20 Şubat 2013 Çarşamba

Reyting Çocukları

Acun’un fikri firar ettikçe arayıp bulup yeni yarışmalarla çıkıyor karşımıza.

Bu yarışmaları keşfederken çok yoruluyor olmalı ama ne yapsın, bu da onun işi.

Daha değişik, daha farklı, daha canlı, daha heyecanlı, daha daha daha... derken,

Hizmette sınır tanımıyor malum.

Yeter ki izleyici şenlensin.

Ha bir de, hep kendisi izlensin.

Farkındaysanız aralardaki reklamlarda bile ekiptekileri oynatıyor ki sadık izleyicisi yabancılık çekmesin.

Oylama vakti gelince de mesaj atan eller dert görmesin.

İlgiyi uzun süre canlı tutabilmek herkesin harcı değil elbet.

Sineğin son damla yağını dahi ziyan etmemek ve her milisaniyeyi bile reytingi kaç eder hesabıyla değerlendirmek.

Hayatını bu çerçevede yaşayan insanların televizyon camiası için bulunmaz birer Hint Kumaşı olmaları su götürmez bir gerçek.

Onlar da haklı, ne kadar reyting o kadar reklam.

Ne kadar reklam, o kadar pasta.

Ne kadar pasta, o kadar reyting.

Dönüp duran bir sarmal bu...

Hazır  iyi süt veriyorken ineği bol bol sağmak, etinden yararlanmayı da süt vermediği zamanlara bırakmak lâzım tabi.

Düşünün bir, O’nun gibi Kimler Geldi Kimler Geçti. 

....

Yarışma programlarında reyting ve pasta hesaplamaları yapılırken oyunun parçası olan yarışmacıların kazançları nedir bir de onu sormak lâzım.

Onlar sadece figüranlık yapıp kenara mı çekilirler?

Neredeyse ergenlik çağına ulaşmış bu yarışma programlarından niçin bir tane bile meşhur çıkmaz?

Birinciyi seçmek için atılan onca mesaj sayesinde mi birinci olur yarışmacı, yoksa birinci baştan bellidir de maksat servis sağlayıcıların da sebeplenmesi midir?

Finale kalan her yarışmacı diğerinden daha mı iyidir, yoksa öyle olması mı gerekmiştir?

Peki ya birincilik meşhur olmayı garanti edecek midir?

Henüz etmemiştir.

Yine de bir ihtimal.

Yarışmaya katılanlar için de umut dünyası işte.

Bir bakar ki hiç ummadığı yerde kırılıvermiş şeytanın bacağı.

Çıkıvermiş karşısına sihirli değneğiyle bir peri.

Dokunuvermiş omuzuna.

Hadi yürü ya kulum...

****

Yarışma programlarının izleyici tarafına bakacak olursak; orada da tuttukları taraftara birincilik kazandırmak için edilen Bilmemkaçıncı Mesaj Savaşları’nı görüyoruz.

Konu-komşu- eş-dost-akraba bir yandan yağdırır mesajları, yarışmacıyı kendisine yakın bulan ablalar- abiler öte yandan.

“Sizin taraf mı birinci olacak bizim taraf mı?”

“Hadi bakalım görürsünüz siz!”

“Al bu da size kapak olsun!”

Bir gecede çıkar savaş,

Ve biter bir gecede.

Ertesi gün sorarsınız kimdi birinci olan, adını dahi hatırlamaz.

Telefon faturası gelince biraz sarsılsa da yiğitlik pürü pak olmalıdır.

Kime hizmet etti, kazancı neydi sorgulamadan geçer gider.

Ta ki bir sonraki yarışmaya dek...

****

Bu kadar anlattığıma dudak büküp de “Ben bu tarz programları izlemem” demeyin.

Onlar sizin de izleyeceğiniz bir program yaparlar nasılsa.

Belgesel kanallarından sıkıldıkça o kanala zaplarsınız.

Kitabınızdan başınızı kaldırıp kulak kabartırsınız.

Kim bilir belki gün gelir oy bile atarsınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder