16 Ocak 2013 Çarşamba

Bir avuç anı

Öngörüde bulunup geleceğe yolculuğa çıkabilmek herkese nasip olmasa da ömür uzadıkça geçmişe dönmeler ve eski günlerde gezinmeler herkes için kaçınılmaz.
Malum, geçmiş çoğalıp gelecek azaldıkça mazi ve anılar daha bir kıymetlenmeye başlıyor.
İnsan, yaşadığı günleri yad edecek muhabbetler arar oluyor.
O yüzdendir ki aynı dönemleri yaşamış insanlarla edilen muhabbetlere doyum olmuyor.
Hele de kendinin olmadığı ya da hatırlamadığı günleri yaşayanlarla o günlere gitmek bambaşka...
Dünyanın kendi doğumuyla başladığını düşünür insan cahilce.
Geçmişten bahsedenleri yaşlı bulur ve hepsinden sıkılır.
Ona göre kendisinden önce olan her şey eskidir.
Hazıra konduğu her şeyin bir geçmişi olduğunu anlaması ise biraz zaman alır.
Yaş alıp, algısı değiştikçe de eski dediği ne varsa hepsine dört elle sarılır.
Evde bir büyükle büyümüş olmaktan mıdır bilmem, geçmiş günler beni ziyadesiyle cezbetmiştir.
Anneannemin anlattığı her ne varsa zihnimde canlanmış, beni zamanda yolculuğa çıkartmıştır.
O yüzdendir ki geçmiş benim için geçmemiştir...
****
Tanıtılan kitabın içeriğinin tam benlik olduğunu bilmeden bir davete katıldım geçtiğimiz günlerde..
Davet Karamustafa Kaplıcaları'nda çay-simit-kaşar ve tahinli eşliğinde idi.
Bursa'nın son elli yılını anlatan Bir Avuç Bursa kitabı için seçilen mekânın da, edilen ikramların da kitabın içeriği ile müsemma olması ince bir düşüncenin ürünüydü.
Açılış konuşmasını kitabın oluşumuna katkı sağlayan Şükûfe Gökçen İskit yaptı. Ardından sözü baba Gökçen, Memduh Bey aldı.
Ve ardından da kitabın yazarı Yavuz Bubik...
Neredeyse 2 metreye ulaşan boyuyla  ve 70'i geçen yaşıyla heyecan dolu ve epey yakışıklı bir delikanlı vardı şimdi sahnede.
Yıllarca yazdığı yazılar, tuttuğu notlar ve biriktirdiği anılar kendisini okuyanları Bursa yolculuğuna çıkartmak için bu kitabın sayfalarında yerlerini almışlardı.
Anlaşılan o ki, eski Bursa fotoğrafları ile zenginleşen kitap bir ömre bedeldi.
Gelen konuklar kendilerine takdim edilen kitapları yazarına imzalattılar bir bir.
Yazar, bu özel günde kendisini yalnız bırakmayan dostları ve ailesinin arasında neşeli çocuk halleriyle ilgileniyordu bütün misafirleriyle .
Eşi ve geliniyle tanışıp sohbeti biraz derinleştirdiğimizde Yavuz Bey'in yazmasındaki en büyük desteğin ailesinden, özellikle de eşi Belma Bubik'ten geldiğini gördüm.
Kitaba fotoğraf koleksiyonu ile Afif Antel, redaksiyonu konusunda yardımı ile Banu Demirağ ve kitabın hayata geçmesine katkı sağlayarak Gökçen Ailesi destek olmuş.
****
Yavuz Bubik'in yayınlanan yazılarından derlenen Bir Avuç Bursa kitabı başucumda duruyor.
Okuduğum her satırında beni annemin-babamın gençliğine götürüyor.
Kitaptaki eski Bursa fotoğrafları insanı geçmişin derinliklerine çekiyor.
Kim bilir;
Sayfaların arasında belki bir ayak izi, belki tanıdık bir sima görürüm diye bu kadar merakla çeviriyorum sayfaları.
Ya da kendi izlerimi nasıl bırakırım diye...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder