22 Nisan 2015 Çarşamba

Koltuğa oturan o çocuk büyüdü

23 Nisan Koltuğa Oturma ve Beyanat Verme Günü geldi yine…
(2013’de son denmişti aslında ama izlediğimiz kadarı ile devam etmekte)
Valiler, Kaymakamlar, Belediye Başkanları, Garnizon Komutanları’nın koltuklarına şirin, çok bilmiş ya da çok öğretilmiş çocukları oturtacaklar birkaç saatliğine.
Çocuk şakıyacak “Birlik, Beraberlik, Barış, Oyun, Park, Doğa, Çevre” ve pek çok afili konu üzerine.
Çocuğun ettiği laflara gülünecek. İçin için “Fotoğraf çekimleri bitse de bir an önce koltuğumuza geri dönsek” denilecek. Ya da belki tüm bu ağır sorumluluklardan bıkmış bir halde, “Al çocuğum, hepsi senin olsun” diye düşünülecek.
Öğretmen tarafından seçilmiş o çocuğu kıskanacak seçilmeyen diğer çocuklar.
Seçilme ve seçilmeme duygusunun yarattığı eziklik ile kibir ilk olarak orada yaşanacak.
Gün gelecek yapılan bu seremoninin çocukları büyüyecek…

Böyle böyle derken bir de baktık ki o çocuklar büyümüş ve koltuklara talip olmuş.
İşte yarın artık bugündür, beklenen o gün artık bugündür…

CHP’nin Bursa’daki adaylarının doğum tarihlerine bakıyorum da; 1952 doğumlu Asude Şenol ile 1979 doğumlu Özgür Şahin iki ucu tutmuş, arayı da  50’li, 60’lı 70’li 16 aday doldurmuş.

Dün gece hepsi çıkıp haykırdılar iktidara geldiklerinde yapacakları çalışmaları.
Sayıları 30 milyonu bulan gençler, asgari ücretliler ve emeklilerdi hedefleri.
Artık somut kavramları soyut kavramların üzerine taşımış ve oradan yürümeye başlamışlardı.
Bayramlarda emekliye çift maaş, asgari ücretin 1 500 TL olması, Ayda 277 TL taksitle 70 metrekarelik ev sahibi olmak, mazotun 1,5 TL olması, kredi kartı borcu olanların faizlerinin %80’ininin silinmesi, bunları gerçekleştirebilmek için de israfın önüne geçilmesi…
Mevzubahis açlıksa geri kalan teferruattı. Önce insanı o açlıktan çıkartıp muhtaçlığını ortadan kaldırmak lazımdı.

Her aday insan haklarına, özellikle de kadın haklarına olan duyarlılığını anlattı.
Tüm bunlardan farklı olarak seçildiği takdirde Meclis’te edeceği yemini önce Bursa önünde etti 2. sıradaki Ceyhun İrgil.
“AND OLSUN Kİ….” diye başladı yeminine ve sıraladı yapacaklarını. En çok da sağlık ve yoğun bakım üzerineydi verdiği sözler.
3. sıradaki Orhan Sarıbal hakkını arayan işçilerin yanında olduğunu söylerken coşku iyice tavan yapmıştı.
Tanıtım sonlandığında adaylarla bire bir tebrikleşmeler başladı.
1. sıradan aday olan arkadaşım Lale Karabıyık için indim sahnenin önüne. Sonra Ceyhun İrgil’i gördüm ve kutladım.
Sahnedeki çiçeklerden birini tutuşturdu elime İrgil.
“Al evine götür. Burada ziyan olacak. Biz israfa karşıyız” dedi.
Aldım tabii…

Bizim dönemin çocukları işte böyleydi.
Bana hiç aykırı gelmeyen bu davranış başkaları için belki de çok küçük bir hareketti…
Ama bizlere ‘damlaya damlaya göl olacağı’ öğretilmişti.
Havuz problemlerinde ‘akan su ile boşalan suyun’ hesabı öğretilmişti.
‘Hak yememek, haksızlık etmemek’ öğretilmişti.
O yüzden “bugünlerin adamı”(!) olamadık işte.
Biz hep yarınlarımızı düşlerken de “olanlar” oldu…
****
Günümüze dönersek;
Dünün sembolik olarak koltuğa oturan çocukları bugün artık gerçek koltukların sahipleri.
Bugünün sembolik olarak koltuğa oturan çocukları yarınların gerçek koltuklarının sahipleri.

O yüzden; çocukların içinde birer büyük insan yaşadığını unutmamak lazım.
Çocukları angarya olarak görmemek lazım.
Onları önemsemek, saygı göstermek ve onların geleceğin yapı taşları olduğunu idrak etmek lazım.
Ve ülkenin harcından malzeme çalmamak lazım.
Yoksa yıkılan memleketin altında çoluk çocuk, genç yaşlı hepimiz kalırız..

Atamız’dan armağan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun.
Ulusumuz egemen, çocuklarımız hep mutlu olsun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder