29 Mayıs 2014 Perşembe

Çocuk olur da ıslanmayı sevmez mi?

Uzun ve sıcak yaz günlerinde eskinin tozlu topraklı sokaklarını ıslatarak hem serinleten, hem de toz kalkmasını bir nebze olsun engelleyen itfaiye sokağa geldi mi tüm çocuklar sokağa fırlardı hani. Aracın önünden iki yana fışkıran sularla ıslanmak, o suyun üzerinden atlamak en büyük eğlence olurdu.
Onun bir benzerini Altıparmak’taki Yüzen Taşlar’ın altına girerek tepeden aşağıya akan suda ıslanan çocuklar yaptı. Ayaklarında terlik, üzerlerindeki tişörtün yerinde yeller esiyor, en üstsüzünden dalmışlar suyun altına iki kafadar. Taşların yanından geçerken mi fikirleri geldi yoksa daha önceden de yaptıkları bir şey miydi bilmem. Anneleri görse kızacaktı ihtimal. Eve gidince iyi bir hesap sorulacaktı elbet.
Ne pantolonun kuru yanı kalmış, ne de çorabın.
Ama onlar o çocuk neşeleriyle o kadar mutlular ki. Varsın ıslansın pantolon. Varsın kızsın anne. Varsın birkaç gün yasaklı olsun sokak.
Yağmur gibi yağan suların altına fütursuzca girebilmek için çocuk olmak lâzım.
Ve bunu gerçekleştiren de gıpta edilesi işte bu çocuklar…
Helal size çocuklar…  :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder