İki yakası üç köprü ve iki tüp geçit ile bir araya gelen ya da gelemeyen
İstanbul şehrinin, Rumeli'ye göre "karşı yakası" olan Anadolu yakasının, en eski
yerleşim birimlerinden Kadıköy'ün, en görülesi semtlerinden Yeldeğirmeni semtinin sokaklarındaydım geçtiğimiz cumartesi.
Yeldeğirmeni
sokaklarını, yaklaşık kırk beş senedir Kadıköy'de yaşayan Özge Ersu ev sahipliğinde adımlarken; İstanbul'un ilk
kare planlı kent örneği apartman semti olan Yeldeğirmeni'nde yerleşim
olmadan önce burasının yeldeğirmenleri ve çayırlarla kaplı
olduğunu, 15. ve 16. Yüzyıllarda bahçeli evlerin var olduğu yazılan bu
yerleşim alanında 1774-1789 yılları arasında, Padişah I. Abdülhamit
tarafından ordunun, sarayın ve halkın un ihtiyacını karşılamak için (bugüne
ulaşamasa da) dört adet yel değirmeni
yaptırıldığını, Yeldeğirmeni'nin şimdiki Haydarpaşa Garı'nın olduğu
yerden başlayıp, İbrahimağa'yı da içine alarak Acıbadem'e kadar
uzanan Haydarpaşa çayırı içinde kalan bir alan olduğunu, Haydarpaşa
Çayırı'nda Osmanlı'nın süvari birliklerinin talim yaptığını, bu alanın
süvariler tarafından kullanılmasından sonra Talimhane'de de piyadelerin talim
yapmaya başladığını (Sultan Abdülmecid’in kız kardeşi Adile Sultan’ın düğünü esnasında çayır semalarında uçuşa geçen İtalyan Komasgi’nin balonunun sert bir rüzgara kapılarak Marmara Denizi istikametinde kaybolup gitmesi ve kendisinden bir daha haber alınamaması da Haydarpaşa Çayırı’nın ünlü hikayelerindendir.),
Kadıköy'ün eskilerinin Talimhane adıyla bildikleri yerin
şimdiki Halit Ağa caddesi ve Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu'nun bulunduğu
düzlük olduğunu, Yeldeğirmeni semtinin bu iki kalabalık arasında
oluştuğunu, Yeldeğirmeni'ndeki eski yapılardan sinagog, kilise ve
okulların hepsinin adının Haydarpaşa ile başladığını, Mekke'ye gitmek üzere
yola çıkan Hacı kafileleri ve Surre Alayları'nın son olarak uğurlandığı yerdeki
çeşmenin adının Ayrılık Çeşmesi olduğunu, Yeldeğirmeni'nde sokakların 1789-1807
yılları arasında, Padişah 3. Selim zamanında oluşmaya başladığını, 1845
yılında düzgün sokakların oluştuğu bu semtte, Abdülmecit'in emriyle kurulan
Kadıköy'ün ilk postanesinin hizmet verdiğini, Yeldeğirmeni'nde 1800'lü yılların
ikinci yarısında yerleşimin hızlandığını, özellikle 1872 yılında Kuzguncuk
Dağhamamı yangınından sonra buradaki Yahudilerin Yeldeğirmeni'ne gelmesi ile birlikte
apartmanlaşmanın başladığını, devrin Osmanlı padişahı II. Abdülhamid döneminde
(30 Mayıs 1906 tarihinde) yapımına başlanan ve 19 Ağustos 1908 tarihinde
hizmete giren Haydarpaşa Garı'nın yapımında çalışan Alman mimar ve
mühendislerin Yeldeğirmeni'nde kendilerine okul, kilise ve apartmanlardan
oluşan bir yaşam alanı yarattığını, Yeldeğirmeni'nin en güzel günlerini
1923-1970 yılları arasında yaşadığını, 1970 sonrası kat karşılığı inşaatçılığın
hızlanması ile eski alçak katlı evlerin yok olduğunu, Yeldeğirmeni'nin insan
profilinin değiştiğini, şimdilerde sanatçıların atölyelerinde sessiz sakin
çalıştıkları, özellikle de Erasmus öğrencilerinin tercih ettiği bir yerleşim
yeri olduğunu öğrendik.
Mamicini - Ayrılık Çeşme Sokağı |
Duvarlar
protest yazılarla doluydu. Malum, Kadıköy muhalif duruşu olan bir ilçe.
Deniz Hotel |
Pandelli'nin Bakkalı'nın yerine açılan simitçi fırını |
Henüz daha
gezimizin ilk dakikalarında, Özge Ersu'nun şimdilerde Erzurumlular Kültür ve
Dayanışma Vakfı'nın ikamet ettiği Esther Apartmanı anlatımını yolda durarak,
hayranlıkla dinleyen kişinin, vakfın Başkanı emekli kurmay albay Cevat Karakelleoğlu
olduğunu öğrendik. Cevat Bey'in nazik daveti ile dışından gördüğümüz Esther
Apartmanı'nın içine girip, asansör ile üst kata çıkıp, terasındaki lokalde
çaylarımızı yudumladık.
Çoğunlukla
Yahudilerin gösterişli apartmanlarının görüldüğü bu semtte Müslüman Türklerin
ve diğer gayrimüslimlerin apartmanları daha azdı. Bunlardan bilinen iki tanesi
Celal Muhtar (Türk) Apartmanı ve Demirciyan (Ermeni) Apartmandıydı.
Yahudilerin birçok apartmanından en ünlü iki tanesi ise İtalyan apartmanı adıyla bilinen Valpreda ve Kehribarcı apartmanlarıydı.
Yahudilerin birçok apartmanından en ünlü iki tanesi ise İtalyan apartmanı adıyla bilinen Valpreda ve Kehribarcı apartmanlarıydı.
Valpreda Apartmanı |
Bu apartmanlar karşıdan çok güzel görünüyor ama içinde yaşamaya kalksam yaşar mıydım acaba diye sordum kendi kendime.
Evet yaşardım ama şimdiki zamanda değil, yapıldıkları dönemde ve o zamanda yaşardım diye cevapladım kendimi.
Kitaplarda Kadıköy'ün ilk yerleşim yeri olan Khalkedon şehrinin
korunması için yapılan surların Yeldeğirmeni, Altıyol ve Yoğurtçu'dan geçtiği
yazar. Yeldeğirmeni, Pendik ve Yarımburgaz'da deniz kabuğu kalıntıları
bulunmuştur, bu durum bir zamanlar buraların da su altında olduğunu
göstermektedir der. "Yalı olmayan yalı" demiştim yazının
başlarında. Hacı Niyazi Musa Başçılar Yalı'sıydı dediğim. Yalı sahilden
"biraz" yukarıdaydı ama hem kendisini yalı olarak nitelendirecek
kadar yukarıda değildi hem de Yeldeğirmeni'nin sular altında olduğu zamanlar
kadar eski değildi.
Belli ki Musa Bey'in keyfinin kâhyası konağına "yalı" demek istemişti.
Belli ki Musa Bey'in keyfinin kâhyası konağına "yalı" demek istemişti.
****
Özge Ersu'nun takdim ettiği gezi paketindeki kulaklık sistemi sayesinde onun anlattığı her şeyi kaçırmadan dinledim. Gezinin sonunda Kadıköy ve Yeldeğirmeni benim için bir anlam kazanmıştı. Okuduğum yazılar, gördüğüm fotoğraflar yerini bulmuştu.
Lafı gelmişken;
Çok okuyan mı, çok yaşayan mı, çok gezen mi bilir diye sorarsanız,
Yaşayıp, okuyup, gezen derim.
****
Bu yazıyı yazarken Özge Ersu anlatımlarından dinlediğim ve aldığım notlar
ile Arif Atılgan'ın Kadıköy ve
Yeldeğirmeni üzerine yazdığı yazılardan çok faydalandım.
Haliyle, İstanbul ne anlatmakla ne yaşamakla ne de gezmekle biter. Özge Ersu'nun yaptığı gibi nokta atışı yapıp dağınık olmayan bir rota belirlemek ve gezilen görülen yerleri içimize iyice sindirmek en güzeli.
Anlatılanlar satırı satırı hatırımızda kalmayacaktır ama ruhumuzda bir esinti, zihnimizde bir fikir, bir anlayış, bir bakış oluşacaktır.
Kadıköy Kent Konseyi'nin seçilmiş ilk başkanı olan Arif Atılgan
"Kadıköy'de Zaman" kitabında, "İnsan ilişkileri sınırsız
olan gerçek bir semt idi Yeldeğirmeni. Yeldeğirmeni'nde düzgün bir fiziki çevre
sağlanamadığından insanlar semtlerini terk etmekteler." der ve ekler,
"Yeldeğirmeni Projesi Yeldeğirmenliler olmadan olmaz."
Belli ki Yeldeğirmeni Mahalle Yenileme Projesi ve Yeldeğirmeni'nde soylulaştırma sürecinde sıkıntılar var.
Dileriz ki yüzük taşı kadar kıymetli bu nadide semt vahşi anlayışın kurbanı olmaz ve masumiyetini yitirmez.
Belli ki Yeldeğirmeni Mahalle Yenileme Projesi ve Yeldeğirmeni'nde soylulaştırma sürecinde sıkıntılar var.
Dileriz ki yüzük taşı kadar kıymetli bu nadide semt vahşi anlayışın kurbanı olmaz ve masumiyetini yitirmez.
Bize de o masumiyeti ve huzuru bozmadan gezmek düşer.
16 Eylül 2021 / C.E.Y.
Yeldeğirmeni / Kadıköy - 11 Eylül 2021 Fotoğraf Albümü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder