24 Mayıs 2019 Cuma

Mars Yolcusu Kalmasın!

Başlığa oturttuğum söz çok klişe bir söz biliyorum ama uçuş biletini sosyal medyada paylaşıp, altına da "Bilmemnere yolcusu kalmasın!" yazanlara hem o sözle, hem de kapak fotoğrafıyla şöyle güzel bir kapak yapmak istedim. 

Şaka değil, vallahi de billahi de NASA'dan alınmış "The Original" Mars bileti bu. Erken rezervasyon yaptırdım, 2020 tatilinde Mars'tayım. Beklerim.
Beklerim sözünü yarım ağız söylemiyorum, ciddiyim.
Yıldız Tilbe'nin "Hepinizden nefret ediyorum ama canım da sıkılıyor." sözündeki gibi tek başıma sıkılmamak için, üç beş kişi daha gelsin takılırız ya da birlikte sıkılırız diyorum.
Ne demişti Tilbe bu sözünün ardından: "Sizden nefret ettiğimi söylemek için bile size ihtiyacım var!"
İnsan evladı da bi garip işte.
Ne seninle ne sensiz...

Üç beş kişi daha gelse de sıkılmasak derken bilet alanlar listesindeki rakamlara şöyle bir baktım da, o da ne!
"Eyvah, galiba biraz kalabalık olacağız!". 
Bilet alan ülkeler sıralamasına baktım sonra,
"Aman Allahım, Türkiye olarak Mars'ı da mars etmişiz iyi mi!"

Hangi ülkeden kaç kişinin Mars'a gidesi varmış dersiniz?
Birinci sırada Türkiye, ikinci sırada ABD, üçüncü sırada Hindistan, sonrasında Meksika, Tayland, Çin, İngiltere diye gidiyor sıralama. 

İlk sırada açık ara bizimkileri görünce şaşırmadım dersem yalan olmaz. 
(An itibarıyla Türkiye'den 1,278,795 kişi, ikinci sıradaki ABD'den ise 430,080 kişi Mars bileti almış. Listenin güncel haline buradan ulaşabilirsiniz.)

Listenin en başına yerleşen Türkiye'nin sessiz bir çığlığı mıdır bu acep?
Yoksa bizim çocuklar eğleniyor mudur?

Konunun gerçeği; 2020 yılında Mars yolculuğuna çıkacak olan uzay aracında bulunan çiplere, kayıt yapılan isimler yazılarak Mars’a gönderilecek. Bu isimler ile kayıt yapanlara özel de NASA hatıra bileti veriyor. Dijital bir biniş kartı verilen sistemde, isim ve soyisim ile kişisel bilgiler yer alıyor.
****
Türklerin binlerce yıldır varlıklarını sürdürebilmelerinin ardından göç edebilmeleri geliyor aslında. Karınları doymadığı, düzenleri bozulduğu anda pılılarını pırtılarını toplayıp, daha verimli topraklara göçüyorlar. 
Görünen o ki, tarih yine tekerrür ediyor.

Malum, millet yiyecek patates soğan bulamıyor, itiş kakış, kavga kıyamet, dedikodu, nifak, ayrıştırma had safhada yaşanıyor. Ne karnımız doyuyor, ne de yüzümüz gülüyor. 
Biz kaçmayalım da kim kaçsın!

Mars'a giderken ardımızdan "Daha karpuz keseceydik!" deseniz de faydası yok, ülkeyi karpuz gibi dilim dilim dildiniz zaten. Buyrun afiyetle siz yiyin.
Hattâ;
"Yiyin efendiler yiyin, doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!"

Bu dizelerin sahibi şair Tevfik Fikret'in (24 Aralık 1867 - 19 Ağustos 1915) yaşadığı zaman dilimine bakınca, tarih tekerrür ediyor demekte pek de haksız değilmişim demek.
Okuyun bakın Han-ı Yağma şiirinde neler yazmış Tevfik Fikret:

HAN-I YAĞMA
Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır; 
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır! 
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir? 
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir! 
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay; 
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini. 
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak! 
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak! 
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
****
Yiyecek bir şey kalmayıncaya kadar yiyin.
Sonra da oturun birbirinizi yiyin!

Demem o ki;
Canan 2020'de tatile çıkıyor,
Üç yıl sonra döndüğünde etrafı pırıl pırıl, tertemiz bulmak istiyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder