6 Ağustos 2020 Perşembe

Patlatmayalım da, kaçmayalım da

Beyrut Patlaması / 5 Ağustos 2020
(Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberine göre, Beyrut Limanı'nda patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda yangın çıktı. Depoda daha sonra şiddetli bir patlama meydana geldi. Felaket, limandaki bir depoda altı yıl boyunca duran 2 bin 750 tondan fazla yüksek patlayıcı amonyum nitratın, patlamasıyla yaşandı. Bir haberde, bir başka kalabalık sanayi kasabasında, evlerin yakınında 12 bin ton kadar amonyum nitrat depolandığını okudum.)

İkiz Kuleler / 11 Eylül 2001 (Dünyanın Değiştiği Gün)
İki çarpma arasında 17 dakika var. Uçakların çarpmasının ardından kulelerde yangın çıktı ve yaklaşık iki saat sonra her iki kule de geride 1,8 milyon ton enkaz bırakarak yıkıldı.
(11 Eylül saldırıları, dünyada güvenlik politikaları ve diplomasi alanında birçok değişikliği de beraberinde getirdi. Bu nedenle birçok kişi tarafından "dünyanın değiştiği gün" olarak tanımlanıyor.)

Çernobil  / 26 Nisan 1986
Kaza, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği'ne göre bugüne kadar meydana gelmiş en büyük nükleer kazalardan biridir. Çernobil felaketi, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeğinde en yüksek sınıflandırma oranı olan 7 ile ölçeklendirilmiştir. 

Fukişima / 11 Mart 2011 
(Fukişima için, Çernobil'den sonra en büyük ikinci nükleer kaza deniyor. Japonya Nükleer Güvenlik Kurumu, kazadan bir ay sonra, yani 11 Nisan 2011 günü, Fukuşima Daiçi nükleer santralindeki nükleer sızıntının tehlike derecesini, Radyolojik Durum Ölçeği'ne göre 7'ye, yani Çernobil reaktör kazasıyla aynı seviyeye çıkarmış.)
2. Dünya Savaşı'nın bitişini getiren, 6 Ağustos 1945 Hiroşima ve 9 Ağustos 1945 Nagasaki'ye atom bombası atılmasını saymıyorum.
Ki bu bombalamalarda Hiroşima'nın yüzde 70'i, Nagazaki'nin ise yarısı yok olup gitmiş.

İlk ticari uzay aracı Crew Dragon uzay aracı fırlatıldı. / 30 Mayıs 2020
Elon Musk'a ait SpaceX şirketinin, NASA astronotları Doug Hurley ve Bob Behnken'i Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) götüren Crew Dragon adlı uzay aracı fırlatıldı. / 30 Mayıs 2020
Böylece, özel sektör ilk kez uzaya insanlı bir araç göndermiş oldu. Fırlatma işlemi, 1969 yılında Ay'a gönderilen ilk uzay aracının fırlatıldığı Kennedy Uzay Merkezi'nden yapıldı.
SpaceX test pilotları geri döndü / 2 Ağustos 2020 
(Astronotların başarılı bir şekilde dünyaya inebilmesi, ABD'nin dokuz yıl aradan sonra yörüngeye astronot gönderip, güvenle geri getirebilecek kabiliyete sahip olması anlamına geliyor. Ülke, 2011'de tüm uzay mekiklerini emekliye ayırarak, bu kabiliyetini kaybetmişti.)

Mars'a roket fırlatıldı / 30 Temmuz 2020 
Mars 2020, yani Perseverance, yani azim.
(Araç, Mars'taki toz fırtınalarının tehlikelerini araştıracak ve Mars yüzeyinde atmosferdeki karbondioksitten saf oksijen üretimi için testler yapacak. Araç aynı zamanda yeraltı sularını, hava durumunu ve iklimi araştıracak, iniş tekniklerini ve teknolojilerini test edecek, Mars üzerinde insanlar için tehlike veya kolaylık yaratabilecek başka çevresel faktörleri de tespit edecek.)

24 MAYIS 2019 tarihli “Mars Yolcusu Kalmasın!” başlıklı yazımda biletimi paylaşmış ve, 
“Şaka değil, vallahi de billahi de NASA'dan alınmış "The Original" Mars bileti bu. Erken rezervasyon yaptırdım, 2020 tatilinde Mars'tayım. Beklerim. Beklerim sözünü yarım ağız söylemiyorum, ciddiyim.” demişim.
Türkiye’nin 2,5 milyon isim yazdırarak tüm ülkeleri geride bıraktığı “Mars’a Adını Gönder” kampanyası ile, toplamda 11 milyon kişinin adı Kızıl Gezegen’e gönderilmiş.
TURKEY 2,528,844
INDIA 1,778,277
UNITED STATES 1,733,559
CHINA 292,071
IRAN 287,512
UNITED KINGDOM 284,350
WORLD TOTAL 10,932,295

Kepler-452b / 23 Temmuz 2015
NASA, teleskobun gönderdiği verilere dayanarak, "Dünya benzeri bir gezegen bulduk" demişti sadece.
Bizde de hemen bir heves peydah olmuştu.
“Bu dünya sıktı zaten. Biz oraya gidelim!”
Kepler-452b dünyadan daha yaşlıymış. Şu anda da sera iklimi etkisindeymiş. Bu evrede yaşlanan yıldızdan yayılan enerji, yörüngedeki gezegenin yüzeyinde ısının artmasına ve okyanusların buharlaşmasına yol açıyormuş ve bizim Dünya'mızın sera iklimi evresine bir milyar yıl sonra gireceği var sayılıyormuş.
Bu konunun da “Yok öyle ortalığı temizlemeden kaçmak!” başlığı ile yazılmışı var.
****
Bana kalırsa bizim dışımızda da pek çok hayat var. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama var.
Sonsuz bir boşlukta kafamıza göre dönüp duruyor olmamız pek ikna edici gelmiyor bana.
En basitinden, güneşin yörüngesindeki hiçbir kütle ile nasıl oluyor da kesişmiyor yolumuz?
Fizik ve astronomi verileriyle açıklanabilir elbette hepsi. Ona sözüm yok.
Benim çıplak gözle görüp çıplak bir beyinle düşündüğüm, bir fanus içerisinde adeta itinayla korunuyor olduğumuz.
Belki 'bulunmamaya programlanmış' fanuslar içinde yaşıyordur bizim gibi pek çok dünya da.
Kim bilir...
İnsanoğlu biliyor ki dünyanın da bir ömrü var ve tüm derdi bu dünya ömrünü tamamlamadan kendisine yaşayabileceği başka bir dünya bulmak.
Aslında bu kadar uğraşıya gerek var mı diye sorgularım hep.
Bu dünyada nasıl var olduysak başka bir dünyada da var olacağızdır vakti geldiğinde.
Zerrelerimiz uzay boşluğuna savrulduğunda ve zerreciklerimiz yaşayabilecekleri bir form bulduklarında yeniden başlayacaktır hayat.
Saçıldığımız yere kök salacağızdır yine. Orada başlayacağızdır yeni baştan. Zerrelerimize nakşolmuş verilerle adım adım kuracağızdır yine dünyayı.
Yine bulacağızdır ateşi. Yine keşfedeceğizdir dağları denizleri.

O zaman gelene kadar biz önce bize bahşedilmiş olan şu dünyada derli toplu yaşamayı becerebilsek keşke.
Bilsek ki insanoğlu olmadığı sürece doğanın keyfi yerinde.
Ve bilsek ki her şeyi birbirine karıştıran biziz.
Ve biz hala daha gidip başka dünyaları da karıştırma derdindeyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder