Pek çok ülkede koltuğun cazibesine kapılan yok da, niçin az gelişmiş ülkelerde var?
Evet, doğru bildiniz. Sorunun cevabı sorunun içinde.
"Az gelişmiş oldukları için."
Klasik söyleminizi dilinize dolayıp, "Ama bizden önce dünya bile yoktu!" derseniz, "Ama insanlık vardı" derim...
İnsan dünyaya hâkimken o dünyaya anlam katacak olan tek bir şeyi çöpe atarsa, sahip olduğu her şey birbiri üzerine devrilir. Kendini zirvede tutmak için etrafını şak şakçılarla doldurup, aşılmaz duvarlar örer, işine gelenleri görüp işine gelmeyenleri silerse, bunun için de çevresindeki üç beş beslemeyi kullanırsa, ben burada onun gücünü değil, acizliğini görürüm.
Tıpkı Muhteşem (Ezik) Gatsby gibi...
İnsan İnsan Derler İdi
Durup durup ekonomi düzelir, eğitim sistemi düzelir, sağlık sistemi düzelir ama ayarları bozulan insan nasıl düzelecek, fabrika ayarlarına nasıl dönülecek diye soruyoruz. Malum, her şeyin başı insan. Malum, kalite eşittir ahlâk. Malum, her alanda kaliteyi düşüren eskiden azınlıkta, şimdi ise çoğunlukta olan ahlâka mugayir insan.
Ahlâka mugayir insanı tarif ederler de onları nasıl düzelteceğimizi hiç söylemezler.
Balık baştan kokar diyelim ve imam ile cemaat arasındaki "gazlı mazlı" hikâyeyi hatırlayalım. Cemaat değişmeyeceğine göre çözüm tek:
Gazsız bir imam bulmak!
Şikâyet Değil, Malumun İlâmı
Çöpe atılan "insanlık" ve organize "kötülük" sebebiyle ekonomiden eğitime, sağlıktan sanata, hukuktan medyaya kadar her şeyin içi boşal(tıl)dı. İncelikli insanların yerini saldırgan, bilgisiz, bilinçsiz ve "doktor bile dövebilen" kendi içinde gelişmiş(!) bir vandal kitle aldı. Vandallık tüm ülkenin üzerini karanlık bir örtü gibi örterken kutsal meslekler dahi kutsallığını kaybeder oldu. Şimdi artık vandal ortamlarda büyüyen, vandallık içinde eğitim gören, vandallık ortasında çalışan ve vandallığı yaşama biçimi olarak benimseyen kişilerin oluşturduğu kitleler kesir sadeleştirmedeki gibi hem birbirlerini götürüyor hem de matematikteki yutan eleman gibi azaldıkça azalan incelikli insanları bir lokmada yutuyor.
Son kalan incelikli insanlar ise bütün bu kargaşaya var güçleriyle karşı duruyor.
Siz hepiniz ben tek!
Elektrik akımına kapılması sonucu yoğun bakıma kaldırılan ve hastanede verdiği yaşam mücadelesini kaybeden Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in haberini, olayın ilk olduğu gün (adını anmak istemeyeceğim) bir gazete “çarpıldı” başlığı ile vermişti. Kötülük bunların kılcal damarlarına kadar işlemiş dedim. Durmuyorlar ve kötülük doğurmaktan haz alıyorlar.
Zeyrek üzerine yapılan haberleri okurken Zeyrek’in beş ay önceki açıklamaları çıktı karşıma. Karşımda “Siz hepiniz ben tek” diyerek etrafındaki karanlık ile savaşan genç ve idealist bir adam gördüm.
Lakin, ne acıdır ki memleketin ihtiyacı olan ‘Tek’ler ne olduğu, nasıl olduğu belli olmayan acayip şekillerde birer birer gidiyor…
Elektrik akımına kapılması sonucu yoğun bakıma kaldırılan ve hastanede verdiği yaşam mücadelesini kaybeden Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in haberini, olayın ilk olduğu gün (adını anmak istemeyeceğim) bir gazete “çarpıldı” başlığı ile vermişti. Kötülük bunların kılcal damarlarına kadar işlemiş dedim. Durmuyorlar ve kötülük doğurmaktan haz alıyorlar.
Zeyrek üzerine yapılan haberleri okurken Zeyrek’in beş ay önceki açıklamaları çıktı karşıma. Karşımda “Siz hepiniz ben tek” diyerek etrafındaki karanlık ile savaşan genç ve idealist bir adam gördüm.
Lakin, ne acıdır ki memleketin ihtiyacı olan ‘Tek’ler ne olduğu, nasıl olduğu belli olmayan acayip şekillerde birer birer gidiyor…
****
Şarkısının bir yerinde, "Sevgini söylemekle başlar her şey birdenbire" derdi rahmetli İlhan Şeşen.
Sonra devam ederdi:
Bir çocuğun saçını okşayarak gülümse
Küçük bir pırıltıyla yolunu o göstersin
Yeniden başlamak istersen bu bile sana yeter.
Ah İlhan Ağabey; hani bir çocuğun saçını okşayarak gülümseyecektik, hani küçük bir pırıltıyla yolumuzu o gösterecekti, hani yeniden başlamak istersek bu bile bize yeterdi.
Biz sana inandık. Sevgiye, doğruluğa, dürüstlüğe, inceliğe, iyiliğe inandık.
Şimdi artık yolun sonuna mı geldik, yoksa meçhule giden bir yolun başında mıyız inanın bilmiyorum.
Toplumsal kötülük tahammül edilmez bir hâl aldıysa da; 'siz hepiniz ben tek' diyerek, mücadeleyi bırakmadan ve kendimi bozmadan yaşamanın ustası oldum.
Bundan yorulmadım.
Çünkü bildiğim tek yol bu...
9 Haziran 2025 / C.E.Y.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder