Nasıl bilirdiniz diye soracak Hoca Efendi...
İyi bilirdik diyecek cemaat.
Belki de, "Kötü bilirdik" diyecekler cenazeye gelmediği için.
Ya da adettendir diye...
Ölünün ardından hayır dua okuyan da çıkacak, beddua da.
Duası kabul olan da olacak, olmayan da.
O duayı bugün ona edecekler, yarın bir başkasına...
İşte Birand edilen duaları alarak gidiyor bu dünyadan.
Yaşadığı her ne varsa şimdi ona yoldaş.
Herkesin eşitlendiği yer şu tahta tabut
Farklılaştığı yer ise tabut dışı.
Seveni-sevmeyeni, cenazeye katılan meşhurları görmek isteyeni ile kalabalık bir cenaze töreni oluyor.
Tarih onu nasıl yazacak, gelecek nesillere nasıl anlatacak bilinmez.
Bir kısım vatan haini diyecek, bir kısım vatansever.
Hangisinin doğru çıkacağını zaman gösterecek.
Mesleğine olan sevdası ve bildiklerini öğretmedeki özgüveni ise hiç tartışılmayacak.
Yaramaz çocuk halleri ve her daim gülen bakan gözleri ile sempati sınırlarını zorlamasına kimse laf edemeyecek.
İçindeki neşeyle yerinde duramayan kıpır kıpır bedeni komedyenlere malzeme olmaya devam edecek.
Onun arada akordu kaçan sesi ve haber sunarkenki gaf ebesi halleri ile kabul edilebilmesi, olması gereken kuralları bir kez daha gözden geçirtecek.
Şu anda televizyondan izliyorum da;
Ekranlardan yansıyan cenaze töreni de kendisi gibi kıpır kıpır.
Bir insan nasıl yaşarsa öyle ölürmüş ya hani, onun vedası bile tam da yaşadığı gibi.
Eşinin dediği gibi, Mehmet Ali görseydi çok eğlenirdi...
Mehmet Ali Birand: 9 Aralık 1941, Beyoğlu - 17 Ocak 2013, Nişantaşı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder