22 Ekim 2017 Pazar

Taşları yerinden oynatan kadınlar

Bursa Soroptimist Kulübü tarafından 21 Ekim 2017 gecesi düzenlenen 60. yıl kutlamasında, 60 yıla emek verenler, 60 yılda yapılan çalışmalar ve bu zaman zarfında Bursa'ya atılan imzalar bir kez daha anıldı ve anlatıldı.
1957'den bu yana Bursa'ya nefes olan kadınlar, Bursa'nın sosyal ve kültürel yüzüne ışık olmuşlardı.
İşinde ve mesleğinde belli bir varlık göstermiş kadınların kabul edildiği kulüpte tanıdık isimlerin olması hoştu da, kulübü kuran, ilk harcı karan ve bugünlere uzanan yollara taşları ilk döşeyen kadınları tanımıyor olmak bana kendimi epey eksikli hissettirdi.
Araştırdım ben de:

Dünya - Türkiye - Bursa
Dünyadaki ilk Soroptimist Kulübü 1921 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde, Kaliforniya eyaletinin Oakland şehrinde kuruldu.
Türkiye'deki ilk Soroptomist Kulübü, 1948 yılında İstanbul’da, yazar Müfide Ferid Tek tarafından kuruldu. Bunu Ankara(1952), İstanbul Boğaziçi(1955) ve İzmir(1961) Kulüpleri takip etti. 
Müfide Ferid Tek
Bursa Soroptimist Kulübü ise 1957 yılında Türkiye’nin dördüncü soroptimist kulübü olarak, İstiklâl Marşı'nın bestecisi Osman Zeki Üngör'ün kızı olan, Türkiye'nin ilk hukukçusu Avukat Beraet Zeki Üngör rehberliğinde kuruldu. İlk başkan Peruhan Sayman oldu.
Beraet Zeki Üngör
Kurucu üyelerden Şermin Vardar, Tomris Özçetin, Zerrin Revak, Sevim Baydar, Nermin Ekinci, Nebahat Bulucu, Sevim Gürlük, Güzide Özüzger, Peruhan Sayman, Mesude Pars, Müşerref Çengeloğlu, Fehiman Aydıngün, Neriman Gülmen, Mesadet Koşar, Kamuran Onay, Leman Onurkan ve Emel Ersu gibi isimler, o dönem Bursa'nın iş ve meslek yaşamında başarılı olmuş kadınlarıydı. 

Yazının burasında sözü Soroptimist Kulüp üyesi Zerrin Tığlıoğlu'na bırakalım ve kulübün hizmetlerini onun anlatımı ile aktaralım:
"Bursa Soroptimist Kulübü kurulur kurulmaz halka açık ücretsiz okuma yazma ve tamir kursları açtı. Doktor ve hemşire üyelerinin özverili çalışmaları sonucunda ana-çocuk sağlığı bilinci oluştu. Bu bilinç daha sonra Ana- Çocuk Sağlığı Merkezleri olarak yaşama geçirildi.
1973- 1974 yılında Köy Ekmeği Projesi sadece Bursa’da değil, Türkiye’de de bir ilkti. Üyemiz Huriser Terzioğlu’nun başkanlığında yürütülen bu projenin doğal beslenme bilincinin oluşmasında öncü olduğunu söyleyebiliriz. Bu proje o kadar yoğun bir ilgiyle karşılandı ki, sattığımız ekmeklerden elde ettiğimiz gelirle Altıparmak’ta kendimize bir çalışma ofisi aldık. 
1965-1970 yılları arasında lise öğrencilerine meslekleri tanıtan konferanslar verdik. O yıllarda gençlere yönelik bu tarz çalışmalar son derece azdı. Okullarda rehberlik çalışmalarının henüz yeni yeni yapılmaya başlandığı yıllarda bu konferanslar gençlerin meslek seçiminde ve kendilerini tanımalarında yol gösterici bir çalışma oldu.
1973 yılında Muradiye’de yapılan çocuk parkı bir sivil toplum örgütü tarafından yapılan ilk çocuk parkıydı ve Cumhuriyetimizin 50. Yılında Bursalı çocuklarımıza armağanımızdı. 
Cumalıkızık evlerinin gündeme gelmesi yine kulübümüz sayesinde oldu. Yıldırım Belediyesi ile yapılan işbirliği ile Cumalıkızık evlerinin restorasyon çalışmalarına başlandı ve köye gelir getirici faaliyetler düzenlendi. Köyde çok sayıda kestane ağacı dikildi. Birçok konferans, panel ve kongre katılımcıları köye yönlendirildi. Bursa dışından gelenlere de Cumalıkızık tanıtıldı ve Cumalıkızık'ın koruma altına alınması için yoğun çaba harcandı. 
Üyelerimizden Necla Kitay Yazıcıoğlu İlköğretim ve Ayten Bozkaya İlköğretim okullarında uzun yıllar Çiğdem Kağıtçıbaşı'nın projesi olan Anne - Baba Okulu uygulaması yapıldı. Okuma yazma kursları açıldı, sağlık konusunda konferanslar verildi. Resim ve kompozisyon yarışmaları düzenlendi. Anne Baba okulu daha sonraları başka kulüpler tarafından da çalışma programlarına alındı. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın bu projesini sahada uygulayan ilk kulüp olmaktan da gurur duyuyoruz.
Birçok okula eğitim malzemeleri desteği sağladık. Birçok okulda sınıfların fiziksel şartlarını iyileştirdik. 60 yılda binlerce genç kızımıza eğitimlerinde destek olduk.
Toplu nikahlar yaptık. Mesleki kurslar açtık, kadınların meslek sahibi olmalarını önemsedik, resim sergileri açtık, defileler düzenledik. Bursa Valiliği Kadının Statüsü Birimi Koordinatörlüğünde, sivil toplum kuruluşları ile Evlilik Okulu ve Aile İçi Şiddeti Önleme konularında çalıştık. 
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kliniği, Çocuk Ruh Sağlığı ve Kadın Doğum Klinikleri'ne katkıda bulunduk. 
Huzurevinde kalan yaşlılarımızla yakından ilgilendik
Hasta Bakım Kursları ile kadınlarımıza iş imkanı sağladık.
Şehrimizi Temiz Tutalım kampanyasını başlattık.
İlaç Toplama kampanyasını başlattık ve bu kampanyayı bir yıl süreyle  başarıyla uyguladık. Bu kampanya ile  zor durumda olan dar gelirli hastalara katkı sağladık. 
1999 yılında ülkemizi derinden sarsan Yalova depreminde çok özverili saha çalışmaları yaptık.
Üyemiz Feyha Çelenk Yönetiminde kurulan tiyatro grubumuz, amatör tiyatro kulüplerinin  kurulmasına öncülük etti. Uzun Yıllar Bursa Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu'nda Müdürlük yapan, Bursa Şehir Tiyatrosu’nun kurucusu, ödüllü sanatçı Feyha Çelenk’in Bursa ve Uludağ Soroptimist Kulübü'nün amatör üyeleriyle gerçekleştirdiği bu çalışmadan elde edilen gelir, AYDINLIĞIN GENÇ KIZLARI PROJESİ'ne aktarılarak, yüzlerce kızımıza eğitimlerine destek oldu ve olmaya devam etmekte. 
Kulüp üyelerinden Zerrin Tığlıoğlu’nun yazdığı ve Feyha Çelenk’in yönettiği, Bursa Soroptimist ve Uludağ Sorptimist kulüp üyelerinin rol aldığı SAVAŞ KİMİ VURUR adlı oyunla, Bursa ve Uludağ Kulüpleri Tiyatro Topluluğu Uluslararası Ethos Tiyatro Festivali'ne davet edildi ve burada gösterdiği performansla takdir topladı.
Yine bir  dönem üyemiz olan Berrin Kulya Balkanlar, Türkiye’de yine bir ilki gerçekleştirdi ve İşitme Engelli Çocuklara Tiyatro çalışması yaptırdı. İki perdelik oyun Devlet Tiyatrosu sahnesinde  sahnelendi ve çok büyük  ilgi gördü. Bu projeyle birlikte işitme engelli çocuklarımızın özgüvenlerinin  arttığını, sadece oyunda rol alan öğrencilerin değil, onları izleyen arkadaşlarının ve velilerinin de o özgüveni ve mutluluğu yaşadıklarını gördük.
Berrin Kulya Balkanlar önderliğinde, Sırameşeler Çocuk Yetiştirme Yurdu'nda da tiyatro çalışmaları yaparak, orada  yaşayan çocuklarımızın sosyal ve kültürel yaşamlarına katkıda bulunduk.
Çevreye her zaman duyarlı olduk. Orman Bölge Müdürlüğü ve DSİ ile birlikte Demirtaş’ta 7000 ağaçlık Soroptimist Ormanı Projesini gerçekleştirdik. Ağaç Sertifikalarıyla kulübümüze gelir sağladık.
Bu proje Atina’daki Guvernörler Toplantısında Avrupa Birliği Başkanı tarafından örnek proje olarak gösterildi.
Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Okulu'nun kuruluşunda üyelerimizin katkısı yadsınamaz.
Bursa Soroptimist Kulübü  olarak, 1987 yılında Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu'nun Yurtta Barış, Dünyada Barış adlı uluslararası projesine de ev sahipliği yaptık. 
Erzurum Horasan ilçesi Yıldıran Köyü’nde Halk Eğitim Merkezine halı tezgahları aldık ve Halıcılık Kursu açtık. Kovan ve oğul arıları gönderilerek arıcılığı teşvik ettik. Daha sonra halıcılık kursları işitme engelli vatandaşlarımız için Bursa’nın Dağdibi ve Akçalar köyünde, üyemiz Fatoş Öztürk’ün özverili çalışmaları ile sürdürüldü. 
Üyemiz Deniz Gökçen’in girişimiyle Gökçen İş Hanı'nda on yıl süreyle Kadın Emeği Standı açtık. Bu yolla kadın el emeği değerlendirdik ve on yıl süreyle kadınlara ekonomik destek sağladık. Yine üyemiz Deniz Gökçen’in girişimiyle Pala kilim projesini hayata geçirdik ve bu yolla da  kulübe ciddi gelir sağladık.
Çevre köylerini önemsedik. Dağdibi köyünde çocuklara eğitim desteği verdik. Köydeki öğretmen lojmanını onardık. Köyde yaşayan kadınlarımızın ürettiği bal reçelini satarak onlara gelir sağladık. Dağdibi köyü kadınlarına ekonomik desteğin yanında sağlık alanında da destek verdik. Kadınlarımızı Bursa’da ağırlayarak onların kültürel gelişmelerine de katkıda bulunduk.
Köyümden Büyük Hayallerim Var Projesi, kulübümüzü heyecanlandıran projelerden biri oldu. Bursa’nın dağ köylerinde seçilen iki pilot okulla, Akçasaz ve Karaağız köylerinde yapılan çalışmalarla öncelikle okulların fiziksel şartları iyileştirdik. Okula başta bilgisayar, tablet olmak üzere  eğitim malzemeleri desteği verdik. Büyük şehrin kültürel olanaklarından yoksun olan çocukları Bursa’da tiyatroya, sinemaya, müzeye, lokantaya götürdük. Bu projeyi çok önemsiyoruz. Büyük şehrin olanaklarına  köylerimize götürmek imkanımız yoksa, orada yaşayan çocukları büyük şehre getirerek  çocuklarımızın ufuklarını genişletmek, onların hayal güçlerine katkı sağlamak, çalışma ve başarma hırslarını kamçılamak istiyoruz.
Sayısız konferanslar ve paneller düzenledik. Kadınlarımızı doğum kontrolü konusunda bilinçlendirdik,  kermesler yaptık, eğlenceler düzenledik, ulusal bayramlarımızı coşku ile kutladık. Atatürk ilkelerinin ve devrimlerinin her zaman savunucusu olduk.
60 yılda sayfalara sığmayacak işlere imza attık. Bu anlattıklarım yaptığımız işlerin kısa bir özetidir. 
Bugün, 50 yıldır aynı heyecanla çalışan üyelerimiz var."

Üyelerimiz, ödüllerimiz
Türkiye Yaşlılar Kurumu tarafından eşi  Bilgen Taneli ile birlikte Örnek Kıdemli Vatandaş Seçilen Üyemiz: Suna Taneli
Nilüfer Belediyesi tarafından ödüllendirilen üyemiz: Fatoş Öztürk 
Açtığı birbirinden başarılı sergilerle ve atölye çalışmalarıyla Bursa’da resim sanatının gelişmesinde büyük payı olan üyemiz: Ayşe Birsen İlter
Yurt içinde ve dışında sergiler açan üyemiz: Banu Biçen
Yazdığı oyunlarla birçok ödül alan yazarımız: Zerrin Tığlıoğlu
Nilüfer Belediyesi tarafından verilen Ezber Bozan Kadın ödülünü almış üç üyemiz: Aytaç Toker, Feyha Çelenk, Zerrin Tığlıoğlu
Bursa’nın son 100 yılına damga vurmuş ve Bursa’nın yüzü olmuş 100 kadından dokuzu  kulübümüzün üyesidir: Necla Kitay Yazıcıoğlu, Ayten Bozkaya, Mefharet İnal, Sevim Ertekin, Feyha Çelenk, Aytaç Toker, Ulviye Özer(ayrıldı), Zerrin Tığlıoğlu, Nebahat Bulucu
****
Bursa Soroptimist Kulübü'nün 60. yıl kutlama gecesine Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Başkanı Nilgün Pekkan, geçmiş dönem Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Başkanı Şenay Önder, Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Yönetim Kurulu üyeleri, TKSF Yönetim Yayma Komisyonu Başkanı Ayşegül Topdemir, Bursalı Soroptimistler ve davet edilen konuklar katıldı.
Hande Gençosman'ın zarif sunumlarıyla ve geceye katılan Trio'nun enfes müzikleri ile samimi bir havada geçen kutlama gecesinde, burada toplanan kadınların taşı yerinden oynatmak üzere taşın altına ellerini koydukları işleri, kadını ve dolayısıyla toplumu yüceltme adına yaptıkları çalışmaları görünce, zamanını boşa geçiren ne kadar çok kadın var diye düşündüm.
Ve o kadınların boşa geçirdikleri zamana ihtiyacı olan ne kadar çok kadın ve çocuk var dedim.

Şikâyet etmekle zaman öldüreceğine taşın altına elini koymak lazım demek ki.
Bugün taş yerinden oynar, bir bakmışsınız yarın yuvarlanıp gitmiş. 
Önce taşlar yuvarlanır, ardından kayalar gelir.
Marifet eylemi sürdürebilmektedir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder