Aralıksız iki saat süren bir konserin ardından yorgun ama mutlu bir kadındı kulisteki o kadın.
Birkaç şarkıdan sonra ara vermemiş, şarkıları birbirine kâh sohbetle, kâh dansla bağlamış, konseri bölmemişti.
Karşılığında da izleyiciler gözlerini bir an üzerinden alamamış, bütün şarkılar hep bir ağızdan söylenmişti.
Üstelik hasta hasta söylemişti bütün şarkılarını.
Biraz terleyerek, biraz burnunu çekerek.
Bunu da izleyicisiyle paylaşarak, gayet doğal ve olağan bir şekilde.
Kuliste görüştüğümüzde hastalığı daha belirgindi. Gözleri hâlâ çakmak çakmaktı ve üşümüştü.
Sahne kostümünü değiştirmiş, koltuğuna yerleşmiş bekliyordu bizi.
Sevgilerimizi ve hayranlığımızı sunduk kendisine.
Tabii ki teşekkürlerimizi de...
Kırıklığına rağmen konser boyunca performansında zerre kadar eksiklik olmamıştı.
Hele de şarkı aralarında ettiği sohbetler ile izleyicileri kendisine hayran bırakmıştı.
Kimden bahsettiğime geleyim;
Nilüfer Belediyesi'nin Kültür ve Sanat etkinliklerine verdiği değeri biliyorsunuz. Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen sanatçılarını Bursalı hayranlarıyla buluşturan Nilüfer Belediyesi, "Ustalar Nilüfer'de" etkinlikleri kapsamında, Fethiye Kültür Merkezi'nde Nazan Öncel'i ağırladı dün gece.
Sanat hayatına adım attığı 1975 yılından itibaren söylediği şarkılarla ve yazdığı sözlerle her zaman hit olan Nazan Öncel, kendi tabiriyle 'bitmişi 159' bir kadındı...
Lâkin tüm gerçek sanatçılar gibi o da sahnede devleşmiş, bildiğimiz Nazan Öncel olmuştu.
İsyankâr, davetkâr, zaman zaman da sitemkârdı şarkılarında...
'Gitme kal bu şehirde' derken şarkıya eşlik eden keman içimizi titretti.
'Güya' şarkısı Gezi kokuyordu...
'Ceylan' şarkısındaki ceylan Gezi'de dolanıyordu.
Zaman zaman yaptığı ince göndermelere aldığı karşılıkla izleyicinin profilini de çıkartıverdi.
Göndermeleri yerini buluyordu.
'Erkekler de Yanar'ı 'kızlı erkekli' söyledik mesela.
Kendisini izlemek için Kıbrıs'tan gelen dahi vardı. Vatandaş Bursalı arkadaşına yapacağı ziyaretini bugünü de kapsayacak şekilde denk getirmiş ve kalkmış Kıbrıs'tan gelmiş.
Fanatik hayranları sahneye sürekli seslenerek ne kadar sıkı birer hayran olduklarını haykırıyorlardı.
Öncel hepsine cevap veriyor, çok istedikleri bir şarkıyı programında olmamasına rağmen seslendiriyordu.
"Bu havada gidilmez"
O şarkılarını söylerken sanatın insana kattığı ölümsüzlüğü görüyorduk.
Şarkılar ölmüyordu...
Şarkılarla aşık olup, şarkılarla ayrılıyorduk.
Bir nesil için anlamını kaybeden bir şarkı, diğer nesil tarafından hemen sahipleniliyordu.
Hangi ruh hali ile yazdığını belki kendisinin bile hatırlamadığı o şarkıları hep bir ağızdan söylerken yüreğini açıp acısını-tatlısını paylaşmış olmanın pervasızlığındaydı.
Bursa'ya ve Bursalı izleyiciye olan sevgisini dile getirirken söylenen bütün şarkıları ezbere bilen koro karşısında saygıyla eğilmeyi de ihmal etmedi.
Hepsi birbirinden değerli orkestra üyelerini tek tek tanıtması sırasında en büyük alkış, yeni albümün dinleyiciyle buluşması için keyfi beklenen 'Büyük İskender' İskender Paydaş'a gitti.
Öncel, orkestrası ile bir aile olduklarını söylerken, 'Ben nereye onlar oraya' dedi.
Gördüğümüz kadarıyla anne de, aile de, izleyici de halinden epey memnundu...
Yaklaşık iki saat süren konserin sonunda ayakta alkışlandı Öncel.
Daha bir iki saat olsa dinlenirdi doğrusu. O kadar çok şarkısı vardı ki bilinen ve söylemesi istenen.
Ama biz izleyiciler dinlerken yorulmuştuk,
Ya Nazan Öncel...
Kuliste işte o yorgunluk üzerinde, yine de mutlu ve keyifli bir haldeydi.
Hayranlarından biri olarak bizi odasına kabul etti ve kameralara bu güzel kareyi vererek o geceyi ölümsüzleştirdi.
Birkaç şarkıdan sonra ara vermemiş, şarkıları birbirine kâh sohbetle, kâh dansla bağlamış, konseri bölmemişti.
Karşılığında da izleyiciler gözlerini bir an üzerinden alamamış, bütün şarkılar hep bir ağızdan söylenmişti.
Üstelik hasta hasta söylemişti bütün şarkılarını.
Biraz terleyerek, biraz burnunu çekerek.
Bunu da izleyicisiyle paylaşarak, gayet doğal ve olağan bir şekilde.
Kuliste görüştüğümüzde hastalığı daha belirgindi. Gözleri hâlâ çakmak çakmaktı ve üşümüştü.
Sahne kostümünü değiştirmiş, koltuğuna yerleşmiş bekliyordu bizi.
Sevgilerimizi ve hayranlığımızı sunduk kendisine.
Tabii ki teşekkürlerimizi de...
Kırıklığına rağmen konser boyunca performansında zerre kadar eksiklik olmamıştı.
Hele de şarkı aralarında ettiği sohbetler ile izleyicileri kendisine hayran bırakmıştı.
Kimden bahsettiğime geleyim;
Nilüfer Belediyesi'nin Kültür ve Sanat etkinliklerine verdiği değeri biliyorsunuz. Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen sanatçılarını Bursalı hayranlarıyla buluşturan Nilüfer Belediyesi, "Ustalar Nilüfer'de" etkinlikleri kapsamında, Fethiye Kültür Merkezi'nde Nazan Öncel'i ağırladı dün gece.
Sanat hayatına adım attığı 1975 yılından itibaren söylediği şarkılarla ve yazdığı sözlerle her zaman hit olan Nazan Öncel, kendi tabiriyle 'bitmişi 159' bir kadındı...
Lâkin tüm gerçek sanatçılar gibi o da sahnede devleşmiş, bildiğimiz Nazan Öncel olmuştu.
İsyankâr, davetkâr, zaman zaman da sitemkârdı şarkılarında...
'Gitme kal bu şehirde' derken şarkıya eşlik eden keman içimizi titretti.
'Güya' şarkısı Gezi kokuyordu...
'Ceylan' şarkısındaki ceylan Gezi'de dolanıyordu.
Zaman zaman yaptığı ince göndermelere aldığı karşılıkla izleyicinin profilini de çıkartıverdi.
Göndermeleri yerini buluyordu.
'Erkekler de Yanar'ı 'kızlı erkekli' söyledik mesela.
Kendisini izlemek için Kıbrıs'tan gelen dahi vardı. Vatandaş Bursalı arkadaşına yapacağı ziyaretini bugünü de kapsayacak şekilde denk getirmiş ve kalkmış Kıbrıs'tan gelmiş.
Fanatik hayranları sahneye sürekli seslenerek ne kadar sıkı birer hayran olduklarını haykırıyorlardı.
Öncel hepsine cevap veriyor, çok istedikleri bir şarkıyı programında olmamasına rağmen seslendiriyordu.
"Bu havada gidilmez"
O şarkılarını söylerken sanatın insana kattığı ölümsüzlüğü görüyorduk.
Şarkılar ölmüyordu...
Şarkılarla aşık olup, şarkılarla ayrılıyorduk.
Bir nesil için anlamını kaybeden bir şarkı, diğer nesil tarafından hemen sahipleniliyordu.
Hangi ruh hali ile yazdığını belki kendisinin bile hatırlamadığı o şarkıları hep bir ağızdan söylerken yüreğini açıp acısını-tatlısını paylaşmış olmanın pervasızlığındaydı.
Bursa'ya ve Bursalı izleyiciye olan sevgisini dile getirirken söylenen bütün şarkıları ezbere bilen koro karşısında saygıyla eğilmeyi de ihmal etmedi.
Hepsi birbirinden değerli orkestra üyelerini tek tek tanıtması sırasında en büyük alkış, yeni albümün dinleyiciyle buluşması için keyfi beklenen 'Büyük İskender' İskender Paydaş'a gitti.
Öncel, orkestrası ile bir aile olduklarını söylerken, 'Ben nereye onlar oraya' dedi.
Gördüğümüz kadarıyla anne de, aile de, izleyici de halinden epey memnundu...
Yaklaşık iki saat süren konserin sonunda ayakta alkışlandı Öncel.
Daha bir iki saat olsa dinlenirdi doğrusu. O kadar çok şarkısı vardı ki bilinen ve söylemesi istenen.
Ama biz izleyiciler dinlerken yorulmuştuk,
Ya Nazan Öncel...
Kuliste işte o yorgunluk üzerinde, yine de mutlu ve keyifli bir haldeydi.
Hayranlarından biri olarak bizi odasına kabul etti ve kameralara bu güzel kareyi vererek o geceyi ölümsüzleştirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder