Ankara'dan Bursa'ya dönüş yolunda otobüste uyuklarken arada gözlerimi açtığımda yolun kenarında akıp giden tarlaları görüyorum. Hasadı yapılmış buğday tarlaları, boynunu bükmüş kesilmeyi bekleyen ayçiçeği tarlaları. Ve hasadı yapılmış ayçiçeği tarlaları...
Bir anda kesilmiş ayçiçeği tarlasının ortasında tek başına kalakalmış bir ayçiçeği çarpıyor gözüme.
Boynu bükük değil. Ama omuzları hafif eğik sanki.
Şaşkınlık içinde bakıyor yüzüme. Arkadaşları gitmiş o kalmış. Arkadaşları nereye gitmiş? O niye kalmış? Niye yalnızlığa mahkum edilmiş? Niye kökleri ile toprakta kendi başına çürümeye terk edilmiş?
O kadar yalnız görünüyor ki, ah keşke bir fotoğrafını çekebilseydim de onun yalnızlığını dünyayla paylaşabilseydim.
Ayakları toprağa gömülü, kolları arkasına bağlı, ve yüzü öyle şaşkın ve öyle mutsuz ki, dudağını bükmüş bir çocuk misali dokunsan ağlayacak gibi...
Bir anlık bakışımı fark edip onun için üzüldüğümü anlamış mıdır acaba?
Hoş, belki de düşündüğüm kadar mutsuz değildir. Önünden durmaksızın gelip geçen araçların içine bakıp yalnızları avlıyordur belki o da...
Ben ona üzülürken o da bana acıyordur.
Kim bilir...
Koskoca bir ayçiçeği tarlasının ortasında tek başına tutunmaya çalışan tüm ayçiçeklerine selam olsun...
#direnayçiçeği #canansanaterlikpabuçalacak
23 Ağustos 2017 / C.E.Y.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder