Kınadığı her ne varsa yaşamadan gitmezmiş bu dünyadan insan.
1919'dan başladığını kabul etmediği T.C. tarihinin değerlerine sıkı sıkı sarılmakla sınanırmış mesela.
Daha düne kadar şehit askerin üzerine bayrak örtüp, üzerinde bayrak çıkartması gördüğü arabalara saldırırken ve mitinglerde bayrağı popo altına yaygı yaparken, bugün masum erlere nasıl saldırıp bayrağa nasıl sarılacaklarını bilemezlermiş mesela.
O popo korkusu var ya o popo korkusu, ah işte o korku insanı böyle bir anda ters yüz eder.
Bak iş dünyasına, bak sanat camiasına, bak sağına soluna, popodan muzdarip kim varsa bayrağın gölgesine saklandı şimdi.
Gel vatandaş gel, burada hepimize yer var gel...
(Darbe kalkışması başarılı olmuş olsaydı hangi bayrağın altında görecektik kendilerini merak da etmiyor değil insan ya neyse.)
Popo korkusuyla değil de vatan aşkıyla yıllardır o bayrak altında gururla yaşayanlar yeni "bayrakçı-demokrat-vatanseverler"in cansiperane hallerini görünce şaşırmış olsalar da ne yapsınlar, "Biz demiştik!" mi desinler..?
Bir musibet bin nasihatten iyidir desinler en iyisi.
Hem nasihat en çok vereni eğlendirir, verilene fayda etmezmiş.
Fayda etmesi için insanın illa musibetle karşılaşması gerekirmiş.
O zaman;
İşte hendek işte deve, işte nasihat işte musibet.
Haydi;
Üç deyince atlıyoruz hep beraber...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder