibi tepki veriyor.
Gence ulaşamadığını ve belki de hiç ulaşamayacağını görüp üzülen İmamoğlu gencin yanağına "Eyvallah kardeşim" dercesine dokunuyor.
Bu dokunuş ile gencin gözleri dönüyor adeta.
Öyle bir bakıyor ki İmamoğlu'na.
Kendini kaybedecek ve saldıracak diyorum izlerken.
Daha sonra sosyal medyaya baktığımda o dokunuşun "tokat" olarak paylaşıldığını görünce bu kez benim gözlerim dönüyor.
İzlediğim görüntüler nere, tokat nere?
Ki bu gözler ekranlarda ne tokatlar, ne tekmeler gördü, ne azarlar, ne hakaretler işitti yıllardır.
Siz sorun ben söyleyeyim.
Hepsi daha dün gibi.
Hâttâ daha dün, "İki üniversite bitirdim işsizim" diyen kadına "Kocan ne iş yapıyor?" diye soran, "Onun işi var, çalışıyor" diyen kadına "Bak gördün mü?" anlamında tavırlar sergileyen, bu tavırlarıyla "Sen çalışmasan da olur, kır dizini otur evinde." diyen kimdi?
****
Her zaman yaptıkları gibi bu olayda da, yayından bir kesit alıp onu servis ederek milleti iyice germeye çalıştıkları ortada.
İmamoğlu'nun gücünü kırmak için 23 Haziran'a kadar her ama her türlü yolu deneyecekleri ortada.
İşe 31 Mart seçiminde İstanbul'da adeta bir savaş veren CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'ndan başladılar bile. Canan Kaftancıoğlu hakkında 2012-2017 tarihleri arasında sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı paylaşımları nedeniyle iddianame düzenlendi. İddianamede, Kaftancıoğlu'nun 5 ayrı suçlamadan 17 yıla kadar hapsi talep edildi. İddianame kabul edilirse, Kaftancıoğlu İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.
İmamoğlu'nu yayına davet edip, onu fetö ve pkk ile ilişkilendirmek için insan üstü bir çaba gösterdikleri ortada.
İmamoğlu hepsini anında ve net bir şekilde cevaplıyor gerçi de, yoruyorlar.
Hizmet için gereken enerjiyi boş işler ile tüketiyorlar.
****
Seçim konuşmaları bir yana;
O esnaf genç var ya,
Ben orada kaldım.
Genç adama kendini anlatmak için sabırla çırpınan İmamoğlu'nda kaldım.
O gencin nefret dolu bakışlarında kaldım.
İmamoğlu'nun gençten ümidini kestiği anda kaldım.
Sabır taşı olsa çatlardı o anlarda.
O da döndü gitti çaresiz.
Genç adamın kendisine oy verip vermemesi ya da kendisini sevip sevmemesi değildi derdi, onun derdi yalan yanlış servis edilen habere körü körüne inanan genç adama işin aslını astarını anlatamaması idi.
En çok da gencecik bir insanın bir fikirde bu kadar "sabit" kalması idi.
Bu kadar mücadeleye, bu kadar açık ve büyük yürekliliğe, bu kadar hesap verebilirliğe, bu kadar iyi niyete rağmen demek ki bazen olmuyordu.
Demek ki yıllardır nakış gibi dokunan kindar nesil artık kıvama gelmiş, kinmiş kinmiş şişmiş ve patlamaya yer arıyordu.
Yaşı yetenler ya da yakın tarihe meraklı olanlar böyle böyle kaç nesil kaybettiğimizi bilirler.
Kinden beslenenler ile insanca yaşamak isteyenlerin arasında şimdi bu savaş.
İnsanca yaşamak kazanırsa iki taraf da kazanacak, kin ve öfke kazanırsa iki taraf da kaybedecek.
Yazık ama, çok yazık.
"Her şey çok güzel olacak Ekrem Ağabey!" diyen Berkay'a da yazık, İmamoğlu'nu yargısız infaz eden o gence de yazık.
Hepimize yazık.
Çok yazık...
(Bahsettiğim videonun tamamını buradan izleyebilirsiniz.)
Neden böyle dedin diyor.
O sözün ardından gelen sözü dinledin mi diye soruyor gence İmamoğlu.
Hepsini dinledim diyor genç.
Gel bir daha da birlikte dinleyelim deyip yayının video kaydını açıyor İmamoğlu.
Delikanlı ekrana bile bakmıyor.
İmamoğlu anlatıyor,
Genç dinlemiyor.
İmamoğlu gösteriyor,
Genç görmüyor.
İmamoğlu dinle diyor,
Genç reddediyor.
Genç adam kendini kapatmış.
Fişi çekmiş.
Kararı vermiş.
İmamoğlu'nu mahkûm etmiş.
İmamoğlu her zamanki babacan tavırları ile dokunarak gence ulaşmaya çalışıyor. Genç adam İmamoğlu'nun kendisine dokunmasından rahatsız oluyor.
Genç adam İmamoğlu'nu o kadar reddetmiş ki, İmamoğlu kendisine dokundukça sanki üzerinde böcek dolaşıyormuş gibi tepki veriyor.
Gence ulaşamadığını ve belki de hiç ulaşamayacağını görüp üzülen İmamoğlu gencin yanağına "Eyvallah kardeşim" dercesine dokunuyor.
Bu dokunuş ile gencin gözleri dönüyor adeta.
Öyle bir bakıyor ki İmamoğlu'na.
Kendini kaybedecek ve saldıracak diyorum izlerken.
Daha sonra sosyal medyaya baktığımda o dokunuşun "tokat" olarak paylaşıldığını görünce bu kez benim gözlerim dönüyor.
İzlediğim görüntüler nere, tokat nere?
Ki bu gözler ekranlarda ne tokatlar, ne tekmeler gördü, ne azarlar, ne hakaretler işitti yıllardır.
Siz sorun ben söyleyeyim.
Hepsi daha dün gibi.
Hâttâ daha dün, "İki üniversite bitirdim işsizim" diyen kadına "Kocan ne iş yapıyor?" diye soran, "Onun işi var, çalışıyor" diyen kadına "Bak gördün mü?" anlamında tavırlar sergileyen, bu tavırlarıyla "Sen çalışmasan da olur, kır dizini otur evinde." diyen kimdi?
****
Her zaman yaptıkları gibi bu olayda da, yayından bir kesit alıp onu servis ederek milleti iyice germeye çalıştıkları ortada.
İmamoğlu'nun gücünü kırmak için 23 Haziran'a kadar her ama her türlü yolu deneyecekleri ortada.
İşe 31 Mart seçiminde İstanbul'da adeta bir savaş veren CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'ndan başladılar bile. Canan Kaftancıoğlu hakkında 2012-2017 tarihleri arasında sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı paylaşımları nedeniyle iddianame düzenlendi. İddianamede, Kaftancıoğlu'nun 5 ayrı suçlamadan 17 yıla kadar hapsi talep edildi. İddianame kabul edilirse, Kaftancıoğlu İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.
İmamoğlu'nu yayına davet edip, onu fetö ve pkk ile ilişkilendirmek için insan üstü bir çaba gösterdikleri ortada.
İmamoğlu hepsini anında ve net bir şekilde cevaplıyor gerçi de, yoruyorlar.
Hizmet için gereken enerjiyi boş işler ile tüketiyorlar.
****
Seçim konuşmaları bir yana;
O esnaf genç var ya,
Ben orada kaldım.
Genç adama kendini anlatmak için sabırla çırpınan İmamoğlu'nda kaldım.
O gencin nefret dolu bakışlarında kaldım.
İmamoğlu'nun gençten ümidini kestiği anda kaldım.
Sabır taşı olsa çatlardı o anlarda.
O da döndü gitti çaresiz.
Genç adamın kendisine oy verip vermemesi ya da kendisini sevip sevmemesi değildi derdi, onun derdi yalan yanlış servis edilen habere körü körüne inanan genç adama işin aslını astarını anlatamaması idi.
En çok da gencecik bir insanın bir fikirde bu kadar "sabit" kalması idi.
Bu kadar mücadeleye, bu kadar açık ve büyük yürekliliğe, bu kadar hesap verebilirliğe, bu kadar iyi niyete rağmen demek ki bazen olmuyordu.
Demek ki yıllardır nakış gibi dokunan kindar nesil artık kıvama gelmiş, kinmiş kinmiş şişmiş ve patlamaya yer arıyordu.
Yaşı yetenler ya da yakın tarihe meraklı olanlar böyle böyle kaç nesil kaybettiğimizi bilirler.
Kinden beslenenler ile insanca yaşamak isteyenlerin arasında şimdi bu savaş.
İnsanca yaşamak kazanırsa iki taraf da kazanacak, kin ve öfke kazanırsa iki taraf da kaybedecek.
Yazık ama, çok yazık.
"Her şey çok güzel olacak Ekrem Ağabey!" diyen Berkay'a da yazık, İmamoğlu'nu yargısız infaz eden o gence de yazık.
Hepimize yazık.
Çok yazık...
(Bahsettiğim videonun tamamını buradan izleyebilirsiniz.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder